Evet, sevgili dostlar nereden başlasak nasıl anlatsak bilemiyorum ama Türkiye’de zorun ismidir Polis! Canla başla günün her vakti kendini hiçe sayarak ‘’Vatan’a’’ adanmaktır ‘’Polis olmak…’’ Evinde gecenin bir vakti çocuklarıyla eşiyle zaman geçirirken bir anda bir telefonla göreve gitmektir polis olmak. Gecenin en koyu anında hırsızı, uğursuzu, teröristi, çetesi vs. ile mücadele etmektir polis olmak. Hiç ummadığın bir anda, daha bulunduğun yere yeni yeni alışırken bir anda başka bir memlekete tayin olmaktır polis olmak.

     Yukarıda saydıklarım yetmezmiş gibi bir de son zamanlarda, ülkenin pek çok yerinde artan terör olayları ve bunlarla mücadele etmeye çalışan polislerimize, bazı çevreler tarafından yapılan haksız ithamlar kabul edilebilir değil! Deyim yerindeyse kelle koltukta görev yapan polislerimiz, en ufak bir olayda bazı boyalı basın mensupları tarafından bilinçsiz ve şuursuzca eleştiriliyor. Katil Polis gibi sözlere bu ülkede pirim veriliyor. Bazı malum çevreler, devlet düşmanı oldukları yetmezmiş gibi, devletin önemli bir kurumu olan Polis Teşkilatını da kara propaganda yoluyla karalamaktan geri durmuyor. Terörle Mücadele eden bu cefakar ve fedakar isimsiz kahramanlar her şeye rağmen görevlerinin hakkını vermeye devam ediyor.  Son zamanlarda Güneydoğu’da yaşanan operasyonlarda polisin özverili çalışması ve başarılı bir şekilde terörle ve de terörist ile mücadele etmesi bazı çevreleri rahatsız etti. Bu malum bölücü çevre ise, hem partilerin içindeki yapılanma ile, hem de basının içinde kümelenmiş bazı isimler vasıtası ile Türk Polisine karşı büyük bir karalama kampanyası başlatmıştır.  Milletimiz polisimize karşı yapılan bu çirkin karalama kampanyasına karşı uyanık olmalıdır. Teröristler sadece silah ile mücadele etmezler. Aynı zamanda toplumlarda Psikolojik Savaş’ı da diri tutarak bu yönde çalışmalar yaparlar. Polisimizin Güneydoğu’daki mücadelesinden dolayı da onlara karşı bir Psikolojik Savaş başlatan bu terörist çevre, milletin zihnini yalan yanlış haberler ile bulandırarak polisimizin itibarı ile oynamak istemektedir. Maalesef bazı basın kuruluşları da bu ipe sapa gelmez karalama kampanyasına dolaylı ve dolaysız çanak tutmaktadır. Her ne olursa olsun, görevinde canını ortaya koymakta bir an bile tereddüt etmeyen Türk Polisinin yanında olma vaktidir. Hainlerin çıkardığı ve özellikle Polisimizi hedef alan asılsız ve mesnetsiz iddialar karşısında uyanık olma vaktidir.

     Türk Polisi kargaşada itilir savrulur, boyalı medya onu görmez polisimizin içi kavrulur, Terörist ile mücadele eder hain çevreler, şer odakları hemen ‘’Katil Polis’’ diye havlamaya başlar. Bu Devletin ekmeğini yiyen, bu devletin maaşını alan teröristlere kucak açan bir partinin Milletvekili hakaret eder, tokat atar; daha o tokadın acısı dinmeden bir tokat da basından gelir. Dokunulmazlık zırhına bürünerek devletin görevi başındaki polisine ‘’katil‘’der, hedef gösterir; ama maalesef polis bir şey dediği an, hemen kamuoyunda linç edilir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür; lakin bir de bunların dışında Teşkilatın bazı özlük hakları gibi sıkıntıları bulunmaktadır. Bu özlük haklarındaki sıkıntılar da bir an önce giderilmelidir. Özellikle kanundan doğan bazı boşluklar, kolluk kuvvetlerimizin işlerini yapmada sıkıntı doğurmaktadır. Bu sorunlar da en kısa zamanda çözüme kavuşturulmalıdır.

     Unutmayın: Türk Polisi, halkın emniyeti, başının tacı; vatan- millet sevdalısıdır,  güvenin sigortasıdır. Onlar ki Vatan sevdalısı, garibin düşkünün güven kaynağı, bu Vatanı karşılıksız seven Türk Polisleridir.

     10 Nisan Polis haftasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yiğit yüreği, bükülmez bileği, göz nuru olan tüm polislerimizin Polis Günlerini yürekten kutluyorum.

Yazımı ise diğer bütün yazılarımda olduğu gibi ‘’Ve Son Söz’’ ile bitiriyorum…

Ve Son Söz: ‘’ Bu vatanı karşılıksız seven

                         Her fırsatta milletine güven veren

                         Ölüme hiç düşünmeden, en önde giden

                         Kahraman Türk Polisine Selam Olsun…’’

Haberkıta
9 Nisan 2016