POLEMİK

Ahmet Kekeç : Demedi deme şakirt!

Tarih
11 Şubat 2015
İzlenme
3018 Kişi

11 Şubat 2015

Bizim iyiliğimiz için “bizleri” takibe alan bir yapı... Cumhurbaşkanı Erdoğan “örgüt” diyor. “Örgüt” demeyenlere de içerliyor. 

Erdoğan’ı takibe almışlar... Başbakan’ı yani... (Bu yeni bilgi. Erdoğan’ı Tevhid örgütüne yönelik operasyon çerçevesinde de dinlemişler. Meğer hep dinlerlermiş.)

Başbakanlara “fiziki takip” uygulamak suçtur ve ağır müeyyideyi gerektirmektedir.

Erdoğan’ı hem dinlemişler, hem de 24 saatini (görüşmelerini, temaslarını) tarassut altına almışlar.

Dinlenenler arasında bol sayıda bakan, milletvekili, bürokrat ve gazeteci bulunuyor.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da dinlemişler. İnanılır gibi değil!

Dinleme gerekçesini de söyleyeyim, gülün: “İran ajanlığı...”

Hayır, bu şekilde “nezahetle” ifade etmiyorlar... “Acem uşakları” diyorlar. (Bir ırkı aşağılamak hangi hoşgörüye sığıyor şakirt?)

Bizim iyiliğimiz için “bizleri” dinleyen ve elde ettiği bilgileri tape haline getirip belirsiz adreslerin istifadesine sunan yapı, “Acem uşaklığı” yaptıkları gerekçesiyle binlerce insanın özel hayatına sızmış.(İşin içinde Başbakan, bakanlar, milletvekilleri olunca, bu fiil “özel hayatı tarassut” suçunu aşıyor şakirt. Bunun adı “casusluk”tur. Dünyanın her yerinde böyledir.)

Dün, yasadışı dinleme faaliyetine karışmış polislere yörelik operasyon haberlerini izledim.

Şaşırmadım.

Eli kelepçeli polislerden biri bağırıyordu: “Acem uşakları iş başında, kahraman polisler içeride...”

Eksik olmasınlar, son zamanlarda CHP’nin resmi kanalına dönüşen cemaat televizyonları, operasyon haberlerini bu görüntü eşliğinde verdi... Hep kahramanlıklarla anılan eli kelepçeli “mağdur polis” ve biricik mesaisi kahraman polislere gadretmek olan Acem uşakları...

Evirip çevirip bu görüntüyü yayınladılar...

Belki binlerce kez...

Paralel cenah, belli ki, politik bir “yaftalandırma” olan, başka da bir değer taşımayan “Acem” iddiasında ısrarlı. Bu kabule dayalı yorumlar yapmaya, bu kabul üzerine siyaset bina etmeye devam edecekler. Erdoğan’ın ve Fidan’ın İran tarafından görevlendirmiş ajanlar olduğu düşüncesinden vazgeçmeyecekler.

Belli ki, sahte isimlerle dinleme yapmayı, sahte delil üretmeyi, evlere bomba koymayı, masum insanlara “kumpas” kurmayı, kasetle şantaj yapmayı bir “suç” olarak görmüyorlar.

Belli ki, amaca giden yolda her türlü “kirlilik” ve “kötü cürüm” meşru bu arkadaşlar nezdinde.

Fakat hâlâ gerçeğe uyanmıyorlar.

Uyanmak istemiyorlar.

Devlete savaş açtıklarının ya farkında değiller ya da farkında değilmiş gibi davranıyorlar.

Dahası, sürekli “paralel” iddiasını teyit resimler veriyorlar...

Başbakan’a operasyon çeken savcıları sahiplenirseniz, “paralel” iddiasını güçlendirirsiniz. Başka da bir şey yapmış olmazsınız!

Bu cümleden olarak MİT TIR’larına baskın yapan savcıları savunmak, kriptolu telefonların şifrelerini çözen TÜBİTAK’çılara kol kanat germek, Başbakan’ın ofisine böcek koyan polislerden “mağdur polis”yaratmak, illegal kayıtlara dayalı “hususi yayıncılık” yapmak, Camiayı eleştirenleri “Acem uşağı” ilan etmek, içinde “Yurt müdürüm, Ali Fuat müdürüm, Yakup müdürüm” ifadelerinin geçtiği iddialı cümleler kurmak, kaset-şantaj iddialarına mesafe koymamak, Bank Asya önünde hatim indirmek, “Savcıları var, hâkimleri var, polisleri var, bankaları var” algısını oluşturmak ve bunda bir anormallik görmemek...

Bunlar da “paralel” iddiasını güçlendiren faaliyet kalemleridir...

Sabah akşam “paralel safsatası” diye yayın yapmak sorumluluktan kurtarmaz sizi...

Kurtarmayacak...

Devlete savaş açtıysanız, bedelini ödeyeceksiniz...

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER