GÜNCEL

Serdar Arseven : Merhum Burak Can kardeşimize vefa ve tefekkür!..

Tarih
11 Mart 2015
İzlenme
1582 Kişi

11 Mart 2015

Yazıya girerken bir yanlışımızı düzeltelim:

Akit dünkü sayısında marjinal çevreler tarafından katledilen Burak Can’ın vefat yıldönümü dolayısıyla, bir vefa misali göstererek Mehrum’un Babası Halil  Karamanoğlu’nun açıklamalarına yer vermişti.

“Oğlu için Konak Camii’nde Kur’an-ı Kerim okutulacağını” söyleyen Baba şu “mânidar” cümlesiyle çok önemli bir mesaj ulaştırıyordu bütün topluma:

“Ölenlerimiz, sokak eylemleri ile değil Kur’an-ı Kerim’le anılır!..”

Orada, Kur’an-ı Kerim programının 12 Mart’ta gerçekleştireceği yazılmış.

Doğrusu şöyle:

“Merhum Burak Can’ın aziz ruhu için 15 Mart 2015 tarihinde, ikindi namazını müteakip, İstanbul Okmeydanı Dörtyol Konak Camii’nde Kur’an-ı Kerim okutulacaktır. Bütün kardeşlerimiz davetlidir.”

Bunu böylece belirttikten sonra gelelim, acılı baba Halil Karamanoğlu’nun tepkisine.

Berkin Elvan’ın ölümünden sonra, “O benim kardeşimdir” diyerek birlik ve beraberlik mesajı veren Halil Karamanoğlu, Merhum Evladı’nın adeta unutulmasından şikâyetçi.

En büyük acıyı evlâtlarını kaybeden anneler yaşar...

Halil Karamanoğlu, Hanımefendisi’nin, bu elim olayın meydana gelmesinden bu yana çok sıkıntılı günler geçirdiğini, psikolojisinin sarsıldığını belirtiyor.

Acılı annenin, “Benim evlâdım insan değil mi, niçin ayrımcılık yapılıyor?” sözleri Beyefendisi Halil Karamanoğlu’ndan nakil.

Anne ve Baba, ısrarla Berkin Elvan’ın ölümünden de büyük üzüntü duyduklarını ve bunu defalarca dile getirdiklerini söylüyor.

Onun anne ve babasının acılarını da anlıyor, başsağlığı diliyor.

Baba Halil Karamanoğlu, bununla birlikte, bazı şahısların  “ideolojik ayrımcılık” yapmalarına içerlediklerini de belirtiyor.

“Ölümün sağcısı solcusu mu olur?.. Ölümün ideolojisi mi olur?.. Allah kimsenin başına vermesin, evlat acısı en büyük acı. Bu acıyı yaşamış bir baba olarak, bu tavrı üzüntüyle karşılıyorum” diyor.

Acılı Baba Halil Karamanoğlu’nun sözleri son derece mânidar.

Diyor ki;

“Ölenleri sokak eylemleri ile anmak doğru değil. Ölüm yıldönümlerinde ortalığı yakıp yıkmak, esnafa kepenk kapattırmak... Bunlar son derece yanlış tavırlar. Ben, evladımı kaybettiğim gün birlik ve beraberlik çağrısı yaptım, hâlâ da yapıyorum. Türkiye Cumhuriyeti bizim, bu vatan bizim, bizim bu vatandan başka vatanımız yok. Muhtaç olduğumuz ruh Çanakkale Ruhu’dur. Oradaki birlik ve beraberlik ruhudur. Oradaki vatan sevgisidir, oradaki fedakârlıktır.”

Evet...

Acılı Baba Burak Can ile Berkin Elvan arasında “ayrımcılık” yapmıyor...

 Birileri de, müessif ölüm hadiselerini bile ülkeyi karıştırmak için istismar ediyor.

Hepimiz “acılara” saygı duyalım.

Anne ve babaların “acılı yüreklerine” yeni acılar eklemeyelim.

Berkin Elvan’ı ölüm yıldönümünde anmak doğrudur ama sokakları savaş alanına çevirmeye çalışmanın kimseye faydası yoktur.

Bakın, bugünlerde üniversiteler karıştırılmaya çalışılıyor.

Ülkeyi 12 Eylül darbesine götürenler de işe üniversitelerden başlamışlardı.

Darbe, bu ülkenin “provokasyonlarla” çatıştırılan nice gencin hayatına mâl oldu.

“Sandık dışı” yollar arayanların kışkırtmalarına kapılan gençlerimiz, nasıl bir tezgâhta kullanıldıklarını anlasalar da iş işten geçmişti.

Darbenin acı hatıraları belleklerde, yol açtığı sosyal tahribatın etkilerini, aradan 35 yıl geçtiği halde bugün hâlâ hissediyoruz.

Türkiye, “Darbe Anayasası”ndan kurtulmanın mücadelesini veriyor.

Türkiye, darbenin yol açtığı ekonomik yıkımın üstesinden gelmeye çalışıyor.

Darbe döneminde dünyada olmayan “gençlik”, yaşamadığı darbenin olumsuz etkilerine muhatap.

Sokakların yakılıp yıkılması için “tahrikçilik” yapanlar için bu ülke insanına ne olmuş, memleketin başına neler gelmiş, hiç önemli değil.

Bizler ise, “Burak Can’lara da Berkin Elvan’lara da sahip çıkalım” diyoruz.

Ülkemize sahip çıkalım. 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER