SİYASET

Abdurrahman Erzurum : TERÖR AYRIMCILIĞI

Tarih
25 Mart 2016
İzlenme
2112 Kişi

Dünyayı bir terör belası kasıp kavuruyor. Ülkemizin ve dünyanın birçok kentinde çeşitli terör örgütleri tarafından durmadan bombalı saldırılar gerçekleşiyor. Maalesef bu vahşeti yaşamayan hiç kimse olayın vahametini anlayamıyor. Hala herkesin kendine göre bir terör tarifi ve terör örgütü kriteri var. Bize göre terör örgütü olan bir başka ülkeye göre masum savaşçılar olabiliyor.

Bu tartışma uzun zamandır devam ediyor ve bir adım kadar da yol alınmış değil.

Bununla beraber yeni bir tartışma daha gündeme geldi. Birçok terör olayına terör diyemeyen ve teröristlere gereğini yapmayan batı dünyası bu konudaki iki yüzlü tutumunu, dünyada yaşanan terör olayları karşısında verdikleri tepkilerle de sergiliyor.

Batılı birçok ülke başka bir ülkede olan terör olayına ilgisiz kalırken veya küçük bir taziye mesajı, yarım ağız bir kınama ile geçiştirirken, başka bir ülkede olan terör saldırısını ise hayatı durduracak şekilde önemsiyor ve üzüntüyle karşılıyor.

Yapan aynı örgüt, bomba aynı bomba, ölen aynı insan… Peki bu ayrımcılık niye? Belki de birçok terör olayının gerçek nedeni, temeldeki en baş sebep bu iki yüzlülük, bu bakış açısı. Batının yüzyıllardır doğu toplumlarını, Afrika insanını, Asyalıları küçümsemesi ve sömürmesi terörün belki de en gizli ama en birincil nedeni.

Geçtiğimiz Salı günü, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Zaventem Havalimanındaki patlamalarda 14 ve Brüksel metrosundaki patlamada ise 20 kişi olmak üzere toplam 34 kişi öldü. 170 kişinin de yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlendi.

Yapana da, planlayana da en ufak emeği olana da, ardından sevinene de lanet olsun.

Bu hain saldırının ardından, 13 Kasım 2015 tarihinde, 132 kişinin öldüğü Fransa saldırısında olduğu gibi büyük tepkiler geldi. Avrupa bu saldırılar karşısında kenetlendi. Herkes Belçika’da ölenlerin acısını yürekten paylaşmaya çalıştı.

ABD, Brüksel'de düzenlenen terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin anısına, ülke genelindeki federal kurumlar, askeri noktalar, savaş gemileri ve limanların yanı sıra büyükelçilikler ve askeri tesislerde bayrakların 26 Mart’a kadar yarıya indirilmesi talimatını verdi.

Günlük basın toplantısında bir bu konu Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner’e sorulunca ise ABD'de bayrakların yarıya indirilmesinin ''yas ve saygı işareti'' olduğunu, fakat diğer ülkeler için aynı uygulamanın yapılmamasının saygısızlıkla tarif edilemeyeceğini belirtti.

Acaba kriter nedir? Diye düşünmeden edemiyoruz. Ölü sayısı mı, ülkenin coğrafi konumu mu, zenginliği mi yoksa iki ülke arasındaki yakınlık mı? Öyle ise Türkiye’de son zamanlarda yaşanan saldırı ve kaybettiğimiz can kadar hiçbir ülke kayıp vermedi. İki ülke arasında yakınlık desek her seferinde stratejik ortak olduğumuz söylenip duruyor.

Evet hepimiz gerçek sebebi biliyoruz, neden Belçika kadar önemli olmadığımızı ve olamayacağımızı biliyoruz.

PKK terörü yüzünden ülkemizde 400 güvenlik görevlimiz şehit olmuş, Suruç, Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da defalarca canlı bomba eylemleri olmuş yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, batılı devletlerin ağzında aynı nakarat. “Türkiye’nin yanındayız”

Ama yine de biz halimize şükredelim derim yine de…

Amerika’nın bir süre önce demokratikleştirdiği Irak’ta Şubat ayında 670 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 410’u da sivil vatandaş. Ocak ayında ise 849 kişi ölmüş, bin 450 kişi yaralandı.

Suriye’de ise 5 yılda nerdeyse 500 bin kişi öldü. Somali’de Eş-şebap teröründen her gün bombalar patlıyor, onlarca kişi her gün hayatını kaybediyor. Afganistan, Pakistan’da bomba patlamayan gün yok.

Özetle Müslüman coğrafyada hayatın adı bile yok. Bunun binde birini batı yaşamıyor ve bu coğrafyanın acısını paylaşmıyor.

Bu gidişle de paylaşmayacak. Batıda kimse doğudaki halkların çektiklerini anlamaya çalışmayacak. Eğer bu mülteci krizi yaşanmasaydı, Suriye’nin, Irak’ın nerede olduğunu bilmeyen batı bu olayların hiçbirisinden haberdar olmayacaktı.

Burada doğuda yaşayan geneli Müslüman olan devletlerin ve halkların oturup düşünmesi gerekiyor. Öncelikle kendi ülkelerinde birlik sağlamalı ve inanç değerlerini baz alan, ekonomik, askeri işbirlikleri oluşturmalıdırlar.

Bu temenni bugün belki imkansız olarak gözükebilir ama bugün DAEŞ’leri, PKK’ları, PYD’leri çıkaran bu coğrafya, doğru bakan, doğru düşünen evlatlarını da yakında çıkaracak ve sorunlarını çözebilecektir.

Bu kişiler de birisinin ölümüne üzülmek için kendi dininden, milletinden, mezhebinden olmasına bakmayıp, Allah’ın yarattığı emanetler olarak göreceklerdir.


Ajanshaber.com
25 Mart 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER