MİLLİ Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri’de CHP ve İYİ Parti ziyareti üzerine çok sayıda yorum yapıldı. Senaryolar yazıldı.
“Seçim sonrasına yatırım” türünden ifadeler.
Son dönemde birçok gezisine ve faaliyetine katıldığım için çok sık sohbet olanağı bulduğum Akar’ın bu ziyaretleri neden yaptığı konusunda ben de fikir yürütebilirim.
Çünkü sohbetlerimiz sırasında kendisini yakından tanıma fırsatı buldum. Bana göre bu ziyaretler tamamen bir “kurmay çalışması”dır. Elbette planlı ve mesaj yüklüdür.
Mesajlara gelince:
1- Akar bu ziyaretlerle, demokrasiye olan saygısını göstermek istemiştir. Bu ziyaretlerle siyasi partilere saldırılar yerine, nezaket içinde bir yarış olması gerektiği mesajını vermiştir.
2- HDP’yi ziyaret etmeyerek klasik tavrını ortaya koymuştur.
3- Hulusi Akar, “Eğer seçimi kaybedersek, bu ziyaretle kapıyı aralarız” türünden ucuzluklara düşmeyecek kadar donanımlı bir insandır. Evet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlıdır. Ve bunu her sohbetimizde söylemiştir. Sözünden, inancından dönecek bir kişi de değildir.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra Türk ordusunun yeniden toparlanmasında, kıtalararası operasyonlar ve görevler üstlenecek hale gelmesinde, sınır ötesi harekâtlar yapacak potansiyele kavuşmasında, moral ve motivasyonunun yükseltilmesinde çok büyük rol oynamıştır.
Kaldı ki...
Geçmişte birçok defa gördüğümüz “demokratik olgunluğun” bu ziyaretlerle gösterilmesinde ne sakınca vardır?
Seçime katılan siyasi parti temsilcilerinin boğaz boğaza gelmeleri yerine, böyle nezaket ziyaretleri yapmalarını önemsiyorum.
Çünkü şimdi, genç ve heyecanlı seçmene, “Öfkeni ve yumruğunu değil, aklını ve oyunu kullan” deme zamanıdır...
SAYIN MALATYA VALİSİ; ‘BAKKAL AMCA’YA BİR DEPREM VURDU, BİR DE SİZ VURMAYIN LÜTFEN
SAYIN Malatya Valisi Hulusi Şahin, Görüyorum ki başarılı bir kariyeriniz var. Uluslararası eğitim aldınız. Özellikle “Küreselleşen Dünyada Farklılıkları Yönetmek” konusunda çok başarılı bir tez de yazdınız.
Gelin, yazdığınız şu tezi kâğıtta bırakmayın, hayata geçirin.
İşte size farklılığı yönetmek için bir fırsat. İşte size teoriden değil, hayatın içinden bir örnek...
Dünkü yazımda bir çağrıda bulunmuştum.
Malatya’da 21 yıllık emeği olan bakkal dükkânı, depremde enkaz haline gelen Saray Mahallesi’nin bakkal amcası Abdullah Öcüt...
Öcüt’ün 4 çocuğunu okuttuğu bakkalı yıkılınca, o da bir enkaz haline gelmişti.
“Bakkal Amca”nın enkaz önündeki fotoğrafını görünce bir çağrıda bulunmuştum.
Dev zincir marketlere “Gelin, Bakkal Amca’nın bakkalını yeniden kuralım” demiştim.
ŞOK marketler zincirinden bir cevap gelmişti. Sağ olsun, Murat Ülker Bey el uzattı. Öcüt’e orada bir konteyner bakkal kuruldu. Enkaz önündeki o acılı fotoğraftan sonra, “konteyner bakkal” Öcüt’ü dünyaya yeniden getirdi.
Satışlara başladı. Sattıkça borcunu ödüyordu. Ama ne olduysa ilgili kaymakam bakkalı kapattı... Niye kapattığını ben anlamadım. Zaten deprem vurmuş. 4 çocuğuyla ortada kalmış bir bakkal. Yardım eli uzandı. Hayata tutunmaya başladı. Devletin buna destek olması varken böylesine bir kapatma kararı geldi.
yazının devamı
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.