GÜNCEL

Mahmut ÖVÜR : Güvenli bölge ve Kobani gerçeği

Tarih
27 Ocak 2018
İzlenme
1222 Kişi
 Türkiye-ABD ilişkileri beklenenden hızlı biçimde yeni bir döneme eviriliyor. Nereye yöneleceğini şu an içinden geçtiğimiz Afrin ve Fırat'ın doğusuna ilişkin gelişmeler belirleyecek. Daha doğrusu ABD'nin terör örgütü olarak nitelediği PKKile ilişkisini koparıp koparmayacağı...

Bu noktada ABD'den birbiriyle çelişkili açıklamalar gelmesi kafalarda soru işareti oluşturuyor. Acaba ABD bilinçli ve zaman kazanmak için mi bu açıklamaları yapıyor, yoksa ABD'deki iktidar savaşının bir yansıması mı?
Aslında ikisi de doğru... ABD kendi içinde 28 Şubat'vari bir darbe süreci yaşıyor ve başta Pentagon, CIA olmak üzere atanmışlarla seçilmişler arasında zıvanadan çıkan bir gerilim söz konusu. Trump ve ekibi bir şey söylüyor, Dışişleri bürokratı ya da Pentagon başka bir şey söylüyor. Ama hepsinin ortak bir noktası var; Türkiye'nin önünü kesmek. Sahada dengeleri değiştiren Afrin operasyonuyla ABD'nin bu tavrı daha bir açığa çıktı.
Bu noktadan, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın en son Dışişleri Bakın Mevlüt Çavuşoğlu'na önerdiği "Güvenli Bölge" meselesine bakıldığında sahadaki gerçeklikle pek uyuşmadığı görülüyor. Türkiye'nin başından beri savunduğu "güvenli bölge" önerisini ABD'nin kabullenmesi, Türkiye'nin haklılığını göstermesi açısından önemli bir adım ama işe yarayacağını sanmıyorum. Çünkü sözünü ettiği 30 kilometrelik alanda PKK-PYD'nin konumlandığı Kobani ve Kamışlı gibi önemli şehir merkezleri var.
Şanlıurfa sınırında yer alan Kobani'nin sınıra mesafesi 1 kilometre bile değil. Benzer başka yerler de var. ABD, PKKPYD'nin oraları boşaltmasını mı isteyecek? Hiç inandırıcı değil. Bakan Çavuşoğlu da bu yaklaşıma sıcak bakmadığını "güvensorunu" üzerinden belirtiyordu:
"İlk getirdiğinizde ekipler çalışır demiştik. Bir araya gelip çalışacaktı. Siz de 'bakalım' dediniz ama yapmadınız."
Bu önerinin sahada uygulanmasının zorluğu bir yana, içinde başka bir paradoks daha barındırıyor. O da şu; ABD, 30 km dışında kalan alanla ilgili ne düşünüyor? O bölgede PKK ve PYD'yi silahlandırmaya devam edecekse ne değişecek? Bu da belirsiz...
Anlaşılan ABD yönetimi Türkiye ile ilişkileri koparmamak için şimdilik böyle bir öneri getirdi ama bu Türkiye'nin beklentilerini karşılamadığı gibi sahadaki gerçeklikle de örtüşmüyor.
Dahası var, bu yaklaşımı bizzat ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü HeatherNauert'in ABD'nin PKK ile birlikte olduğunu kabullenen açıklaması anlamsız kılıyor. Sözcünün şu sözleri ABD'nin PKK'dan kolay kolay vazgeçmeyeceğinin işareti: "Türkleri ve herkesi diğer gruplara değil DEAŞ ile savaşmaya odaklanmaya teşvik ediyoruz. Türkiye gözünü DEAŞ'tan ayırdı, PKK'nın peşine düştü." 
ABD'liler ya ne yaptıklarını bilmiyor ya da herkesi aptal yerine koyuyor. Baksanızagöz göre göre canavarlaştırdıkları DEAŞ'ın hâlâ işe yarayacağını sanıyorlar. Oysaonun ABD'nin bir aparatı olduğunu en son Rakka'dan ellerini kollarını sallayarak çıkmalarıyla bütün dünya gördü.
Şimdi dertleri ikinci aparatları PKK'yı dünya kamuoyunda meşrulaşt��rmak... Bu yüzden sözcü açık açık, "PKK'nın peşine düşmeyin" çağrısı yapıyor.
Durum, ABD'nin düştüğü aczi ya da arka planda bölgeyi derin bir kaosa sürükleyecek yeni bir kumpası işaret ediyor. Son anda ABD sürpriz bir geri adım atmazsa her iki ihtimalde de Türkiye'nin Menbiç ve Fırat'ın doğusunda ABD'yle karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

Sabah
27 Ocak 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Selamunaleyküm

    02 Şubat 2018
    0 0
    Ne oldu bir haberin yok mu ya ben sana haber veriririm inşaallah selamlar
  • Asena

    28 Ocak 2018
    1 0
    Amerika inşallah beterin beterini görür.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER