Birkaç gün daha sürecek sevinç gösterilerinden sonra muhalefet de ülkenin esas gündemine geri dönmek zorunda kalacaktır. Asıl o zaman ülkenin güvenliğine, geleceğine karşı duydukları sorumluluk kendisini gösterecek.

Zira hızla dış kaynaklı bir gündemin içine giriyoruz. Milli güvenlikle ilgili muhalefetin tavrı nedir ve nerede duruyorlar? Doğu Akdeniz konusunda ne düşünüyorlar? Yunanistan ve Avrupa Birliği, Rumlara arka çıkarak şimdiden Türkiye’yi tehdit etmeye başladı bile; muhalefet, mevcut sessizliğini ne yönde bozacak?

S-400’leri aldığımız için Amerikan yaptırımları da yolda, ne yapacaklar? Türkiye’nin güney sınırlarındaki terör tehdidine karşı “güvenli bölge” hazırlığı yapılıyor. Belki de Fırat’ın doğusuna, Tel Rıfat’a askeri operasyon gelecek; muhalefet nasıl tavır alacak?

Patates soğan üzerine yaptıkları siyaset kadar bakalım ülkenin temel güvenlik konularında da bir sözleri, siyasetleri olacak mı? “Suriyelileri kovalım”ın dışında bir görüşleri var mı, yok mu? Hep beraber göreceğiz.

Bu seçim kutlamalarını sonsuza kadar devam ettiremezler. Hepi topu elde ettikleri bu başarı Erdoğan’ın 17 yıldır kazandığı seçim zaferlerinin onda biri kadar bile değil. Buyurun daha fazla seçim zaferi elde etmeye; ama öyle Doğu Akdeniz’i Rumlara ve Yunanistan’a bırakalım, sondaj gemilerimizi çekelim; S-400’ler can sıkıyor, geri gönderelim; ne var ki, güneyimiz sınırlarımızda varsın PKK/YPG devleti olsun; Suriyeliler de gitsin artık canım; ABD ve Avrupa hoşlanmıyor, savunma sanayiini durduralım, ihtiyaç olursa onlardan alalım demekle hiçbir seçim başarısı elde edemezler, bunu şimdiden belirtelim.

17 yıldır kesintisiz iktidar olmanın getirdiği dezavantajla yerel seçimlerde kısmen başarısız olmak o kadar yadırganacak bir sonuç değil. Üstelik ağır ekonomik-diplomatik kuşatma altında AK Parti’nin tek başına oyu hâlâ yüzde 45’lerde.