POLEMİK

Ahmet Kekeç : Neşe Düzel’in gazetesini okuyunca, neşe doluyor insan

Tarih
02 Aralık 2014
İzlenme
1213 Kişi

2 Aralık 2014

Ben neşe doluyorum, ne yalan söyleyeyim... “Yalan”, “çarpıtma haber”, “asparagas”, “manipülasyon” gibi tanıdık meslek yordamlarının (!) bile yanında hafif kalacağı bir gazetecilik anlayışının mucidi olmuş bu hanımefendi, gazetesiyle etrafa neşe saçıyor. 

Bu “gazetecilik anlayışını” nasıl tanımlamak lazım?

Düşündüm, “melanet gazeteciliği”nden başka bir şey bulamadım.

Haberleriyle, yazarlarıyla, yorumlarıyla, “Böylesi gelmedi, gelmeyecek” dedirten bir gazete ve gazetecilik anlayışı...

Neşe Düzel’i tanıyorsunuz...

Esasında ne kadar tanıyorsunuz ki? Ben yakın zamana kadar tanıdığımı düşünüyordum... Bir zamanlar, partneri Ahmet Altan’la birlikte, “Kırmızı Koltuk” diye bir program sunuyordu. “Sorgulayıcı/didikleyici” bir tavrı vardı. En azından, bildiğimiz, tanıdığımız gazetecilere benzemiyordu. Refiklerinden farklı olarak “demokrasi” diyordu, “özgürlük” diyordu, “hukuk” diyordu. Bunların içini nasıl dolduruyordu bilmiyorum ama hiç değilse bunları diyebiliyordu. Bu yüzden, benzerlerinden ayrılıyordu... Ama aslında tanımıyormuşum. Bu hanımefendiyi tanımak zormuş...

Bir “iç darbe”yle Taraf gazetesinin başına getirildiğinde, bunun sıradan bir nöbet devri olduğunu düşünmüştüm. Değilmiş... Neşe Hanım oraya konuşlandırılmış. Zaten “darbe” ve “nöbet devri” ifadeleri yan yana iyi durmuyor. Bir “darbe”yle bir yerlere getiriliyorsanız, bunun adı konuşlandırılmak olur. Başka da bir şey olmaz.

Neyse, “konuşlandı” ya da nöbeti devraldı...

Bari doğru dürüst habercilik yapsa...

Hayır, Neşe Hanım, moda tabirle, “fark” yaratacak.

Bu işi nasıl yapıyor? Bakalım:

Bakıyoruz ve “Ertesi Gün Devleti” diye bir manşet görüyoruz... Yani, Neşe Hanım, “İçki yasaklanıyor, özel hayatımıza müdahale ediliyor” gerekçesiyle ülkenin altını üstüne getiren Gezi ahalisine, “Devlet doğum kontrolü hapını yasakladı, haydin sokağa” diye gaz veriyor. (Gezi destekçisi Taraf’ın gaz verme girişimleri, “Ertesi Gün Devleti” manşetinden sonra da başarıyla devam etti.)

Neşe Hanım’ın fark yarattığı diğer haberlerden de örnekler verelim:

BİR“IŞİD militanları Türkiye’de tedavi ediliyor!” (Mersin’de, özel bir hastanede çalışan bir hemşire, devletin ilgili birimlerine mektup yazmış, “IŞİD militanlarına bizim hastanede bakılıyor” demiş. Neşe Hanım’ın gazetesi bunu manşet yapıyor. Hangi hastane? Hemşirenin ismi ne? Bu mektup hangi güvenlik birimlerine gönderilmiş? MİT’e mi? Emniyet’e mi? Başbakanlığa mı? İçişleri Bakanlığı’na mı? İl yönetimine mi? Kime? Bu soruların cevabı yok.)

İKİ- “IŞİD’in silahları Türkiye’den gidiyor...” (Bu, etrafa neşe ve aynı zamanda necaset saçan haberde de kanıt yok. Neşe Hanım’ın “salla gitsin” haberciliğinde maksat, ülkesi aleyhindeki “algı çalışmasına” katkı sunmak, Türkiye’yi “teröre destek veren ülkeler” kategorisinde sağlam bir yere oturtmak...)

Bu örnekleri “ÜÇ”, “DÖRT”, “BEŞ” diye uzatabilirim...

Böyle yüzlerce, binlerce melanet girişimi...

İki örnek verip kapatacağım:

Birincisi, Mustafa Karaalioğlu ve ekibinin Ethem Sancak’tan iç ettikleri 2 milyon doları kendi aralarında paylaştıkları ve paylaşma esnasında büyük kavgaların yaşandığı haberi...

Neşe Hanım bu rezil asparagası birinci sayfadan veriyor. Hiç yüzü kızarmıyor.

İkinci örnek de şu:

Denizli’de kızlı-erkekli evlere baskınlar düzenleniyormuş. Bunu AKP’li Belediye Başkanı örgütlüyormuş.

Neşe Hanım bu haberi de birinci sayfadan veriyor.

İyi ediyor da, “saatlik” kiralanan apartları “öğrenci evi” diye pazarlamaya da utanmıyor.

Dahası şu: Derin entelektüel Murat Belge de, operasyonel amaçlarla kurulduğu besbelli bu gazetede “demokrasi” diye atıp tutuyor.
Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER