ÇOCUK ve AİLE

Faruk Beşer : Üç sorun, üç yorum zor evlilikler

Tarih
01 Aralık 2014
İzlenme
2610 Kişi

1 Aralık 2014

Evlenme tabii bir ihtiyaçtır. İnsanların belki sadece binde biri evlenme ihtiyacı duymayabilir. Onun da bir takım özel sebepleri vardır. O halde böyle temel bir ihtiyaç ne kadar kolay karşılanabilirse o kadar müslümanca olur. Çünkü İslam’da kolaylaştırma esastır.
Hz. Peygamber (sa): “En güzel evlilik külfeti en az olan evliliktir” buyurur. “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” der.
Evliliklerin zorlaştırılması pek çok toplumsal ve psikolojik hastalık doğurur. Eğer yaygınlaşan fuhuştan yakınılıyorsa bilinmelidir ki, bunun en büyük sebeplerinden biri de zor evliliklerdir. En muhafazakâr şehirlerimizde bile, sırf bu zor evlilikler sebebiyle ileri düzeyde fuhuş yapıldığını biliyoruz. Bunda dindar insanların da payı büyüktür. Hatta onlar zorluk çıkarmada bazen diğerlerini de aratmazlar. Kızlarının parası pulu olmayana gitmesini, az eşya ile evlenmesini onurlarına yediremezler. Oysa esas olan evlenilecek kişinin kalitesidir, ahlakıdır, dindarlığıdır. Bu gün yirmi yaş civarında, bilgili, abdestli ve namazlı bir delikanlı evliyaullahtandır. Böylesini bırakıp dünyalığı tercih etmek ise eşkıyalıktandır. Yani kişinin şakiy, bahtsız, nasipsiz olduğunun göstergesidir.

BAKMANIN DA HARAM OLANI VARDIR

Hadisi kutside Allah buyurur ki, “Harama bakmak şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim onu sırf beni saydığı için terk ederse, buna karşılık ona öyle bir iman veririm ki, tadını kalbinde hisseder.”
Gerçekten de haramı terk etmekten alınan lezzet, haramdan alınan lezzetten kat kat üstündür. Haramı terk etmenin sevabı ise ölçülemez. 
Güvendiğim bir insandan şöyle bir kıyaslama duymuştum ve çok anlamlı bulmuştum:
Farzı terk etmek haram, haramı terk etmek ise farzdır. 
Farzla sünneti kıyaslarsak, bir farzı yapmak yetmiş sünnet yapmaktan daha sevaptır.
Allah’ın gözünüzü kısın dediği yerlere bakmak haramdır, o halde bakmamak farzdır. Şöyle düşünelim: Gece kalkıp teheccüd kılmak sünnettir, hem de farz namazlardan sonraki en önemli sünnettir, ama farz değildir. Buna göre bir adam yetmiş gece teheccüd kılsa, birisi de Allah’ı düşünüp O’na saygı duyarak harama bakmaktan kendisini bir kez alıkoysa, diğeri kadar sevap alır. Çünkü birisi farz, diğeri sünnet işlemiştir.  Hem de harama bakmamak öyle bir farzdır ki, bir şey yapmakla değil, yapmamakla yerine getirilmiş olur, çok kolaydır.

UYUŞTURUCU NEDEN HARAMDIR?

İslam'da haramları bilmenin yolları şunlardır:
Bir şeyin haram olduğunu Kuranı Kerim ya da Sünnet açıkça söylüyorsa,
Bu iki kaynakta açıkça bulunmamakla beraber, hükmü aranan meselenin onlarla ​kıyas edilecek bir benzeri varsa.
Bunların hiç biri yoksa üçüncü olarak dinin şu temel kurallarına başvurulur:
Genel olarak insan sağlığına zararlı olan şeyler, zararları derecesinde dinen de sakıncalıdırlar. Mekruh ya da haram olabilirler.
Dinin asıl maksadı beş temel değeri korumaktır, bunlardan biri de akıldır. Dolayısıyla akla zarar veren her şey dinen sakıncalıdır.
Habis şeyler haramdır: Habis, ya normal tabiatların tiksindiği, iğrendiği şeyler ya da insana zarar veren şeylerdir. Haramların hepsi habistir.
Bu açıdan uyuşturuculara baktığımızda insanın hem bedenine yani fizik varlığına, hem psikolojisine hem de aklına korkunç zararlar verdiklerini görürüz. Bu sebeple, bunların aslı ottur, denerek helal sayılmaları dini anlamamak olur.
Ayrıca toplum düzenini bozan, fesada ve bozulmaya sebep olan davranışlar da haramdır ve bunlarla savaşılması gerekir. Uyuşturucular şu anda bütün dünyanın problemidir ve dindar olsun olmasın her devlet uyuşturucuyu fesat sebebi olarak görmektedir.
O halde uyuşturucuların haram olmaması mümkün değildir. Onlarla savaşılması bir kamu görevidir.
Sigaranın haramlığı da bunlara yakındır. Daha önce yazmıştık.  Twitter @farukbeser

YeniŞafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER