GÜNCEL

Hasan Karakaya : TMMOB DİKTASI!

Tarih
01 Temmuz 2015
İzlenme
2667 Kişi

1 Temmuz 2015

Söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim:

DAEŞ denilen örgüt; nasıl, “İslâmcı bir örgüt” olamazsa; TMMOB gibi “Oda”lar ve TBB gibi “Baro”lar da kesinlikle bir “meslek örgütü” değil, birer “dikta örgütü”dürler!..

Dünkü Akit’te okudunuz...

Adamlar ve madamlar, “kamuya açık” diye duyurdukları bir “basın toplantısı” düzenlemişler!.. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın “Sözde Basın Toplantısı”na DHKP-C, HDP, SOLFASOL gibi sol örgüt yandaşı küçük gazete ve dergilerin muhabirleri, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, HDP ve DHKP-C’nin Ankara Temsilcisi’nin yanı sıra bir grup çapulcu katılmış ama, “Akit muhabiri”ne sıra gelince, “yassah” demişler; “Siz giremezsiniz!”

Bu mu “demokratlık”?..

Bu mu “basın özgürlüğü”?..

Şu hâle bakın, basın toplantısına; “legal-illegal yayın organları”nın temsilcileri katılıyor ama, “Akit muhabirlerine yasak!”

“Basın özgürlüğü” diye kıçlarını yırtanlar nerede acaba?.. Niye “gık”larını çıkarmıyorlar?..

7 SORUYA CEVAP İSTEYECEKTİK!

Mücahit Gündoğdu, Ekrem Şahan ve Ömer Akkaya adlı muhabirlerimiz eğer o toplantıya katılabilseydi, şu soruları soracaklar ve “Tezcan Hanım’ın maskesi”ni düşüreceklerdi:

l 1- TMMOB olarak üyelerinizden ne kadar ücret tahsil ediliyor, kaç üyeniz var ve toplanan paraların, DHKP-C gibi terör örgütlerine gittiğine dair iddialara ne diyorsunuz?

l 2- Yönetiminizde, yasadışı örgütlere üye kaç kişi var?

l 3- Türkiye’nin kendi altınını kendi çıkarmasını, açtığınız davayla engellediniz... Peki uzun yıllardır siyanürle altın çıkarmaya devam eden Koç Grubu’nun ve Akın İpek’in sahibi olduğu Koza Altın İşletmeleri’nin siyanürle altın çıkarmalarına neden dava açmıyorsunuz?

l 4- Aydın Doğan’ın kaçak kulelerine dava açtınız mı?

l 5- Başkanınız Mehmet Soğancı, 7 dönemdir, yani 14 yıldır genel başkanlık yapıyor... Bu bir diktatörlük anlayışından mı kaynaklanıyor, yoksa mevcut başkan kadar yetenekli bir kimse yok mu bu ülkede?

l 6- Osmaniye Mimarlar Odası’nın verdiği iftar yemeğine hangi gerekçeyle soruşturma açtınız?

l 7- Üçüncü Havalimanı ve 3. Boğaz Köprüsü gibi Türkiye’nin dev projelerini durdurmak için mahkeme mahkeme dolaşan sizler, Mimarlar Odası’nın İstanbul Merkez Binası’nın kaçak olduğunu bilmiyor musunuz?.. İskânı da bulunmayan kaçak ve ruhsatsız binanın son katının usûlsüz olduğu ama Ferahfeza isimli restorana kiralandığı iddiaları konusunda ne diyorsunuz?”

Evet, muhabirlerimiz eğer o “basın toplantısı”na alınsalardı, işte bu soruları soracaklardı Tezcan Hanım’a!..

Ama, almadılar!..

Kapıdaki, “eli sopalı goriller”, muhabirlerimizin üzerine yürüdü ve onların içeri girmesini engellediler!..

Bundan sonra, kim ki “basın özgürlüğü”nden dem vurur, onlara diyeceğim şudur: “Susun be sahtekârlar!..”

RESMEN ÇOĞUNLUK DİKTASI!

Evet, işin “basın özgürlüğü” boyutu böyle!.. Bir de “demokratlık” ya da “diktatörlük” boyutu var ki, oraya el atmadan geçmek olmaz!..

Efendim, hani; “Seçimlerdeki yüzde 10 barajı düşürülsün ve bütün partiler Meclis’te temsil edilebilsin” deniliyor ya; işte buradan CHP’lilere ve HDP’lilere sesleniyorum;

“Gelin, bunu önce Baro ve Oda seçimlerinde uygulayalım!”

Malûm; İstanbul Barosu seçimlerinde Ümit Kocasakal’ın “Önce İlke” Grubu, 19 bin 816 oydan 6 bin 80’ini almış ve “başkan” seçilmişti!..

4 bin 520 oy alan Muammer Aydın, 4 bin 55 oy alan Satılmış Şahin ve 3 bin 247 oy alan Kemal Aytaç ve grupları, “Baro’da temsil edilme” imkânı elde edememişlerdi...

“Çoğunluk” kimdeyse, “yönetim” de onundu!..

Peki, “Yüzde 10 barajı düşürülsün ki, daha küçük partiler de Meclis’te temsil edilebilsin” diyen CHP’ye sormak gerekmez mi;

Bu teklif; ilk önce, 

“CHP’nin arka bahçesi” olan Baro’larda ve Oda’larda uygulanmalı değil mi?..

Kaldı ki, bunun için “anayasa”yı değiştirmeye de hiç gerek yok... Sadece “kanun” değişse yeter!..

“Kanun değişir” de, “Baro” ve “Oda”larda, tıpkı Meclis’te olduğu gibi “Nisbi Temsil Sistemi” uygulanırsa, o zaman “3-4 bin oy” alan “grup”lar, boşa kürek sallamamış, hiç olmazsa, “1 veya 2 temsilci”lerini yönetime sokmuş olurlar!..

HANİ TEMSİLDE ADALET?

Bana kalırsa;

CHP, eğer “seçim barajının düşürülmesi” teklifinde, yani “temsilde adalet” görüşünde “samimi” ise, bunu; kendi zihniyetindeki “Baro ve Oda seçimleri”nde göstermeli, bir “kanun teklifi”yle, buralardaki “tek ses hakimiyeti”ne daha doğrusu, buralardaki “diktatörlük”lere son vermelidir.

Öyle sanıyorum ki;

CHP böyle bir “teklif”te bulunursa, Hükümet de bunu destekleyecektir.

Böyle bir “kanun” çıkarılırsa;

Bu kuruluşlarda “seçime giren gruplar” da, aynen Meclis’te olduğu gibi “güçleri oranında temsil” edilirler!..

Meselâ Barolar Birliği veya illerdeki “baro” seçimlerine “birkaç grup” katılıyor!..

Ama, ne oluyor?..

Biraz önce ifade ettiğim gibi; “en fazla oyu” alan grup, baroyu “tek başına” yönetiyor, orada bir “dikta rejimi” kuruyor!..

Oysa, Meclis’teki gibi olsa, yani “her grubun temsilcisi” olsa, Baro da, TMMOB da, “demokratik bir yapı”ya kavuşur!..

Madem her yerde “demokrasi” isteniyor, buna en önce TMMOB ve Baro’lar gibi kuruluşlar riayet etmeli, “demokrasi”yi ilk önce kendileri uygulamalıdır!..

O zaman “keyfilik”ler de, “dayatma”lar da, “yasakçılık”lar da, “yasaları takmamak”lar da, “mahkeme kararlarına uymamak”lar da “despotluğa varan diktatörlükler” de sona erer!..

Hadi, var mısınız?..

Ama olamazsınız!..

Çünkü, DAEŞ nasıl ki “İslâmcı bir örgüt” değildir, Baro’lar ve Oda’lar da “demokrat” değildir!..

Aksini iddia eden;

Buyursun “samimiyet testi”ne!..

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER