GÜNCEL

Salih Tuna : Tonyalı profesör: 'Alayınız dansözsünüz (….) uşaklari'

Tarih
26 Ekim 2014
İzlenme
1686 Kişi
26 Ekim 2014...
Bu köşeciğin müdavimleri 'Tonyalı profesör ile asistanı Vakfıkebirli Süleyman'ı hatırlayacaklardır.
Çok enteresan insanlardı, çook!
Arşive şöyle bir baktım, onlarla ilk tanışıklığım 2006 yılına tekabül ediyor. (Aradan bir hayli zaman geçmiş ama bana sorarsanız sanki dün gibi. Son zamanlarda yıllar mı hızlandı biz mi yaşlandık anlamadım gitti, şipşak geçiyor zaman. Neyse.)
'Tanışıklık' dediğime de bakmayın; o gün bugündür bana gönderdikleri maillerin dışında hiçbir irtibatım olmadı.
O kadar ki, gerçekten varlar mı yoklar mı, ondan bile hâlâ emin değilim.
Zaten 2007'den sonra da çıtları çıkmadı; yani mail göndermediler.
Şükür ki şükür dün bir mail gönderdiler. Heyecanla okudum. Elbette sizinle de paylaşmak istiyorum.
Lakin…
Bu köşenin yeni müdavimlerine veya 'Tonyalı profesör ile asistanı Vakfıkebirli Süleyman'ı hepten unutanlara biraz olsun hatırlatmak isterim.
Dediğim gibi bana 2006'da bir mail göndermişlerdi; ardından birkaç mail daha. Tabii farklı tarihlerde...
Hepsini yayımladım.
Tahminimin çok çok ötesinde müthiş ilgi çekti.
'Tonyalı profesörün yeni konferansı yok mu' diyerek yolumu çevirenlerden, 'Tonyalı profesörün kitabını çıkart, ne olur' diye yalvaranlara kadar herkes onları sormaya başladı.
O tarihlerde onları şöyle sunmuştum: 'Tonyalı profesör ile asistanı Vakfıkebirli Süleyman gerçek mi, hayal ürünü mü, hiçbir bilgim yok. Bana gelen maillerden Tonyalı profosörün YÖK'le anlaşamadığı için asistanını da yanına alıp istifa ettiği sonucunu çıkardım. Sadece teybe konuşan Tonyalı ve teyp çözmekle görevli asistanı Vakfıkebirli Süleyman oldukça enteresan insanlar. Ben işin içinden çıkamadım bir türlü. Buyurun bakalım, siz ne diyeceksiniz.' (10. 05. 2006, Yeni Şafak)
Vakfıkebirli Süleyman teyp çözmekle kalmıyor, aralara son derece sevimli parantez içi notlar düşüyordu.
Tonyalı profesör de bazen Vakfıkebirli Süleyman'ı uyarıyordu: 'Konferanslarumda hangi konuşuğu konişdiysam oni kaydeteceksun Süleyman. Anlaşulmayan yerler olmaduğu sürece şivemle de uğraşma. Kimselere, 'Tonyali hoca pirofesör oldi da kibarluk yapayi' dedurtmem.'
(……)
'Süleyman ikide bir, 'Halkın seviyesine inelim...' tutturiyisun. Beşikdüzü'nde halka induk da, ne oldi? Konferansi dinleyen herifun biri, 'Hocam, ayakta işemek caiz midur?' diye sormadi mi? Ben iki saattir halkun anlayacağu şekilde 'Kuantum' fiziğunden hareketle,'Newton'i sorgulayirum. Adam ne sorayi?! Hocayim ya, zanetti ki cami hocasiyim… Ben deyirum 'parçacık teorisi', o deyi 'işeyirum!'
(……)
Gördüğünüz gibi Tonyalı profesör lafını hiç sakınmayan, dik konuşan bir karakter. Asistanı Vakfıkebirli Süleyman da ona son derece sadık anlaşılan.
Başörtülü öğrencilerin yaka paça üniversitelerden atıldığı dönemde YÖK'le anlaşamayıp üniversiteden birlikte ayrıldılar.
Anlaşıldığı kadarıyla halen de geri dönmüş değiller.
O tarihlerde 'nanoteknoloji' hakkında verdiği bir konferansta rektöre verdiği ayarı hiç unutamam: 'Nanoteknolojiyle atomların yerini değiştirdun mi, her şey yapabilirsun. Mesela, aldın biraz kömür, pirleşturdin oni karbon atomuyla, oldi sana elmas (….) Masal anlatmayirum uşaklar, iyi dinleyin (…)Tıpta devrim olacak. Oto yedek parçası gibi, insanın da yedek parçası üretilecek. Diyelim ki; (...) mi kopti, yenisini takacaksun. (Buradaki üç noktayı, kol veya ayak olarak okuyunuz – Vakfıkebirli Süleyman) Bunlari daha tafsilatlı şekilde bizim rektöre de anlattum. Tedum ki; nanoteknoloji sayesinde, bilgi yükleduğumuz mikroçipleri, insan beynine yerleştirebileceğiz. Elifi mertek sanan bir herifin kafasina bile, 'Harvard Üniversitesi' müfredatını sokabileceğiz. İsteyen isteduğu üniversitenin mikroçipini satın alabilecek. Böylece, ÖSS de kalkacak, üniversite de. Öğrenci, isterse üniversitenin mikroçipini marketten satun alur kafasina sokar; isterse 250 gram kaşar alur, yer. Kendi bileceğu iş… Rektör susti dinledi ve en sonunda; 'Türbanlı öğrenciler de mi üniversiteye girecek?' diye sordi… Ben ne anlatiyirum, o neyi sorayi!.. Ula, kamusal alanını (...)tiğumun rektörü! Öğrenciler üniversiteye girmeyi; üniversite öğrencilere gireyi. Anlamayi misin?' (20. 06. 2007, Yeni Şafak)
Tonyalı profesörü ile asistanı Vakfıkebirli Süleyman'ın dün bana gönderdikleri maile yerimiz kalmadı.
Şu kadarcığını aktarayım ama; sonra nasılsa devam ederiz: 'Şahsiyetli bi şekilde durmaya çalıştığımız için elin gavuru Türkiye'ye küfredeyi, ha bu bizim gertel kafalilar da bize 'dansöz' deyi. Uydu olmaya o kadar alıştılar ki, sabit duran her şeyi dansöz zannedeyiler. Ula alayınız dansöz oldunuz (…) uşaklari, heberiniz yok…'
Efsane geri döndü yani. Devamı 'pek yakında', bekleyin.
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER