POLEMİK

Ahmet Kekeç : ‘Ulan hepiniz oradaydınız be!’

Tarih
06 Ağustos 2015
İzlenme
1325 Kişi

6 Ağustos 2015

Konu beni ilgilendirmiyor... Başkasının topuna girecek halim de yok... Etyen Mahçupyan ve Ali Bayramoğlu gerekli cevabı, hem de fazlasıyla verdiler. 

Fakat, yine de “hakkaniyet” gereği, bir şeyler yazmak zorundayım

Doğan Akın’la, yukarıda adı geçen ikili arasındaki kavgadan söz ediyorum.

İlk bakışta, nasılsa ayrı düşmüş “mahalle arkadaşları” arasındaki kavga gibi görünüyor...

Doğan Akın’ın, “Sen niye burada değilsin? Acaba bir gün aramıza dönebilecek misin? Döndüğünde o eski itibarı bulabilecek misin?” tadındaki, ağır tehdit içeren yazısına Etyen Mahçupyan da, Ali Bayramoğlu da, siyaset üzerinden bir okumayla cevap verdiler.

Doğan’ın yazısı buna değer miydi?

Sanmıyorum.

Daha doğrusu, değmezdi.

İlk bakışta, nasılsa ayrı düşmüş mahalle arkadaşları arasındaki kavga gibi görünen ve arada “Sen niçin oradasın? Para tatlı mı geldi cicim?” türünden sözlerin ve belden aşağı ifadelerin sarf edildiği kavga, yine ilk bakışta siyasi bir kavga gibi görünse de asla siyasi bir kavga değil.

Siyaset üzerinden bir okuma, Doğan Akın’ın derdinin ne olduğunu açıklamaya (anlamamıza) yetmiyor.

Doğan Akın’ın bir derdi var mı?

Onu da bilmiyoruz

Daha çok demokrasi mi istiyor, barış mı istiyor, memleketin doğru dürüst yönetilmesini mi istiyor, silahların susmasını mı istiyor, siyaset üzerindeki vesayetin ortadan kaldırılmasını mı istiyor, sınırsız özgürlük mü istiyor?

Ne istiyor, bilmiyoruz.

İsteklerini ve taleplerini çerçevelese, siyaset üzerinden bir okumayla, “Evet, Doğan Akın haklı” ya da “Hayır, Doğan Akın haksız” diyebileceğiz.

Bunu diyemiyoruz.

Doğan Akın’ın (ve t24’te toplaşmış, gün geçtikçe daha çok deliren liberallerin) tepkilerine baktığımızda, problemin, “psikolojik” kökenli olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü Doğan Akın ve “delirmiş liberalleri” sadece bunu düşündürtüyor.

Hülasa, Doğan Akın, mahalle arkadaşları saydığı Etyen Mahçupyan’dan ve Ali Bayramoğlu’ndan şunu istiyor: “Niçin Erdoğan’a küfretmiyorsunuz? Evet, zaman zaman eleştiriyorsunuz, görüyoruz ve mutlu oluyoruz. Ama bunlar mahalledekileri kesmiyor. Daha atak olmalısınız, daha çok yüklenmelisiniz.‘Diktatör’ filan demelisiniz... Diktatörün bazı hallerini Hasan Cemal gibi takıntı haline getirmelisiniz. Ağzınızı bozmalısınız.”

İşin bir de “basın özgürlüğü”, “editoryal bağımsızlık” ve basındaki “patronaj yapısı” boyutu var.

Bir dolu (haksız) laf ediyor Doğan Akın ve mahalle arkadaşlarını, patronlarının “ticari-siyasi ilişkileri” üzerinden köşeye sıkıştırmaya (borçlandırmaya) çalışıyor.

Bir yerlerden illegal bir “tape” bulmuş, hiçbir ahlaki kaygı gözetmeden vuruyor: “İşte patronlarınız bu halde. Orada durmaya devam edecek misiniz? Erdoğan’a küfretmeme inadınızı sürdürecek misiniz?” diyen, demeye getiren ve ancak patolojik halle ilişkilendirilebilecek laflar...

Buradan, Doğan Akın’ın temiz ve steril bir ortamdan geldiği, gazeteciliğini nezih bir patronaj sistemine borçlu olduğu sonucunu çıkarıyoruz.

Öyle mi?

Buna, “Evet” demek isterdim ama diyemiyorum.

Şunu diyorum:

Hepiniz “Doğan Medya”nın sülbünden geldiniz.

Durumunuzun nezahetini (daha doğrusu vahametini) açıklamak için, ille de bir yerlerden “illegal tape” getirmek ve ahlaksızlaşmak gerekmiyor. Kabak gibi ortadasınız.

Dışbank konusunda bugüne kadar ne yazdınız?

Doğan Akın, sen ne yazdın?

POAŞ’ın nasıl ve hangi yöntemlerle elde edildiği konusunda, hangi bağımsız gazeteci “merakını” geliştirdin?

İlk dört yılı ödemesiz, neredeyse sıfır faizli “devlet kredisi” içinde bir yerleri sızlattı mı?

TEDAŞ hangi “hizmetler” karşılığında ihale edildi ve “Paşa, Başkanı hizaya soktu” diye manşet atan mesai arkadaşlarının bunda payı ne?

Bugün kısmen bağımsız mecralarda, “Gazetecilik şöyle olmalıdır, böyle olmalıdır, yasa dışı yollarla da olsa Erdoğan mutlaka indirilmelidir” diye ahkâm kesiyorsunuz ama arkadaşlarınızı borçlandırdığınız konularda sizin eliniz daha eli kirli.

Erdoğan’ın da söylediği gibi, hepiniz oradaydınız ve ruhen hâlâ oradasınız.

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER