Birinden birini seçmek zorunda değiliz; onurlu olmak için sadece kendimiz olmak zorundayız. Hepsi bu kadar; kendimiz. Bana kalırsa asıl dert, tam olarak burada başlıyor; çünkü bir asırdır kim olduğumuzu tarif eden bütün kaynaklarla bağlantımız kesildi ve gelen herkes Anadolu’ya bir kimlik dayattı. Dayatılan kimlikler altında ezilerek bir asırdır kuru kalabalığa dönüşme sınırına dayandık.

Kuru kalabalıkların ilk belirtisi kendine dayatılan seçenekler arasında savrulması ya da tutunduklarından birinde radikal çetelere dönüşmesidir. Kendi olmayan/olamayan bireyde de toplumda da özgüven derdi vardır, aşağılık kompleksi vardır.

Örneğin; ABD emperyalizme karşıysan bir seçenek kalır; ezik bir Avrasyacı soytarı olmayı seçersin. Ya Amerikancısın ya Rusçu, ya NATO’cusun ya da Avrasyacı… Kendin? O önemli değil, iki seçenek var artık ve sunulmuş seçeneklerin dışına çıkmazsın. Ya İsrail tarafındasın ya İran mesela... Mecbur muyum, ikisini de aynı kefede, aynı düşman kabul edemiyor muyum?.. Hayır...

Gülenizm ve Kemalizm de aynı zeminde, aynı mekanizmayla var oluyor. Geçmişte birbirilerine rakiplerdi evet; hatta bu rekabette düşmanlığa varacak kadar abarttıkları bile oldu ama son tahlilde, ikisi de aynı şeyin peşinde koşan İran ile İsrail gibiler. Biri diğerinin çaresi, alternatifi değil; ikisi de aynı kucağın kavga eden kardeşleri... Kemalistler de Gülenistler de aynı şeyin peşindeler. İkisi de vesayet kurmak istiyor. İkisi de Batı’dan korkuyor. İkisine göre de Batı; devlet, kanunlar, medeniyet, bilim sanat ne varsa her şeyin yaratıcısı ve denetleyicisi put... İkisi de darbeci... İkisi de devlete sızıp ele geçirmeye çalışan vesayetçi... İkisi de birbirini var eden zıtlar... Dolayısıyla bize düşen bu iki cuntacı diktayı aynı kefeye koyup üçüncü tarafın müdafaasını yapmak, onurlu olmak... Kemalistler, Gülenist değiller elbette ama ikisi de Türkiye’yi ele geçirme ihtimallerini kaybedince aynı maksatta ittifak ettiler. Eski rakipler mecburi ortak oldular. Ya birlikte kazanacak, Türkiye’de vesayet sistemi kuracaklar ya da birlikte yok olacaklar...

yazının kaynağı