GÜNCEL

Ahmet Kekeç : Gammazcı profesör

Tarih
22 Şubat 2015
İzlenme
2446 Kişi

22 Şubat 2015

Büyük Türk düşünürü Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, başkasına ait olsa bile (hatta eleştirmek kastıyla olsa bile), devlet büyüklerine yöneltilmiş bir sözü tekrarlamanın suç olduğunu söylüyor. 

Demek istiyor ki Mümtaz’er, “Ey savcılar... Ahmet Kekeç, Cumhurbaşkanı’na karşı sarf edilen kötü sözleri, eleştirmek kastıyla da olsa, köşesinde tekrarlamıştır. Dolayısıyla, bu arkadaşımız 299. maddenin muhatabı haline gelmiştir. Derhal içeri atılmalıdır.”

Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne, meslektaşını gammazlıyor.

Bravo...

Savcılar aslında bu satırların yazarı için harekete geçermiş de, bu tür davalar Adalet Bakanı’nın iznine bağlı olduğu için, bilmem ki Bekir Bozdağ buna onay verir miymiş?

Gerçekten de bravo...

Bir “bravo” da, şu nezahetsiz sözleri için gelsin:

Diyor ki, “Havuz medyasından kalemini sadece muhalif olanlara hakaret için kullanan bir köşe yazarı...” Ve devam ediyor.

Bu ben oluyorum...

Eskiden böyle demiyordunuz Mümtaz’er Bey... Aynı havuzun gazetelerinde göründüğünüz, aynı havuzun televizyonlarında boy gösterdiğiniz, aynı havuzun elemanlarıyla teşrik-i mesai kurduğunuz dönemlerde böyle konuşmuyordunuz...

Pek mültefittiniz.

Mahviyetle bakıyordunuz.

Ölçülü, biçili, terbiyeli, edepli bir adamdınız...

Öyle “havuz, hırsız, yandaş” filan gibi laflar da etmiyordunuz. (Sizinle galiba, en son, Yusuf Ziya Cömert’in odasında karşılaşmıştık. Kalemimi kullanma biçimime övgülerinizi esirgememiştiniz.)

Havuz ailesinin “mümtaz” bir ferdi gibiydiniz ve “daha ötesine” taliptiniz... Milletvekili olma heva ve hevesi içinde pek bir yandaş görünüyordunuz. “Terbiyeli damat” kıvamındaydınız.

Coşkuluydunuz da... Yeni bir “kurşun atan da, kurşun yiyen de...” durumu yaratacak kadar da azimliydiniz... Erdoğan siyasi dehaydı... Gül örnek bir Cumhurbaşkanıydı... AK Parti, “bugüne kadar başımıza gelmiş en iyi şey”di...

Ne oldu?

Milletvekilliği hayalleriniz yıkıldığı için mi “havuz, hırsız, yandaş” edebiyatına sardırdınız?

Farklı ikna süreçlerinden mi geçtiniz?

Ne oldu?

Siz bırakın onu bunu da, “Şubat ayının ortasında” olacak şeyi söyleyin... “Bu hükümetin akıbeti Şubat ayının ortasında belli olacak” buyurmuştunuz... Galiba Erdoğan 30 Mart’ı göremeyecekti... Yeni yandaşınız Umut Oran da buna benzer laflar ediyordu.

Bu hükümetin akıbeti niye şubat ayının ortasında belli olacaktı?

Ne olacaktı?

Bir darbeyi mi haber veriyordunuz?

Bir toplumsal altüst oluşa mı işaret ediyordunuz?

Bir kaset müjdesi mi veriyordunuz?

Hükümetler sandıkla gelir, sandıkla gider. Daha doğrusu, böyle olması gerekir... “Şubat ayının ortasında” sandık kurulmadığına/kurulmayacağına göre, sizi hükümete akıbet biçmeye icbar eden “bilgi”nin kaynağı neydi?

Her an heybeden çıkacağı söylenen “büyük turp”u mu işaret ediyordunuz?

Ne olacaktı Şubat ayının ortasında?

Bir de şu:

Kurnazca ihbar yazılarına gerekçe yapsanız da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretleri “dert etmiş” görünüyorsunuz...

Hadi gerçekten de bunu dert edindiğinize inanalım...

Bu yazıdan sonra “ihbar alanınızı” genişletmek ister misiniz?

Erdoğan’a “Yezit, Firavun, Karun, Haramzade, Başçalan, Sufyan” diyen refikleriniz için de bir iyilik düşünür müsünüz?

Hem “başkalarına ait olan” sözleri tekrarladığım için beni okka altına sokmuş olursunuz, hem de refiklerinizi...

Bunu yapın. İlginç bir deneyim olacaktır.

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER