Elon Musk, Filistin meselesinde de şaşırtmamıştı, cesur duruyordu.
Ne var ki geçtiğimiz gün İsrail'e gidip Netanyahu'yla görüşmesi, Gazze'ye internet sağlamayacağını taahhüt etmesi, hakkındaki soru işaretlerini besledi.
Musk'a Amerikalı olduğu için güvenmeyen dostlarımdan, okurlarımdan "Biz demiştik" yorumlarını işitiyorum.
Ben hâlâ Musk'a güveniyorum. Kararını revize edeceğine, Gazze'deki insani yardım kuruluşlarına internet sağlamak gibi gayet makul bir adımdan vazgeçmeyeceğine inanıyorum.

Aksi halde, hiçbir ABD'li işadamına, milyardere nasip olmayan imajını çizdirir.
Tamam biliyoruz, İsrail lobisinin ticari ve politik imkânları çok geniş. Satın alamayacakları, korkutamayacakları insan çok az.
Ama pandemi döneminde, ifade özgürlüğü sınavında ya da ABD seçimlerinde karşısına aldıkları da İsrail'den güçsüz değillerdi.
Kaldı ki Musk bir deha. "İtidal" diyerek kendisine frene basması gerektiğini söyleyen danışmanlarının, yöneticilerinin işaret ettiği yolun nereye çıktığını fark etmeli...
ABD karşıtlığının tavan yaptığı Türkiye, Rusya, Ortadoğu dâhil tüm dünyada böylesine sempatiye karşılanmasını, daha önce onun pozisyonunun kimseye nasip olmadığını görmeli... Bu sonucun sebepleri üzerine derin derin düşünmeli.
Özgün ve samimi olmasına borçlu olduğu kredisini, Zuckerberg ya da Bezos gibi karaktersiz bir milyardere dönüşmek için harcamaya başlarsa yazık eder.
Böyle bir fırsat insanın ayağına iki kere gelmez.

***