GÜNCEL

Ahmet Kekeç : Gerici plaja ilk kurşunu Ahmet Altan atmıştı!

Tarih
26 Ağustos 2014
İzlenme
320 Kişi
26 Ağustos 2014...

Kadınlarla erkekler aynı anda denize girdiler, Antalya’daki “kadınlar plajını” protesto ettiler.

Burada bir “hülooooğğ” gider.

Bu anlamlı protestoyu haberleştiren gazete, Antalya Halkevi Başkanı’nın beyanatına da yer vermiş. Diyor ki başkan,  “AKP hükümetinin gerçekleştirdiği bir projenin, kadına hizmet vereceğine kesinlikle inanmıyoruz.”

Haberi bol fotoğraf süslüyor: Çılgınlar gibi denize koşarak bu vatanın sahipsiz olmadığını gösteren mayolu, şortlu ilerici hanımlar ve beyler... Şebelek oğlanlar gibi denizde tepişiyorlar.

Halkevi Başkanı’nın “proje” dediği şey, AK Parti Belediyesi’nin erkeklerle birlikte denize girmek istemeyen kadınlar için açtığı (daha doğrusu çerçevelediği) bir plaj.

Kaç gündür memlekette kıyamet kopuyor.

Hiç olur muymuş böyle şey? Bu ayrımcılık değil miymiş? Bu proje, kadını toplum dışı ve “öteki” göstermekten başka ne işe yararmış! Yoksa memlekete şeriat mı geliyormuş? Bu ne ilkellikmiş!

Protesto eylemlerini Antalya Halkevi yürütüyor.

Mebzul miktar CHP’li de destek veriyor.

Protestocular plaj basmaktan, vücudunu erkeklere göstermek istemeyen kadınları yaka paça dışarı atmaktan söz ediyorlar.

Öyle ya, hiç görülmüş şey değil kadınlara mahsus plaj açmak.

Brezilya’da yok mesela... İtalya’da yok... Bu “talihsizlik” sadece ülkemize mahsus...

Halkevi civarındaki kadınların tepkisi daha ilginç: “Biz Halkevi kadınları olarak kadınlar plajına değil, kadınların ikinci sınıf varlık gibi gösterilmesine karşıyız.”

Siz Halkevi kadınları olarak, kadınların ikinci sınıf varlık gibi gösterilmesinin aracı olan “başörtüsü yasağını” büyük bir memnuniyetle izliyordunuz ama... Başörtüsünü kamusallaştıran politikalara göğsünüzü siper ediyordunuz. Elinizde Atatürk posterleri, başörtülü öcü avına çıkıyordunuz... Partili büyükleriniz çıkan her yasayı, yapılan her anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’nde bozdurmakla övünüyordu.

Dün, sosyal medyada, CHP’li Binnaz Toprak’ın bir “paylaşımını” okudum: “Biz eskiden adalarda kadınlar plajında denize girerdik. Ne var bu meseleyi bu kadar abartacak? Denize girmek herkesin hakkı!” diyordu.

İki dakikada astılar kadını... “Gerici Binnaz” diyeni mi ararsın, “Git kaydını AKP’ye yaptır” diyeni mi? “Bunlar geldiğinde ayrı belediye otobüsüne binersin” diyeni mi?

Bir ilerici Gezi zekâlı da şunları yazıyordu: “Hastane, okul ve sinema/tiyatro salonları da bölününce ‘eyvah’ diyecek takatiniz kalmayabilir.”

Demek ki plajları bölenler, hastane, okul ve sinema salonlarını da bölecekler.

Eh sen mayoyla hastaneye ya da okula girmeye yeltenirsen, bölerler.

Bikiniyle antraktta dolaşırsan, kapı dışarı ederler.

Hem nedir, kadın vücudu görme merakınız?

İnsanlar kendilerini gizleme gereği duyuyorlarsa, buna neden saygı göstermiyorsunuz?

Başkalarını “tarassut etme” hakkını nerden alıyorsunuz?

İlle hemcinsinizle eğleşmek istiyorsanız, bu arzunuzu benzerlerinizle giderebilirsiniz. Yasak değil... Memlekette mebzul miktar “karma plaj” var... Bu abuk tartışma post modern darbe sürecinde kalmadı mı?

Hayır, kalmamış.

Post modern darbe sürecinde kalması (ve hiç hatırlanmaması) gereken tartışmayı, ilk, Ahmet Altan’ın Taraf gazetesi başlatmıştı, hatırlayacaksınız... İzmit’teki kadınlar plajını dillerine dolamış, oradan “gerici” Erdoğan’a laf göndermişlerdi...

Liberal-demokrat Ahmet Altan’a göre, kadınların denize girdiği alanı çevreleyen duvar, “utanç duvarı”ydı...

Demokrasiye, “ancak bize çok acı çektirecek bir altüst oluşla ulaşacağımızı” söyleyen, açıkça darbe ve iç savaş isteyen Ahmet Altan sonunda bunu da yapmıştı.

Halkevi kadınlarına kızmayın.

Demokratı Ahmet Altan olan bir ülkenin, ilerici Halkevi kadınından ne çıkacaktı ki?


Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER