6 Kasım 2015

İnsanın beyin dalgalarını okuyarak yapılan pazarlamaya “nöropazarlama” deniliyor. Son zamanlarda burada kullanılan yöntemleri siyasete de uygulama çalışmaları var, bu da “nöro-siyaset” olarak adlandırılıyor.

Sistem basit olarak şöyle çalışıyor: Seçmen beynindeki dalgalar, kimyasal reaksiyonlar yoluyla beynin öfke, heyecan, üzüntü, sevinç gibi alanlarının ne zaman canlandığı tespit ediliyor. Böylece siyasi liderin konuşmasında hangi bölümün diğerlerinden daha olumlu kabul edildiği ortaya çıkarılıyor.

Sonra liderin tüm konuşmaları bu sonuçlara göre yeniden düzenleniyor.

*

AK Parti, 7 Haziran seçiminde bu nöro-siyaset yöntemini kullanmış, kampanya döneminde bir Türk nöro-pazarlama şirketiyle anlaşmış ve konuşmaların seçmen üzerindeki etkinliğini artırmak için bu nöro-siyaset tekniğini uygulamış.

*

Çarşamba sabahı New York Times Gazetesi’nde bir arkadaşla buluştum. Benim konum sadece dijital dönüşüm süreçleri üzerine konuşmaktı. Sohbetimiz sürerken odaya gazeteciler girip çıkıyordu.

Tanıştırıldığım biri, “Bugün bizim gazetede Türkiye’yi de ilgilendiren çok ilginç bir haber var. Gözden kaçırma” dedi.

Bu uyarı üzerine daha sonra kafeteryada gazeteyi dikkatli bir şekilde okudum. Birinci sayfada başlıklarda Türkiye’yi ilgilendirebilecek bir haber göze çarpmıyordu.

Sadece sayfanın alt taraflarında, “Nöro-siyaset firmaları, seçmenin beynine girdiklerini söylüyorlar” başlıklı bir haber vardı. Biz de yeni seçimden çıktığımız için doğal olarak dikkatimi çekti ve okumaya başladım.

Bilimsel temelini iyi kurmuş, son derece detaylı bir haberdi. İlk önce kullanılan teknikler anlatılıyor, sonra Polonya, Meksika ve Amerika’da bu nöro-siyaset tekniklerini kullanan siyasetçilerden örnekler veriliyordu.

Sonunda beklediğimi de buldum. “Türkiye’de...” diye başlayan uzun paragrafta AK Parti’nin 7 Haziran seçiminde bir nöro-siyaset şirketiyle anlaştığı ve onun çalışmaları doğrultusunda konuşmalara, mesajlara yeni yönler verildiği anlatılıyor.

*

Beyin dalgaları izlenerek yayın yapma yöntemi çoktan beri var olduğundan ben bu konuya meraklıydım. Pazarlamada kullanılma örneklerini biliyordum, ama açıkçası nöro-siyaset dalında kullanımından haberim yoktu.

Seçmenlerin ifade ettiği duygularla yetinmek bazen yetmeyebilir. Çünkü utanma, korku, mahalle baskısı veya yanlış anlaşılma endişesiyle bazı gerçek hislerini saklayabilirler.

Ama nöro-siyaset yöntemiyle okunan beyinler yalan söyleyemez, en gerçek duyguları ortaya çıkar. Bu yüzden bu okumalara göre davranıp kendisine yön veren siyasetçi, bence son derece doğru davranmaktadır. Bunun uzun vadede hem kendisini hem de partisini güçlendirmesi beklenmelidir.

Bu çağdaş yöntemi kullanmayı tercih ettikleri için AK Parti’yi tebrik ediyorum ve bundan sonra bu yöntemin Türkiye’de çok daha yaygınlaşacağını düşünüyorum.

Meseleye bir de şöyle bakın: Nörosiyaset yönteminde seçmenin niye heyecanlandığı, neye destek verdiği, neye sevindiği ortaya çıkarılıyor, ama aynı zamanda neden korkup endişelendikleri de tespit ediliyor.

Bu ise demokrasimizin geleceği açısından çok umut veren bir gelişme. İktidar partisinin yanı sıra muhalefet partilerinin de bu yöntemi denemelerini umuyorum.

Habertürk