GÜNCEL

Ahmet Kekeç : Erdoğan AK Parti’ye oy mu istiyor?

Tarih
12 Şubat 2015
İzlenme
1475 Kişi

12 Şubat 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Anayasa yapmak için 400 milletvekili lazım” dedi diye kıyametler kopuyor. 

Ben de Cumhurbaşkanı gibi düşünüyorum.

Daha önce tanık olduğumuz ayak oyunlarını, komisyon numaralarını, milletvekili kafalama girişimlerini yaşamak istemiyorsak, bu şart... Yani, bir partinin en az 367 milletvekiliyle (400 olsa, cillop olur) Meclis’te temsil edilmesi gerekiyor... Tabii o “bir parti”nin de anayasayı değiştirme vaadine sadık kalması gerekiyor...

En önemli konu bu:

Sadakat...

Bugün parlamentoda bulunan partilerin neredeyse tümü, anayasayı değiştirme vaadiyle milletin huzuruna çıkmışlardı.

İktidar partisi hariç, hiçbiri sözünde durmadı.

Hatta aralarında çıtayı yüksek tutuyormuş ve gerçekten de yeni anayasa istiyormuş gibi yapanlar bile çıktı. “Anayasa yapmadan masadan kalkmayacağız” dediler ama masayı ilk terk edenler onlar oldu.

Bu durumda Erdoğan ne yapmış oluyor? Anayasayı değiştirme konusunda irade koyan ve bütün samimiyet sınavlarından geçmiş bir partiyi mi (AK Parti’yi mi) işaret etmiş oluyor? AK Parti’nin en az 400 milletvekiliyle parlamentoda temsil edilmesi gerektiğini mi savunuyor? Kısacası, AK Parti’ye oy mu istiyor?

Bu soruların cevabını biliyorsunuz.

Bilmediğiniz, anlamadığınız, anlamak istemediğiniz husus şu:

Erdoğan, “vaatler” kalemine “yeni anayasa”yı da dahil ettiği için seçildi... Yani halkın yüzde 52’si, sandığa giderek, hem Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını onaylamış, hem de yeni anayasaya “evet” demiş oldu.

Bu durumda, “halkın icazeti”yle konuşan bir Cumhurbaşkanı’ndan beklenen ne olmalı? “Yeni anayasa” fikriyatı doğrultusunda tavır alması, anayasa yapabilecek nitelikte bir parlamentonun teşekkül etmesini savunması değil mi?

Erdoğan da bunu yapıyor işte...

Nitelikli (yani anayasa yapacak niteliğe sahip) bir parlamentoda çoğunluğu ille de AK Parti’nin oluşturması gerekmiyor...

Bu parti CHP de olabilir.

CHP, “yeni anayasa” konusunda halkı ikna eder, problemleri çözebileceğine dair bir kanaat oluşturur, yüksek bir temsille parlamentoya girer. Dolayısıyla, Erdoğan’ın AK Parti üzerindeki tasarruflarını boşa çıkarır.

Efendim, Erdoğan tarafsız davranmıyor, siyaset yapıyor.

Öyle ya, cumhurbaşkanlığı makamı, siyasi bir makam değildir...

Siyaset de pis bir iştir...

Önceki Cumhurbaşkanları tarafsız davranmışlardı, hiç siyasete bulaşmamışlardı.

Mustafa Kemal mesela, yasama, yürütme ve yargı yetkisini elinde bulundurmuyordu. Hiç Başbakan atamamıştı. Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmemişti. “İsmet’i azlediyorum, Celal’i de Başbakan yapıyorum” dememişti.

İsmet Paşa da tarafsızdı.

Hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan, hem CHP Genel Başkanı, hem ilan edilmemiş Halkevleri Başkanı değildi.

Bayar da tarafsızdı. Demokrat Parti’li olduğunu unutmuştu.

Bir darbeyle Cumhurbaşkanı olan, başka da bir temsil özelliği bulunmayan Kenan Evren “kafadan” tarafsızdı. “Adaleti sağlamak için bir sağdan, bir soldan astık” dememişti.

Neredeyse önüne gelen her yasayı veto eden, başörtüsünü kamusal alana sokmamak için “Eşsiz Davetiye” gibi “eşsiz formüller” üreten, CHP’lilere serenat yapmak dışında kaydedilmiş bir icraat sergileyemeyen ve anayasa kitapçığından Türkiye Cumhuriyeti’nin görüp göreceği en büyük ekonomi krizi çıkaran Ahmet Necdet Sezer de tarafsızdı.

Soru şu: Yeni bir anayasa istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

Bırakın Erdoğan’la dalaşmayı da, doğru dürüst cevap verin.

Soru son derece net!

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER