İsterseniz, istediğiniz kadar kendinizi aldatabilirsiniz...
Fakat dünyayı hakimiyeti altında tutan temel kavga değişmez.
Siz mesele insan dersiniz, mesele sağlık zannedersiniz...
"Sağlıktan daha değerli hiçbir şey yok!" diye söylenip durursunuz.
Fark etmez!
Kavga, para için kavga aslında.
Kavga paranın üzerinde yükselen hegemonik hesapların kavgası.

***

Şimdi Covid-19 aşısını insanlığın acil ihtiyacı olarak düşünüyoruz ya...
Eh, insanız!
Üstelik pandemiye teslim olmuşuz.
Fakat bir de ilaç endüstrisinin ve onu kontrol eden yeryüzü oligarşisinin aşıya ihtiyacı var.
Bunu hiç düşündünüz mü?
Aşı hem devasa bir kazanç, hem de siyasal tahakküm şantaj aracı.
Göreceksiniz...
Birkaç haftaya "onun değil, benim aşımı al" kavgası bütün dünyayı saracak.
Hele Çin veya Rus aşısına para yatıranlarla Batı bloku kesin olarak külahları değişirse, şaşırmamak gerek.
Bize "ilaç borçları"nı hatırlatan ABD Büyükelçisi'nin aba altından gösterdiği sopa da bu olabilir mi, dersiniz?

***

"Pharma: Greed, Lies and The Poisoning Of America" adlı kitabın yazarı Gerald Posner genel durumu şöyle özetliyor:
"Covid-19 ilaç endüstrisine hayat verdi. Pandemi kötüleştikçe, endüstri daha da kazanıyor. Aşıyı ürettiklerinde bütün dönemlerin hasılat rekorunu kıracaklar."
Yerden göğe haklı Posner.
Düşünebiliyor musunuz?
Amerikan ilaç şirketlerinin aşılarını savunacak lobi şirketleri ve medyacılara 8 milyar dolarlık bütçe ayırdığı iddia ediliyor.
Bu başlangıç bütçesi sadece...
Sıradan insanlar olarak bizlerin de aklına "covid aşısı" denince laboratuvarında önlüklerini giymiş mikroskoplar ve deney tüpleri arasında koşuşturan bilim insanları geliyor oysa...
Halbuki onlar da sıradan insanlar kadar işin marjinal tarafındalar.
Merkezde para var.
Akla hayale gelmeyecek miktarda para...
Ve üzerinden yürütülecek "uluslararası ilişkiler" kavgası.

***