DİNİ YAZILAR

Serdar Tuncer : Şükredebilmek nimettir

Tarih
12 Kasım 2015
İzlenme
2325 Kişi

12 Kasım 2015

Mescid-i Haramda bir ilim meclisi… Dört yüz pîr, halkalanmış şükür bahsinden konuşuyorlar. Tarifler farklı, kalpler mutmain değil. Aralarında genç bir çocuk var. Henüz on üç-on dört yaşlarında. Serî-î Sakatî (k.s) o gence döner: Bir de sen söyle.

“Şükür vermiş olduğu nimetlere istinaden Allah'a ortak koşmaman ve işleyeceğin günahlara o nimetleri sermaye yapmamandır.”

Müthiş!

Mecliste bulunan herkeste bir hayret ve hayranlık, bütün gözler o gençte.

Serî-î Sakatî (k.s) memnun, mütebessim: “Çocuk, korkarım Hakk'tan nasibin sadece lisandan ibaret olacak!”

Bu söz üzerine haftalarca ağladım diyecektir Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri.
***
Genç Cüneyd'i haftalarca ağlatan meseleyi, “güzel yapmak güzel söylemekten elbette daha güzeldir” diyerek şimdilik kapatıp asıl mevzumuza dönelim.

Şükür bu tariften hareketle iki adımda ele alınabilir:

1-Allah'a ortak koşma, nimet veren O'dur!

Ömür, sağlık, evlat, mal, mülk, akıl, idrak, güzellik hepsi Allah'ın insana verdiği birer nimet ve emanettir. Ben kazandım zannettiğin malı da, dikkat ettiğin için uzadığını sandığın ömrü de, gayret ettiğin için elde ettiğin vehmine kapıldığın başarıyı da lütfeden Allah'tır.

Gel gör ki, insan en çok kendini ortak koşar Allah'a!

Ben elde ettim.
Nasıl?
Aklımla.
Aklı kim verdi?
Allah…

Ben kazandım.
Nasıl?
Gayretimle.
Gücü kim verdi?
Allah…

Dağılabiliriz, ama önce Şeyh Şiblî'yi analım, diyor ki: Şükür nimeti değil nimeti vereni görmektir!

2- O'nun verdiği nimetle O'na isyan etme!

Bu mümkün müdür? El, ayak, göz, kulak, mal, mülk, hepsi birer nimet... Hangi günahı onun verdiği bu nimetler olmadan işleyebiliriz ki? “Ey güzel Allah'ım” diyesi geliyor insanın, “sana isyan etmek için bile sana muhtaç olan kullarını sana kulluk yolunda bir an sensiz bırakma!”
***
İnsan Allah'a ortak koşuyor ve günah işliyorsa, diliyle hangi güzel cümlelerle şükrederse şükretsin, aslında isyandadır. Şükür sadece dil ile olmaz. Her nimetin şükrü kendi cinsinden olur, buyurmuşlar zira.

Yürüyebilen ayak nimettir. Buna dil ile hamd gerekli ama eksiktir. O ayakla yasaklanan yere gitmemek şükrün gereğidir. Emredilen yerlere emredenin rızası için gitmek ise ayakların şükrüdür.

Dilimiz en güzel cümlelerle zenginliğimize şükretse de, o şükür; malımızın zekâtını vermiyorsak yalan, harama harcıyorsak isyan, hayırda harcamıyorsak noksandır.
***
Kur'ân-ı Kerîm'de şükür kelimesi, yaklaşık yetmiş beş yerde geçiyor. Rabbimiz bazen “Belki şükredersiniz” diyor, bazen “Ne kadar az şükrediyorsunuz”, bazen “ Fakat insanların çoğu şükretmezler” ve nihayet Süleyman aleyhisselâmın dilinden, “Şükreden ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük eden bilsin ki Rabbimin hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, O büyük kerem sahibidir.”

Şükrün nimeti artırdığını da yine Kur'ân-ı Kerîm'den öğreniyoruz:

“Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azâbım çok şiddetlidir”
***
Demem o ki, şükür diye bir gündemimiz olmalı.

Şükredecek ne kadar sebebimiz olduğunu her an bir kez daha fark etmeliyiz.

İşler nasıl diyene, berbat dediğimiz vakit perişanlığımızı artırıyoruz. Nasılsın diyene, perişanım dediğimiz anda iyi olmanın kapısını kapatıyoruz kendi ellerimizle.

Üstelik muazzam bir ölçümüz var.
Sadece cuma namazlarını kılan bir adam hiç namaz kılmayanların arasında evliyâ gibi gezmesin, kuru soğan ekmek bulabilen fakir, ehl-i kebâba bakıp yiyeceğini kendisine zehir etmesin diye muazzam bir ölçü:

Ahiret işlerinde kendinden yukarıdakine bak, dünya işlerinde kendinden aşağıdakine!

Yani teheccüd kılanları gör de kıldığın beş vakit namaz sana varlık olmasın, o kuru ekmeği bulamayanlara bak hâline şükret de soğan sana yağlı kebap olsun.
***
Nimetin ne olduğu belli, şükrün ne olduğu âşikâr.
Herkes nimetinin artırılmasını istiyor fakat çok az insan bu isteyişin hakkını veriyor.

Belki de işe şunu anlayarak başlamalı;
Şükür nimete yapılır ama şükredebilenlerden olmak başlı başına bir nimettir.

Ve şöyle bitirmeli,

Şükredebilen bir kul oluşumuza ne kadar şükretsek azdır!

RÜZGÂR
Ne zaman ekranlarda AK Parti'nin zaferini derinlemesine tahlil eden birilerini görsem, aklıma Hazreti Süleyman (a.s) geliyor.

“Ya Rabbi! Bana hiç kimsede bulunmayan bir kudret ve devlet ihsan eyle” diye dua etmişti hani. Kâdir ve Muhsîn olan Allah da (c.c) insanlara, cinlere, hayvanlara ve rüzgâra ona itaat etmelerini emretmişti.

Süleyman (a.s) bir yere gitmek istediği vakit rüzgâr ona binek olurdu.

“Kurdu kuşu bend eylemiş kendine

Mülke de Süleyman ne güzel uymuş”

Bir gün rüzgâra kurulmuş keyifle yol alırken, Hazreti Süleyman'ın (a.s) aklından bir an bir düşünce geçer: 'Bu rüzgâr ne güzel binektir.'

Güzelliğin kendisinden bilinmesine içerleyen rüzgâr onu yavaşça yere bırakıverir ve der ki:

Seni uçuran ben değilim ya Süleyman, ancak Allah'tır (c.c)
***
Rüzgâr, varlığı ile sebepler âleminde hiç bir şeyin sebepsiz olmayacağını anlatırken, bu ifadesiyle bize sebeplerin ötesini görebilmeyi ihtar eder.

Şimdi, “başarıyı izah için 7 Haziran'ı doğru okumak”, “seçim beyannamesi”, “yönetici kadroların stratejisi”, “oy kaymaları” vs. dediler mi ekranlarda, “rüzgârdır o rüzgâr” deyip gülümsüyorum.

Televizyona yaklaşıp, yorumcuların kulağına fısıltıyla şöyle diyesim geliyor:

“Caanııım eerenleer yooluuu inceeden inceee imiş…”

Adamlar şaşırınca ben kendime geliyor ve ciddi bir ses tonuyla devam ediyorum:

Başarı hangi rüzgârdandır bilmem ama tevfik Allah'tandır.

ANLAYAMAM
-Ortaköylü bir kafede sabaha kadar alkol alıp dans eden gençleri üzülerek anlarım da, oraya paralel bir başka mekânda, sabaha kadar kızlı erkekli nargile fokurtusuyla sohbet etmeyi alkol ve dansa karşı Müslümanca tavır ve duruş zanneden aklı, kahrolarak anlayamam!

-“Her yere İmam Hatip açılıyor, bu kadar imam ne işe yarayacak” diyenleri belki anlarım da, o imam hatipten mezun olup hâlâ bir camiye cemaât olamayan bînamaz imamları asla anlayamam

-Rüşveti fütursuzca yiyen nasipsiz düzleri anlarım da, vereceği rüşveti meşrulaştırmak için Kitap'tan delil arayan ama'cı kıvrakları anlayamam.

-Aslında ne kadar dindar olduğunu anlatmak için babaannesinin başörtülü olduğundan bahsedenleri tebessümle anlarım da, yürüyüşünden tavrına, konuşmasından kıyafetine her şeyiyle başındaki örtüyü tekzip edenleri, hüzünle anlayamam.

-İkindi namazının sünnetini arada bir terk etmenin sünnet olduğunu bilmediği için hep kılan güzel ihtiyarları hürmetle anlarım da, arada bir kılmanın da sünnet olduğunu unuttuğu için hiç kılmayan okumuşları hayretle anlayamam.

-Neyi anlamadığımı anlarım da, neyi anladığımı anlayamam

BİRİ VE DİĞERİ
-Birinde, sen verdin var; diğerinde ben aldım.

-Biri gayretle ölçülür; diğeri neticeyle.

-Biri tevâzu ile Doğuludur; diğeri şımarık ve Batılı.

-Birine kısaca muvaffakiyet diyoruz; diğerine sadece başarı.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • BİSİMİT

    13 Kasım 2015
    0 0
    SERDAR BEY GERÇEKTEN SİZE KARŞI AYRI BİR MUHABBET VE SEVGİM VAR BUNUN SEBEBİ İSE SİZDEN OSMANLININ KOKUSUNU ALIYORUM..ECDADIM OSMANLININ KOKUSU BANA Bİ SİZDEN BİRDE SAYIN CUMHURBAŞKANIM RTE DAN GELİYOR...ALLAH C.C SİZLERİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.SİZDEN KÜÇÜK BİR İSTEĞİM OLACAK YAPTIĞINIZ PROĞRAMLARI VE YAZILARINIZI İLGİ VE SEVGİYLE TAKİP ETMEKTEYİM AYRICA CNN TÜRKDEKİ PROĞRAMINIZI SONLANDIRMANIZA DA ÇOOK SEVİNDİM VE SİZE OLAN SEVGİ VE MUHABBETİM 3 KAT DAHA ARTTI Kİ BU TAVRINIZ İMANI KAMİLİN BİR NETİCESİ OLARAK YORUMLAMIŞTIM YAZIMDA..İMANI KEMALE EREN HER İNSAN BU TAVRI SERGİLER...TIP KI PROFESÖR HAYRETTİN KARAMANIN BAŞ ÖRTÜSÜ ZÜLMÜNE TAHAMMÜL EDEMEYİP MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİNDEKİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE İSTİFA EDEREK SONLANDIRDIĞI GİBİ...SİZDEN İSTEDİĞİ KÜÇÜK RİCAYA GELİNCE EĞER ŞAYET SİZİN İÇİN MÜMKÜNSE PROĞRAMLARINIZDA ECDADIM OSMANLIYA BİRAZ DAHA AĞIRLIK VERMENİZDİR...GERÇEKTEN BU YENİ NESİL ECDADIMIZ OSMANLIYI HEP YANLIŞ TANIYOR YANLIŞ BİLİYOR VE BAZI KENDİNİ BİLMEZ DENGESİZLER KENDİ ECDADINA KÜFÜR BİLE EDEBİLİYOR...TEŞEKKÜR EDER YAYIM HAYATINIZDA BAŞARILAR TEMENNİ EDERİM ALLAH C.C YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN HER DAİM.SELAMETLE....
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER