SİYASET

İkram Bağcı : Arş-ı ala’ya dayanan paralel zulümler!

Tarih
12 Şubat 2016
İzlenme
2230 Kişi

'Ben ... Üniversitesinde Yrd. Doç. Olarak çalışıyorum. Doktorasını bitiren kızım ... Üniversitesine başvuru yaptı. Dil sınavından tutunda birçok sebepten dolayı başvuruyu geri alması adına olmadık sorunlarla karşılaştık. Cumhuriyet savcılığına şikâyet dilekçesinin yanında YÖK’e de başvuru da bulunsak da işimiz tam üç yıl sürüncemede kaldı. Sizin ADD ve paralel yapı ile ilgili yazınızdan anladım ki bu düzeni bozmak çok zor.’

‘... Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışıyordum. Benim gibi 50/d maddesine göre çalışan ve paralel yapının akşam sohbetlerine katılan aynı bölümden arkadaşlarım üniversitede kalırken benim üniversiteden ilişkim kesildi. Çok şükür sonrasında KPSS ile memurluk hayatıma devam ettim ama buradan size şunu da yazmak istiyorum, yaşadıkça bu yapıya lanet okumaya devam edeceğim.’

‘2012-2014 yılları arasında rektör yardımcısı olarak ........ Üniversitesinde görev yaptım. Lakin paralel yapıya karşı takındığım tavırdan dolayı YÖK üyeleri ve Rektör ile aramı bozan bu yapı benim görevden alınmam için elinden geleni yaptı ve sonunda başardılar. Kulis faaliyetleri anlamında bu yapıdan daha etkin üniversitelerde kimseyi bulamazsınız. Kanaatimce acilen seçim işinin kaldırılıp atamaların direk Cumhurbaşkanınca yapılması en etkin yol olacaktır. Yoksa durum gerçekten çok vahim!’

Yazdığım son yazılar sonrasında paralel yapının üniversitelerde yaptığı usulsüzlükler üzerine onlarca e-posta aldım. Hepsini buraya yazamasam da sadece hepsinde ortak olarak geçen ifadeleri buraya yazmak istiyorum, ‘O kadar kişinin hakkına girdiler ki... o kadar ah aldılar ki... Kendilerine kimsenin dokunamayacağından o kadar eminler ki... Devlet bu yapı ile mücadele de yalnız değil...’

Yukarıda da seçilen ortak cümleler şunu gösteriyor ki bir zamanlar kendilerini koruma adına duygusal ve manevi bir ifade olan ‘zulümler arş-ı ala’ya dayanırsa’ ifadesi bu yapının yaptığı faaliyetlerden dolayı artık arşı ala’ya dayanmış durumda.

***

Önemli ve farklı bir noktaya geçelim.

Paralel kadrolaşmanın yüksek öğretim ayağının en büyük kaynağı günümüzde YLYS olarak tabir edilen ve Türkiye’de lisansüstü eğitime başlamadan doğrudan yurt dışına burslu okumaya gönderilen öğrencilerden oluşuyor desek yanlış olmaz. Bu öğrenciler sözlü sınavla “Yurtdışı Lisansüstü Eğitim Bursuna” hak kazanırlar; dönecekleri üniversiteler daha gitmeden evvel bellidir; döndüklerinde zorunlu görevle görevlendirilirler. 2002-2011 yılları arasında yurtdışına büyük ödenekler ayrılarak YLYS kapsamında gönderilen kişilerin %50’sinden fazlasının kolayca ispatlanabilecek şekilde paralel yapıdan olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu öğrencileri mülakatlarla seçen komisyonlarda hangi isimlerin olduğu araştırıldığında birçok şey ortaya çıkacaktır.  

Özellikle Birleşik Krallık’daki belirli üniversitelerde lisansüstü eğitim yapmayı tercih eden bu yapının dışarıya gönderdiği öğrencilerde dikkat çekici. Tabiî ki Birleşik Krallık’taki her öğrencinin bu yapıdan olduğunu söylemek çok zor olsa da devletin kimin kimden olduğunu belirleyeceği süreç de bir o kadar basit olacak. Yine dikkat çekici bir şekilde 17-25 Aralık darbe girişiminin hemen öncesinde ve sonrasında görevlendirilen pek çok paralel yapının yurt dışında eğitim gören elamanları apar topar Türkiye’ye dönmüş ve zorunlu görev bahanesi ile üniversiteler ve benzeri devlet kurumlarında sabit pozisyonlarda göreve başlatılmış olmaları da gözlerden kaçmamalı.

Amacımızın yurt dışında eğitim gören öğrencileri bu yazı ile tehlike olarak göstermek olmasa da asıl amacın bir zamanlar içinde oldukları bir yapının gerçek yüzünü görmelerini sağlamak diyebiliriz. Çünkü başlığımızda geçen ifadede olduğu gibi artık bu yapının zulmü arş-ı ala’ya dayanmış durumda. Ve devlet artık bu yapının zulümlerine bir daha asla göz açtırmamak için gerekli adımları çok yakın bir zamandan itibaren atmaya başlayacak.

Hangi ülkede ne eğitimi görürseniz görün artık sizden beklenilen, illegal yapılardan yana değil size o eğitim hakkını sağlama adına kendi ülkenizin vatandaşının rızkından keserek sizi oralara gönderen devletinizin yanında olmaktır. Bu devletinde bu ülke insanının da sizden beklediği sadece budur.

Star
12 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER