GÜNCEL

Alper Tan : Neyin bedelini ödüyoruz?

Tarih
12 Ağustos 2015
İzlenme
2436 Kişi

12 Ağustos 2015

Osmanlı Devleti’ni çökertmek için içeriden ve dışarıdan uzun yıllar mücadele edip sonunda da yıkıp dağıtmışlardı. Osmanlı’nın yıkılışını Sultan ıı. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle de başlatmak mümkün. Devlet-i Aliye’nin dağılmasıyla bağımsızlığımız da elimizden alındı. Gizli/örtülü bir manda dönemi başladı. Yaklaşık bir asra yakın fetret dönemi yaşandı.

Son 7-8 yıldan beri hızlı bir uyanış var. Gizli bağımlılıktan, gerçek bağımsızlığa geçişin, içeride vesayet savunucularına karşı “mücadelesi” dışarıda ise vesayetin sahiplerine karşı da “savaşı” veriliyor. Bu bağımsızlık sürecine “Yeni Türkiye” diyoruz.

Türkiye’nin bağımsızlaşması kolay olmadı. Toplum tarafından bilinen/bilinmeyen büyük kapışmalar yaşandı. Sonunda bu mücadeleyi Türkiye kazandı.

Mütedeyyin insanları temsil eden Ak Parti’nin ne şartlarda iktidara geldiğini hatırlayınız. 2002’de Ak Parti, anayasayı bile değiştirebilecek parlamento çoğunluğu ile iktidara gelmişti. Ama bir yargı cambazlığı ile onun Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın önü kesildiği için milletvekili ve Başbakan yapılmamıştı.

Bu engel aşıldı. Envai çeşit darbe girişiminde bulunuldu. Bütün bunlar bertaraf edildi. 2006 Danıştay saldırısı, 2007 Hrant Dink cinayeti, 27 Nisan karanlık bildirisi.. Hepsi geride kaldı. Milletin yarısının oylarıyla iktidarda olan Ak Parti’ye 2008’de kapatma davası açıldı. Atlatıldı. Kız çocukları başörtüleriyle üniversitelerde okuyamıyorlardı. Devlette iş bulamıyorlardı. Şimdi liselerde ortaokullarda bile böyle bir mesele kalmadı. Devletin her kademesinde arzu eden kadınlar başörtüleriyle çalışabiliyorlar.

Halbuki, 1999’da milletin oylarıyla TBMM üyesi seçilen Merve Kavakçı başındaki örtüyle Meclis’e girdi diye kıyametler koparılmıştı.

Eşi başörtülü olanlar muhtar bile olamazlar denilen ülkenin bugün en tepesindeki makamlarda eşi başörtülü liderler halkın oylarıyla görev yapıyorlar.

Kur’an öğrenme yaşı 12 ile sınırlandırılmıştı. Şimdi sınır yok. İmam Hatiplerin ve imam hatipler bahanesiyle diğer meslek liselerinin üniversitelere gidişinin önü kesilmişti. Bu engeller kaldırıldı. Şimdi askeri okullar dahil tüm ortaokul ve liselerde öğrencilerimiz imam hatip müfredatına yakın dersler alabiliyorlar.

Dışarıdan dizayn edilen ülke noktasından, çevresine, bölgesine ve küresel nizama etki eden yön veren bir noktaya geldik.

İnsan acelecidir. Her güzelliğin ve her iyiliğin bir anda olmasını ister. Veya kendi kafasındakini, kendi düşüncesini en iyi en doğru zanneder. Aksi gelişmeleri istemez. Ama kainatın nizamındaki hikmetler farklıdır.

Son 20 gündür ülke gündeminde yine terör ve şiddet var. Yine teröristler yine şehitler, yine operasyonlar.. ve arkasından şikayetler.. ”Hani terör bitecekti! Hani şehitler gelmeyecekti..!”

Baştan aşağı anlattığımız ve hatta şimdilerde unuttuğumuz sorunları da millet olarak benzer zorluklarla atlatmadık mı? O sorunları aşmak için yıllarca sancı çekmedik mi? Her şeyi bir anda mı hallettik?

Nasıl ki bir sürü meseleyi belli bir mücadele ile aştık ve atlattık isek, hiç şüphemiz yok ki, terör meselesini de aşacağız. Sonunda bu teröre yıllarca alet olanlar bile vakti gelince “Biz bugüne kadar ne uğruna savaşmışız” diye dövünecekler.

Emin olun ki bugünler de geçecek. Bu sorunlar da kısa zaman sonra aşılacak. Ama unutmayalım ki bu defa başka yeni sorunlar olacak.. Hayat bitmedikçe sorular da imtihanlar da bitmeyecek..

Kimse zannetmesin ki “Avrupa’nın Amerika’nın hiç sorunu yok.” Bundan sonra her geçen gün onların sorunları daha da artacak. Bizim halimize imrenecek duruma düşecekler.. Ettiklerini bulacaklar.

Bu sene yoğun, çatışmalı ve stresli bir süreç yaşanıyor. Muhtemelen önümüzdeki 2-3 sene de çok yoğun geçecek. İslam dünyasında asırlık fetret devrinden aydınlık bir döneme geçiş yaşanıyor. Bunun bir bedeli bir faturası elbette olacak. O faturayı ödetiyorlar..

Etrafımızdaki bunca savaş, kriz ve istikrarsızlıklara rağmen ekonomik ve siyasi olarak dimdik ayakta olan bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım.

Düne kadar Türkiye’nin geçmişine kurşun sıkan terör örgütleri, şimdilerde Türkiye’nin geleceğine kurşun sıkıyorlar. Unutmasınlar ki “Kaderin üstünde bir kader var” ve o kaderi hiçbir beşer değiştiremez.

Her şey halkın gözleri önünde gelişiyor. Terörü sürdürenlerin kimler adına hareket ettikleri her geçen gün daha çok anlaşılıyor. Kendini bu ülkeye ait hisseden herkes de bunun farkında.

Maşalar, taşeronlar, tetikçiler bir bir deşifre oluyorlar; olmaya da devam edecekler. Sırtını bu ülkeye değil de oraya buraya dayayanların kimin kucağında olduklarını da göreceğiz.

Bu kadar karmaşık işlerin olduğu bugünlerde bile umutsuz olmamalıyız.

Bu günler elbette geçecek. Kim utanacak kim sevinecek..!

kanalahaber.com

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER