GÜNCEL

Mahmut Övür : Uzlaşma zeminini kim sabote ediyor?

Tarih
20 Temmuz 2019
İzlenme
1142 Kişi
Doğu Akdeniz'e 200'ü aşkın savaş gemisinin konuşlanması, AB'nin Türkiye'ye Rum kesiminin baskısıyla ambargo koyması ve S-400 gerilimi, Türkiye ve bölgenin derin bir küresel kuşatma altında olduğunu gösteriyor.
Türkiye bu kuşatmaya karşı direniyor ve direnecek de.
Ancak bunun için iç siyasette yeni bir uzlaşma ve milli meselelerde birlikte hareket etme zemininin oluşması gerekiyor.
Yazarlar, yorumcular ve aydınlar da bunu istiyor, hatta ısrarla "muhalefetin de katılabileceğibir zeminin oluşması gerektiği" söyleniyor.
Siyaset için 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin 3'üncü yılı tarihi bir fırsattı.
O gün siyasetçiler bir araya gelebilir ve küresel güçlere, 3 yıl önce yapılan darbe girişimi üzerinden ortak cevap verilebilirdi. .
Bu beklentiye cevap Başkan Erdoğan'ın direktifiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan geldi. Soylu, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cülerin kanlı saldırısıyla 42 şehit verilen Gölbaşı Özel Harekat binasının açılış töreni için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, İP Genel Başkanı Meral Akşener'i ve çok sayıda muhalefet milletvekilini bizzat arayarak davet etmişti.
O gece Ankara'da iyimser bir hava vardı.
Ancak bu uzun sürmedi. Ertesi gün, yani 15 Temmuz günü darbeye direnen Meclis'te hava tam tersine döndü. Başkan Erdoğan'ın da izlediği konuşmasında CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç"şehitleri", halkın "destansı direnişi"ni bir cümleyle geçiştiriyor, "tiyatro miyatro değil bal gibi darbeydi" sözünü unutuyor ve 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" diyen CHP'yi tekrar hortlatıyordu.
Hatta hızını alamayıp, "Adil Öksüz'ün Türkiye'de cirit attığı"ndan, "Eline pasaport verildiği"nden söz ederek eski yalanları tekrarlıyordu. Bir anlamda genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Öksüz MİT ajanıydı" yalanını yeniden piyasaya sürüyordu.
Oysa Türkiye, tarihinin en zalim ve vahşi askeri kalkışmasını yaşamış, yüzlerce vatandaşını şehit vermişti. Ve bu derin trajediye rağmen milletin sağduyusu galip gelmiş, Türkiye sonsuza kadar bir daha böylesine hain bir darbe girişiminin yaşanmayacağı siyasi bir iradeye ve hukuk düzenine kavuşmuştu.
Böyle bir ortamda geçmişin vesayet kodlarından beslenen Türkiye'nin ana muhalefet partisi sözcüleri, sadece şunu yapıyordu:
O destansı direnişi itibarsızlaştırmak.
Ne darbenin arkasında duran ve hâlâ FETÖ elebaşına sahip çıkan ABD, ne kaçaklara kucak açan Almanya, ne küresel istihbarat örgütleri ne de CHP'nin 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra FETÖ'cülerle kurduğu kirli ilişki gündemlerinde vardı.
Sözcüler de tıpkı genel başkanları Kılıçdaroğlu gibi, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali hiç hırsızdan söz etmiyor, hep darbeyi durduranları suçluyorlardı.

yazının devamı için tıklayınız

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • hursit dilaver 2

    20 Temmuz 2019
    0 0
    galiba bizim milil iradeciler bu CHPnin, hesap sorarken ne şedid, ve gaddar bir yargılama yapacağını biliyorlar zaar. neyse SİZ O DP MEBUSUNUN HEYKELİNİ DİKİN. ULAN MAKARYOSUN BİLE HEYKELİ VAR BE BU ÜLKEDE. o DP mebusunun niye yok. NE DEMİŞTİ. bu ülkenin rahatı, huzuru, ilerlemesi ve müreffehleşmesi için bu CHP hemen ve ebediyyen kapatılması lazım.garibin suçu buydu. salim başola sorun gerisini.
  • hursit dilaver

    20 Temmuz 2019
    0 0
    bunlar güzel şeyler. siz EYYY AKP.. NE SİZ,NE DP, NE AP, NE ANAP NE DE REFAHÇI TAKIMI BU CHPYİ ASLA ANLAMADI.hala da anlamıyacak. bir tek kişi anladı. o da DP mebusu idi ve yassıadada bunun hesabını agır ödedi.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER