SİYASET

Kurtuluş Tayiz : Evin anahtarı kimde?

Tarih
13 Ağustos 2016
İzlenme
2166 Kişi

Küresel merkezin kurduğu oyunu anladık mı? Dünya sistemini kontrol eden –Haşmet Babaoğlu’nun deyimiyle- küresel merkezin oyununu çözebildik mi? 15 Temmuz darbe/işgal girişimiyle ne yapılmak istendiğini biliyor muyuz?

15 Temmuz’u organize eden ve yöneten gücü tanımadan bu ülke için neler planlandığını da anlayamayız. İşin doğrusu bu ülkenin anahtarı hala milletin elinde değil; anahtar PKK’yı evin içine sokan, bu örgütün dağlara şehirlere yayılmasını sağlayan, FETÖ’yü sistemin bütün kılcal damarlarına kadar yerleştiren o gücün elinde.

Evin anahtarlarını elinde tutan o gücü ve aklı görüp çözemediğimiz müddetçe, ne FETÖ’yü fark etmenin, ne PKK’yı görmenin bir anlamı ve önemi vardır.

FETÖ ve PKK’dan önce evin başka kiracıları da oldu. Gelip geçeni çok olan bir ev burası. Biri gitti diğeri geldi; ama evin anahtarını elinde tutan güç hiç değişmedi. Sadece zamanın ruhuna uygun olarak kiracı/kiralık katil ve taşeron yapılar yenilendi.

Türkiye’nin iç ve dış politikası çok uzun süredir bu güç merkezinin kontrolü ve yönlendirmesi altında şekilleniyor. Millet adına siyaset yapanlar doğru adımlar atmayı hedeflerken, genelde bu gücün süslü laflarla, heyecanlı söylemlerle açtığı yolda ilerleyerek tuzaklara düşüyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu küresel merkezin tekerine çomak sokan bir lider olduğu için hedefte. Bazılarının hala dalga geçtiği “üst aklın” içerideki adamlarını temizlediği için Cumhurbaşkanı “istenmeyen adam” îlân edildi. Erdoğan iç ve dış politikayı şekillendirmeye, millet ve vatan menfaatleri doğrultusunda yeniden oluşturmaya çalıştığı için üzerine durmadan katil sürüleri gönderiliyor.

15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsü, “Erdoğan Türkiyesi”ni tümden tasfiye etmeyi, ülkeyi ve siyaseti yeniden dizayn etmeyi amaçlıyordu. “Dizayn etme” derken bundan “düzen” ya da “istikrar getirme” anlaşılmasın; aksine Türkiye’nin önüne kanlı bir yol haritası konulmuştu. Bu planın içinde İç savaş da vardı, bölünme de.

15 Temmuz darbesi hedefine ulaşsaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istikamet verdiği Türkiye tasfiye edildikten sonra ülkede etkili olmak için hazırlanan asker, siyasetçi ve medya aktörleri eliyle Türkiye’ye yeni bir düzen getirilecekti. Burada, 15 Temmuz darbesine kalkışan FETÖ’den daha büyük bir güç mevzubahis. Bu güç, bu akıl FETÖ’yü bile kiralık katil olarak kullanan bir yapı. Başarısız 15 Temmuz’un ardından terör kartını öne süren, PKK’ya kanlı terör saldırıları düzenlemesi emri veren yine aynı odak.

15 Temmuz’dan sonra asıl önemli olan anahtarın el değiştirip değiştirmediği. Görüne o ki evin kapısını milli irade ve milletin doğrudan kendisi beklemesine rağmen anahtar hala “küresel merkez”in elinde. Küresel merkezin içeride kurduğu sistem, örgütler ve adamları hala yerli yerinde duruyor. Millet düşmana geçit vermemek için tetikte evin kapısını bekliyor. Bu noktaya gelmek bile Türkiye için büyük bir başarı. Milli hedeflerimizden şaşmazsak, birlik ve beraberlik içinde kenetlenirsek evin anahtarını elimize alabiliriz.

Yinelemekte fayda var. Evin anahtarı hala “küresel merkezin” elinde; bu derin güç hala operasyon yapma kabiliyetine sahip. Bu gücü, devletin ve sistemin içinden söküp atmadan özlenen Türkiye’ye ulaşmak zor.

Akşam
13 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER