SİYASET

Abdurrahman Erzurum : EYVAH! OSMANLI GELİYOR

Tarih
23 Nisan 2016
İzlenme
2537 Kişi

Bir millete yapılacak en büyük kötülük, onunla tarihi arasını koparmaktır. Bundan daha kötüsü ise koparmayı becerememek ve onu ortada bırakmaktır.

Gördüğümüz kadarıyla toplumumuz da bu çelişki ve kafa karışıklığını yaşıyor şu anda. Her şeyde olduğu gibi ikiye bölündük yine. Seferoğulları ile Tellioğulları gibi. Bu sefer olayın tarafları Osmanlı sevenler ile sevmeyenler. Olayın bir tarafı, Osmanlı padişahlarını, yönetimini, kararlarını haşa hatasız olarak kabul edip tartışmaya kapatmak isterken, diğer taraf da kökünden inkar, kötüleme ve değersizleştirme politikası güdüyor.

Ama şurası bir gerçek ki milletimizin büyük çoğunluğu Osmanlı sevgisini hala içinde yaşatırken, o dönemlere özlem duyuyor.

Buna örnekler ister misiniz?

Bugün ülkemizde sünnet törenleri bile mehter takımları ile yapılıp, 7 yaşındaki çocuğa sultan muamelesi yapılıyorsa,

Bir devlet en büyük projelerine Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü gibi Osmanlı padişahlarının adını veriyorsa,

Bir anda tüm harfler değişmiş ve yeni alfabe de % 95’lere varan okuma yazma oranı yakalanmışken, Osmanlıca kursları tavan yapmışsa,

Bu millet, çocuklarına isim olarak hala padişah isimlerini vermeyi tercih ediyorsa,

Yine televizyonlarda yayınlanan diziler arasında en çok, “Diriliş Ertuğrul”, “Muhteşem Yüzyıl”, “Filinta”vb padişahları anlatan diziler izleniyorsa,

İstanbul’da hala en çok ziyaret edilen yerler arasında padişahların türbeleri yer alıyorsa,

700 yılı aşmasına rağmen her sene Eylül ayında onbinlerce kişi Osmanlı’nın mimarı diye Söğüt’te bulunan Ertuğrul Gazi ve manevi önderi Şeyh Edebalı’ya koşuyorsa.

Ve bu millet, tarihi ile tepeden tırnağa gurur duyuyorsa bu işte düşünülmesi gereken, araştırılması gereken bir durum var demektir. Bu vaka, “padişahlar haindi, Osmanlı kötüydü” demekle anlaşılmaz ve değiştirilemez.

Yaklaşık 200 yıldır gelen süreç sonunda her fırsatta özlediği günlere, anlayışa, hayata dönmeye çalışan bu milletten sizin istediğiniz türde bir şekil çıkmayacak demektir.

En son zorla cenazelerinde çaldırdığınız, laiklikle eş tuttuğunuz cenaze marşlarından da kurtulup, kendi inancı gereği olan tekbirleri getiriverdi bu millet.

Ezan, Türkçe ibadet, eğitim ve ibadet yuvaları da hep böyle olmadı mı, zorla güzellik oldu mu?

Neyse bunlar kabul edilebilir sayılırdı fakat “Fredi’nin Kabusu” gibi… Son hafta içinde gündeme gelen bir konu Osmanlı düşmanlarına yıkım etkisi yaptı.

MHP, bazı Osmanlı Hanedanı mensuplarının geçim sıkıntısı çektiğini belirterek Meclis'e, Osmanlı Hanedanı mensuplarına maaş bağlanması teklifi sundu.

Yasa teklifinde, Osmanlı Hanedanı mensuplarının uzun süre vatanlarına bağlı ve asaletlerine yakışır şekilde yaşadıkları ancak bazılarının geçim sıkıntısı çektiği, hatta kıt kanaat geçindikleri vurgulandı.  Bu sayının 10 kişi olduğu belirtildi Hanedan mensuplarının, 1924'teki ihraçlarından sonra çeşitli tarihlerde Türkiye'ye dönme ve vatandaşlık haklarını aldıkları belirtildi.

Burada yeri gelmişken Osmanlı hanedanı hakkında kısaca bilgi de vereyim;

Osmanlı Hanedanı mensuplarından halen 77 kişinin hayatta olduğu biliniyor. 25 şehzade, 16 sultan, 23 sultanzade ve 13 de hanım sultan olmak üzere 77 kişi; Türkiye, Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye, ABD, İngiltere, Fransa, İsveç ve İspanya gibi dünyanın farklı ülkelerinde yaşamlarını sürdürüyor.

Osmanlı Hanedanı'nın en yaşlı ve en kıdemli erkek üyesi olarak hanedan reisi unvanını taşıyan Şehzade Osman Bayezid Osmanoğlu, ABD New York'ta yaşıyor. 1924 doğumlu Osmanoğlu, sürgünde doğan ilk hanedan çocuğu. Babası Şehzade İbrahim Tevfik Efendi 1931'de Fransa'da sürgünde öldükten sonra annesi Hatice Sadiye ile birlikte ABD'ye taşınan Osmanoğlu, ABD Silahlı Kuvvetleri'nde subay olarak görev yaptı. New York'ta çalıştığı kütüphaneden emekli olan şehzade, 23 Eylül 2009'da Ertuğrul Osman Efendi'nin ölümünden sonra hanedan reisi unvanını aldı.

Şimdi Başkanlık seçimine karşı çıkarken bir de padişahlık sistemi çıktı. Benim Gezici kardeşim tencere tava çalmasın da ne yapsın şimdi? Eskiden Osmanlı geliyor diye Avrupa korkarmış şimdi tam tersi oldu.

Şaka bir yana toplumda tarihe olan ilgi artmaya başladı.  Tarih dergilerinin satış rakamları her geçen gün yükseliyor. Osmanlıca dergiler, kitaplar, internet siteleri yaygınlaştı.

Fakat şurası bir gerçek ki, her dönem kendi şartlarında yaşanıp gidiyor ve asla o günlere dönülemiyor. 21. Yüzyılda, dünyanın şu teknolojik ve sosyal ortamında geriye dönüş mümkün değildir. Türk milleti siyasi partilerin özellikle muhalefetin bilinçli politikalar uygulayamaması yüzünden son anketlere de bunu gösteriyor. Başkanlık sistemine evet diyecektir belki ama, demokrasiden, seçimlerden asla vaz geçmeyecektir.

Bu milletin kimsenin ne bir karış toprağına ne ganimetine ihtiyacı ve gözü yoktur. Bu milletin gayesi, aynı ataları gibi akan kana, zulme, adaletsizliğe dur diyebilmektir. Yoksa ne üstümüze yaftalanmaya çalışılan Osmanlıcılık ne de emperyal politikalar peşinde olmadığımız aşikardır.

Şu anda demokrasimiz, devlet geleneğimiz, silahlı kuvvetlerimiz, ekonomik yapımız ile tüm İslam ve Türk dünyasına örnek olduğumuzu biliyoruz.

Bu değerlerle buluşmamızı sağlayan tüm tarihi şahsiyetlerimize sahip çıkıyoruz. Bilinen tarihimiz Mete’den günümüze kadar atalarımızdan kalan tarihî ve kültürel mirasa sahip çıkmak istiyoruz.

Ama bazılarından da korkularından sıyrılıp bir dönemi yüceltmek için eskiyi kötülemek yerine hepsine sahip çıkmalarını bekliyoruz o kadar.

Şu insanımızı olduğu gibi bir kere anlayın ve değiştirmeye kalkmadan kabul edin yeter.


Ajanshaber.com
22 Nisan 2016


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER