GÜNCEL

Ahmet KEKEÇ : Yurt dışına çıkış yasağı konulsun!

Tarih
13 Nisan 2018
İzlenme
1162 Kişi

Son bir jest daha yapmış, basın mensuplarına açtığı ceza ve tazminat davalarını geri çektiğini söylemiş. 

Sahici bir helalleşme… 

Daha doğrusu, helalleşmeyi lafta bırakmayan, yol açabileceği mağduriyetleri gideren ve hakkı olandan (“hakkım” diye düşündüklerinden) feragat eden bir çıkış. 

İyi de, bunlar Aydın Doğan’ı kurtaracak mı? 

Kurtarmalı mı? 

Hemen yeri gelmişken söyleyeyim; Aydın Bey’le aramda herhangi bir husumet bulunmuyor, hakkımda açtığı bir davanın muhatabı değilim; yani affettikleri arasına girmiyorum, dolayısıyla rahat konuşabilirim... 

Bugüne kadar Doğan Medya Grubu canibinden 6 davaya muhatap oldum. 

İlkini Oktay Ekşi açmıştı... Rahmetli Nezih Demirkent’in bazı sözlerini “alıntıladığım”gerekçesiyle Oktay Bey mahkemeye koştu, dönemin rayiciyle 10 milyar liralık tazminat davası açtı. Bugünün 10 bin lirası... 

Neden Nezih Bey’e değil de, bana yönelme gereği duymuştu? 

Sözler Nezih Bey’e ait olsa da, vaki “alıntılama” hukuken beni sorumsuz kılmıyordu. Oktay Bey muhtemelen daha kolay lokma gördüğü için, Demirkent’i atlayarak bana yürüdü... Ve kaybetti. 

İkinci dava Ertuğrul Özkök’ten geldi: 50 milyar lira istiyordu. 

Sonra ne oldu, bilmiyorum. 

Özkök sessiz sedasız davasını çekti. 

Daha sonra birkaç kez temas ettik; birlikte yemek yedik, kahve içtik, edebiyattan şuradan buradan konuştuk... Ne ben bu konuda bir soru sordum, ne o herhangi bir açıklama yaptı. Muhtemelen, “geçmiş, geçmiştir” deyip üzerinde durmamışızdır... Ama hâlâ bir muammadır benim için: Niçin o davayı açtı, neyi düşünerek ya da gözeterek geri çekti? 

Doğan Medya Grubu’ndan yediğim üçüncü ve dördüncü davaların sahibi “bacak güzeli” Mehmet Yakup Yılmaz’dır... Hani, bir gurup arkadaşıyla birlikte İskoçya’ya gitmiş, geleneksel “İskoç eteği”yle resim çektirmişti ya... O Mehmet Yakup Yılmaz işte... Meraklısı internetten o resimlere ulaşabilir. Eteği en iyi bizim Yakup taşıyordu... 

Benim suçum, kimselerin okumadığı, varlığıyla yokluğu belli olmayan Mehmet Yakup Yılmaz’ı okuma gafletinde bulunmak ve hakkında bazı yazılar yazmak... O da Oktay Ekşi’nin “yöntemini” izledi, Nihat Genç’in bir benzetmesini sütunuma taşıdığım gerekçesiyle iki adet dava açtı. Kazandı. 

Parayı normal yollardan tahsil edebilirdi. Etmedi... Tazminata muhatap yayın kuruluşuna da gitmedi... O sırada gazete değiştirmiştim, bir başka mecrada çalışıyordum. Gerçek borçluyu atlayarak (çünkü sözleşme gereği tazminat yükümlülüğü yayın organına aitti)yeni adresime ulaştı ve haciz memurlarını gönderdi. Böylece, “meslektaşının maaşına haciz koyduran ilk ve tek gazeteci” olarak tarihe geçti. 

Beşinci ve altınca davaları Ahmet Hakan Coşkun açtı. 

Tabansız ve yüreksiz bir gazeteci olduğu için, köşesinde halledemediği meseleyi mahkemeye taşıdı. 

Sonuç mu? 

Morardığıyla ve rezil olduğuyla kaldı. 

Doğan Medya Grubu’yla yargı maceramın özeti böyle! 

Muhterem Aydın Bey’e gelince... 

Helalleşerek ve davalarından feragat ederek “şık” bir çekilmeye imza attı ama bazı “hesaplar” orta yerde durup duruyor. 

Dışbank’ın hesabı sorulmayacak mı? “İlk dört yılı ödemesiz sıfır faizli” devlet kredisine bakılmayacak mı? Devlet görevlisi Nebil İlseven’in Doğan Grubu adına ne tür fedakârlıklarda bulunduğu ve hangi başarısının karşılığı olarak “Ceo”luğa getirildiği sorgulanmayacak mı? 

İşbu Nebil İlseven, Doğan Grubu’ndaki başarılı hizmetlerinden sonra, bir de “CHP İl başkanlığıyla” ödüllendirilmişti. 

Elektrik dağılım ihalesi ne karşılığında Aydın Doğan’a verildi? 

28 Şubat kimin eseriydi? 

E-muhtıralar, andıç rezaletleri, terörü meşru gösterme çabaları, kaos mühendisliği... 

Bütün bu “kirli” ve “kriminal” işlere bakılmayacak mı? 

Helalleşti, iyi etti de... 

Bence yurtdışına çıkış yasağı konulsun... 

Daha doğrusu, “el altında” bulundurulsun... 

İzzet Yasar’ın da dediği gibi, sonra getirmesi zor oluyor! 

Star
13 Nisan 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Okur

    14 Nisan 2018
    0 0
    Bunlar Ttürkiye nin elitleri.Bir şekilde kendilerini kurtarırlar.Bir bakmışsınız yaşlarından dolayı adli kontrol şartıyla hooop dışarıdalar.Ne oldu 28 Şubat elitlerine.Kendileri dışarıda ,hayatlarını kararttıkları ailelerden haberleri var mı?Beşerin adaleti farklı farklı olur.Tek ve adil adalet Yaratıcımz Allah ındır.
  • BAŞBUĞ2

    13 Nisan 2018
    1 0
    Özgürlük adına terörü meşrulaştıran yazarları, sanırız ki Erdoğan DEMİRÖREN; grubunda barındırmayacaktır.411 EL KAOSA KALKTI DİYEN YAZAR VE BU GAZETE, umarız ki DEMOKRASİ İÇİN AYAĞA KALKSIN.Vicdanları bir nebze rahatlasın. Amiral gazete HÜRRİYET,ülke demokrasisine katkı sağlasın. Vesayet sisteminin borazancılığını ve taşeronluğunu artık yapmasın.HALKIN gazetesi ve HÜRRİYET ÇIĞLIĞI OLSUN.
  • BAŞBUĞ 1

    13 Nisan 2018
    1 0
    Zalimin zulmü varsa,mazlumun da ahı vardır.Mazlumların iki eli yakasında olacaktır.Buna meydan verecek olanlar ve yargısal koğuşturmayı yapmayan yetkililerinde 28 ŞUBAT mağdurlarının ahı üzerlerinde olacaktır. Yıllardır medyasını bir silah ve şantaj gibi kullanan AYDIN DOĞAN ekibini tasfiye etmeyecekse Sayın DEMİRÖREN ailesi de bu günaha ortaklık etmiş olcaktır.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER