23 Ekim 2015

Unutmamak!..

Yine bir seçim “zaman”ıydı...

Atmosfer ısınırken, MHP “kaset” operasyonuna uğradı.

Bir dolu isim “şey kasetleriyle” vuruldu.

MHP Genel Başkan Yardımcıları Osman Çakır, Mehmet Ekici, Ümit Şafak, Mehmet Taytak, Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez, Genel Sekreter Cihan Paçacı, camianın ağır isimlerinden Recai Yıldırım, İhsan Barutçu, Metin Çobanoğlu...

(Unuttuğum isimler olabilir, kusura bakmasınlar, o kadar uzun bir liste ki...)

Devam edelim, bu yazının başlığındaki “Devlet  Bahçeli ve Fetullah Gülen”e doğru ilerlemeye...

Efendim o günlerde...

Bunca MHP büyüğü kasetlerle “istifa” ettiriliyor, MHP’nin sonrası da böylece şekillendirilmek isteniyordu...

•

O günlerde, o kara günlerde, “OKYANUS ÖTESİ”ne bir çakışı vardı ki muhterem Devlet Bahçeli Beyefendi’nin...

Müthiş!..

Sayın Bahçeli, o yükselttiğinde kırk yerinden çatlattığı sesiyle...

“Türk Milliyetçileri hedeftedir!” diyordu...

Kimmiş, Türk Milliyetçilerini hedef alan?

“AKP”miymiş, Recep Tayyip Erdoğan’mıymış?

Devlet Bahçeli’nin o günlerde söylediklerini dikkat kesilerek okuyun lütfen...

Şu cümlelerin her kelimesine dikkat buyurun, neler neler göreceksiniz:

“Ahlâklı, vatansever, inançlı ve hidayet sahibi bir camia olarak şirretin karşısında dimdik duruyoruz. MHP’yi bölünme ve kardeş kavgasına engel olarak görenler, ‘OKYANUS ÖTESİ FETVA MAKAMLARININ” ve içerideki uzantılarının da tahrik ve provokasyonlarının menzilinde siz varsınız!”

•

Mesaj kime?..

Bazı “MHP”liler bana “amansız MHP düşmanı” filan derler ama...

Bahçeli’nin bu mesajının hedefindeki ben değilim...

Nitekim Fetullah Gülen de böyle anlamış ki bunu, bizzat cevap vermiş...

Aynen şöyle:

“İnsafsızca karalamalar, isnat, iftira ve saldırılar karşısında biz ancak meşru müdafaaya başvurabilir; tashih, tavzih ve tekziplerde bulunabilir, şayet kötülükte ISRAR EDENLER OLURSA, haklarında tazminat davaları açarız. Bunlar meşru haklarımızdır; fakat asla onların yaptığı gibi saldırganlığa girmeyiz. Yumruk sallamalarına karşı yumruk sallamayız. Onlar ‘Bir tokat da oradakine vuralım’ deseler de biz onlara tokatla mukabelede bulunmayız!”

Evet, böyle kızmış Fetullah Gülen...

Israr eden olursa, tazminat davası açarız, (Bahçeli ve takımını) dövmeyi asla düşünmeyiz vesaire...

Bahçeli...

Pek muhterem Devlet Bahçeli, ne yaptı bundan sonra...

Bu “tehditlere” nasıl mukabele etti?

Cılız, son derece cılız bir karşılık...

“Okyanus Ötesine tutunmadan Türk Milleti’nin iktidarını kuracağımızı mutlaka ispatlayacağız.”

O gün cılız bir karşılık...

Sonrasında...

Fetullah Gülen’e ‘deriiiin’ muhabbet.

•

Evet...

Pek Muhterem Bahçeli, o günlerde kaset işinden Fetullah Gülen’i sorumlu tutmuş...

Fetullah Gülen de, bu “Okyanus Ötesi” söylemiyle sorumlu tutuşu üzerine almış ve cevabını çakmıştı...

Böyle kavgayla başlayan bu ilişki, bugün muhabbete evrilmiş bulunuyor.

Ne hoş!..

(Tabandaki Fetullahçılar, Bahçeli’nin kendilerine o zamanlar iftira attığını düşünüyordur mutlaka!

Tabandaki MHP’liler bu konuda ne düşünürler acaba?

Sayın Bahçeli (farkında olmadan) iftira mı attı Okyanus Ötesi’ne, yoksa doğruyu mu söyledi?

Sayın Bahçeli o günlerde ‘Okyanus Ötesi’ni işaret etmekle Fetullah Gülen’e haksızlık etmişse, bugün özür dilemesi gerekmez mi?!)

•

Efendim...

Fetullah Gülen, yukarıdaki açıklamasında gördüğünüz üzere; “Israr etmemesinin iyi olacağı” imasında bulunmuş...

Devlet Bahçeli de Fetullah Gülen’in bu “tavsiyesine” uymuş, bir daha o tarafa laf etmemiş!..

Dahası sıcak mesajlar bile vermiş, 17-25 Aralık vesaire üzerinden!..

(Bir de özür dilese tam olur!)

•

Bütün bunlar...

Neden, niçin; arka sokaklarda neler oluyor?..

En iyisini MHP’liler bilir!

Bu konularla uğraşmak da, “O günlerdeki” Devlet Bahçeli’nin söylemiyle “hedefteki” MHP’lilerin işidir.

Bize düşen, bu camiadaki sevgili kardeşlerimiz için dua etmektir:

“Allah gönüllerine göre versin!”

YeniAkit