6 Ekim 2015

Sayın Başkan’a destek niteliğinde nice yazı kaleme almışlığımız vardır.

Bu yazılarımızdan dolayı az tepki çekmedik, “bizim” taraftan bile Melih Gökçek’i desteklememizin büyük hata olduğunu söyleyen dostlarımız olmuştur.

Ak Parti dünya görüşlü pekçok meslektaşımız kendisinden hazzetmediğini söyler, ben ise çok farklı düşünürüm bu konuda.

Ankara gibi çetin bir yerde, onca kritik süreçten geçebilmek için Gökçek gibi “dirayetli” ve “uyanık” olmak gerektiğini söylerim.

“ ‘Mülayim’ bir Başkan, Ankara’da bunca yıl asla ayakta kalamazdı. Bir punduna getirip işini bitirirlerdi!” derim.

Sayın Gökçek’in “derin sol” ve uzantıları karşısında “eziklik” duymamasına, “yaranma” çabası içine girmemesine de en büyük “artı” olarak dikkat çekerim.

Ne var ki...

Son tavrı hayli “şaşırttı” beni.

Haberi okumuşsunuzdur...

Doğan medyasında filan geniş yer buldu: 

(....)’nın  Nişantaşı’ndaki evine oğlu Osman Gökçek’le gelen Melih Gökçek’in ziyareti yaklaşık bir saat sürdü. Ziyaret sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gökçek, ‘Gerçekten çok geçmiş olsun. Türkiye’de böyle kaba kuvveti tasvip etmek mümkün değil” diye konuştu.

•

Bu “ziyaret”e ilişkin haber bir yanda dursun.

Öbür yanda da şöyle bir vaziyet:

Melih Gökçek, Akit’in iki “ANKARA” muhabiri bir “parti” (!) nin genel merkezinde iki saat boyunca dövülüp komalık halde köprü altına atıldığında, bırakın “ayağa” gitmeyi, telefonla  bir “geçmiş olsun” dileğinde bulunmayı bile “ihmal” etmişti.

Bunun gibi nice saldırı; neler yaşamadı ki Akit...

Merkez binasına saldırı, önce camlar aşağı, sonra araçlar paramparça, ardından da Akit personeline darp!..

Keleşli saldırılar, bombalı saldırılar...

312 paşa davası, “kapıya kilit vurmaya mecbur bırakma” operasyonu...

Neler neler...

Melih Başkan, sık sık “Muhafazakar kesimdeki kompleks”ten bahseder.

Daha doğrusu şikâyet eder.

Bu kesimin “ezik” ruh haline tepki gösterir, isyan eder!..

Biz de kendisiyle bir araya geldiğimizde özellikle bu mevzu üzerine dertleşiriz.

Hal bu iken, bu yapılan ne?

“Akit’e saldırıları duymamıştım!” demesi ihtimal dışıdır, zira bu rezil olaylar Akit ve diğer medya organlarında geniş yer bulmuştur.

Sayın Gökçek, medyayı yakından tâkip eden bir “gazeteci”dir.

Sayın Ali İhsan Karahasanoğlu’nun kendisine yüklendiği bir yazıdan dolayı nice “sitem” ettiğini biliriz.

Bir köşe yazısını atlamayan Sayın Gökçek, günlerce sürmanşetimizde yer alan olayları mı atlamış olacak?

İhtimal dışı!..

Tavrın sebebini gerçekten merak ediyorum...

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’ına, mensubu olduğu partiye ve dahi şahsına en ağır saldırılarda bulunana, dalga geçene, hafife alana “öyle”...

Bizim tarafa ise “böyle” davranmasının sebebini izah edebilir mi acaba? 

YeniAkit