SİYASET

Zekeriya Say : 6’lı masadan önce Akşener’in oturduğu o masa!

Tarih
19 Kasım 2022
İzlenme
1608 Kişi

İnsanlar, bazı gizemli mesajları muhataplarının şuur altlarına iletmek için canlı-cansız varlıkları, anlamlı-anlamsız kelime ve sembolleri, ya da renkleri kıyafetleri tercih ederler.

“Subliminal” veya eski dilde “tahteşşuur” da denilen ve doğrudan insanların bilinçaltını hedefleyen bu mesaj verme tekniği, genelde reklamcılık ve propaganda alanlarında kullanılıyor.

Türkiye’de ise bu “ezoterik haberleşme metodu”nu en çok kullananların başında hiç kuşkusuz FETÖ’cüler geliyordu.

Örgüt militanları, Gülen’in oturduğu koltuktan kalkıp diğerine geçmesine bile sayısız anlam yüklüyordu.

Ülkemizde giydiği kıyafete, söylediği söze anlam yükleyen siyasetçilerin başında ise Meral Akşener geliyor.

Hatırlayın!..

Meral Hanım, “Yurtta Sulh Konseyi” adıyla 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkışan FETÖ’cü hainlerden çok önceleri, ısrarla; “yurtta sulh cihanda sulh” demiyor muydu?

Ya da!..

MHP’yi ele geçirmek için düzenleyecekleri seçimli korsan kurultayını 10 Temmuz 2016’da yapmayı planlamalarına rağmen, Meral Akşener her fırsatta;

“Yoookkk, 15’inden sonra İnşallah işler değişecek” diyerek, sanki bir şeylerden haberi varmış gibi açıklamalar yapmıyor muydu?

Hakeza!..

12 Temmuz 2016 günü, o dönem MHP Genel Başkan’ı olmak için her türlü yolu deneyen Meral Akşener’in, polis barikatı önünde çekilmiş “puantiyeli gömlek” ve “beyaz ceketli” kıyafetli fotoğrafının tıpkısının aynısının Almanya’da çekilmiş olması gibi, çok sayıda örneği sıralamak mümkün.

Meral Akşener, sembol ve söylemlerle mesaj verme duruma yönelik 2019 yılında yaptığı açıklamada ilginç ifadeler kullanmıştı.

Akşener, partisinin grup toplantısına gelirken İP’li Lütfü Türkkan'ın, üzerindeki mor kıyafeti göstererek; "Kıyafetinizin rengi patlıcanı hatırlatıyor. Şuuraltına mesaj mı veriyorsunuz?" dediğini belirtmiş ve 28 Şubat MGK Toplantısına ait aşağıdaki anısını anlatmıştı:

“Şöyle bir huyum var, kafama takılan her konuda istemsiz eylemlerim oluyor. 28 Şubat MGK toplantısına da yeşil bir kıyafetle gitmişim. Vallahi haberim yok, seçimimden haberim yok. Bir de üstüne üstlük şöyle bir gömlek; düğmeler sık sık . O zaman birisi dedi ki, o günün çok böyle şiddetli arkadaşlardan biri;‘Siz, bize mesaj mı veriyorsunuz?' dedi. Ben baktım yeşil giymişim meğer. O yetkiliye, 'mesaj vermiyorum ama şuuraltım mesaj vermiş.”

*

Evet!..

“İstemsiz” olup olmadığını bilmiyorum ama Meral Hanım, kafasına takılan her konuda subliminal mesaj vermeyi ihmal etmiyor.

Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sözde milliyetçi ve mukaddesatçı siyaset yaptığını iddia eden İYİ Parti’nin artık CHP ve HDP ile yan yana durmaktan vazgeçip, 6’lı masayı terk etmesine yönelik çağrısı sonrası, Meral Akşener, anlam veremediğim bir açıklama yaptı.

Güya Başkan Erdoğan’ın çağrısına sert bir karşılık veren Akşener,

“Dün neyi savunduysa bugün de onu aynı kararlılıkla savunan bir partiyiz. Milletimizin geleceği heba edildiği bir kumar masasında hiç olmadık, bundan sonra da olmayız.” ifadelerini kullandı.

Tabii Meral Hanım, durduk yere “kumar” ve “masa” kelimelerini kullanınca, aklıma yıllar evvel yaşanan bir hadise silsilesi geldi.

Genç neslin, yıllar evvel “milletimizin geleceği”nin hangi masalarda heba edildiğini özetlemesi açısından önemli:

Yıl, Eylül 1996…

Tansu Çiller’in Genel Başkanlığındaki Doğru Yol Partisi, uyuşturucu maddelerin, müstehcen yayınların ve kumarhanelerin engellenmesi için yurt çapında bir mücadele başlatma kararı almıştı. 

DYP Kadın ve Gençlik Kolları tarafından Büyük Ankara Oteli'nde düzenlenen toplantıda konuşan DYP lideri Çiller,  Türkiye'nin dünya kamuoyunda "casinolar ülkesi" olarak anılmaya başladığını ve bunun utanç verici olduğunu belirterek, "Kumarhane ayıbı ya bitecek ya bitecek” demişti.

Çiller konuşmasında, “Kumarhaneleri Yassıada, Alanya ve belirleme çalışmaları süren bir bölgeye yoğunlaştıracaklarını” söylemişti. Çiller tarafından “kumarla mücadele” maksadıyla kurulan komitenin “as”ları arasında ise o dönem DYP Genel Başkan Yardımcısı olan Meral Akşener de vardı.

Derken..

3 Kasım 1996’da, Abdullah Çatlı’nın öldüğü “Susurluk Kazası” meydana geldi.

8 Kasım 1996’da ise, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar mafya, siyasetçi ve polis ilişkilerinin açığa çıkmasıyla başlayan tartışmalar üzerine istifa etti.

Yerine Meral Akşener getirildi.

FETÖ’nün gazetesi Zaman, devir teslim törenini; “Abi kardeşe devretti” başlığıyla duyurdu.

2 hafta sonra, ANAP Lideri Mesut Yılmaz, Budapeşte'de kumar masasında yumruklandı.

İçişleri Bakanı Meral Akşener, "Budapeşte'ye birini gönderdik. Resmi incelemesini yapacak" dedi.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER