GÜNCEL

Salih Tuna : Bu oyunun dışında kalabilir miyiz?

Tarih
23 Ekim 2014
İzlenme
1370 Kişi
23 Ekim 2014...
Her şey sanki daha önce izlediğim bir film gibi akıyor; görüyorum, dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum, ama hiçbir işe yaramıyor.
Yaramadığı gibi korkunç bir 'mahalle baskısına' maruz kalıyorum.
Türkiye dışarıdan korkunç bir kuşatılmışlık altında! İçerden de büyük bir 'fitne' hareketine kalkışacaklar, görüyorum. Adı lazım değil bir medya grubunda bir süredir toplanmaya başladılar mesela.
Sonuç itibariyle, İsrail için gerçekten de işler tıkırında. İşi yine İsrail'e bağladın demeyin; zira İsrail asla İsrail'den ibaret değildir.
İsrail derken (daha önce de altını çizmiştim) ABD'deki 'Neocon'lardan malum finans kapital güç merkezlerine kadar uzanan devasa bir networku kastediyorum.
Türkiye bir süredir bu network tarafından kıyasıya kuşatılmış vaziyette.
Bu kuşatmayı hamasetle veya 'Yeni İttihatçılıkla' aşamayız. Son derece 'rasyonel' olmak zorundayız.
Yüzyıllık umudu kifayetsiz muhterislerin çocuksu söylemlerine kurban edemeyiz.
'Rasyonel olmak' da her şeyden evvel 'ortak aklı' devreye sokmayı gerektirir.
Çıkışı hep birlikte aramalıyız: Solcu sağcı, Kürt Türk, Alevi Sünni, ila ahir...
Bir süredir müthiş bir 'gettolaşma' var. Kimse kimsenin ne söylediğini duymuyor bile.
Bir yerde 'gettolaşma' hasıl olduysa o yerde operasyon yapılıyor demektir.
Havel, 'Şeytanın Çelmesi' adlı oyununda Fıstula'yı şöyle konuşturur: 'Sayın bayım, gerçek sadece ne düşündüğünüze değil, onu niçin, kime, hangi koşullar altında söylediğinize de bağlıdır.'
Biz bir adım daha ileri gidelim: Mühim olan, ne söylediğinden çok hangi takım veya getto adına söylediğindir.
Gettolaşmanın sonu maalesef budur.
Leonardo da Vinci usta, 'Son Akşam Yemeği' adlı tablosunda Luka İncili'nin ilgili yerini resmeder. Masadakilerden hiçbirine ait olmayan bir el yer alır tabloda. Fazladan bıçak ilave edilmiştir.
Bıçaklı gizli el, korku ve gerilimin simgesidir.
Hakikat çarmıha gerildikten sonra, müstebidin kim olduğunun ne önemi var?!
Toplum içinde irtibatın bittiği; hakikatin, takımların mevzi kazanmasına kurban edildiği yerde, gettolaşma başlamış demektir.
Yıllar önce aynen böyle yazmıştım.
Vaziyet maalesef çok daha vahimdir.
Bu ülke ne zaman ayakları üzerinde durma iradesi gösterse, harici ve dahili çelme takanların çok olduğu /olacağı herkesin malumudur.
Bu çelmelere rağmen yürüyebilmek, işte bütün mesele budur!
İmdi, Mehmet Barlas'ın dünkü yazısına kulak vermenin tam vaktidir : 'Şu anda Ortadoğu coğrafyasında boks maçı kuralları geçerli olan ve kuşak altına vurmanın da geçerli sayıldığı bir satranç karşılaşması var... Ama piyon olarak kullanılanlardan bazıları, kendilerini de oyun kurucu sanmaktalar. Üstelik bu karşılaşma 1'inci Dünya Savaşı'nın bitiminden ve Osmanlı'nın yerini Batı'nın 'Devlet- i Muazzama'sının almasından beri sürmekte.'
Devam edelim okumaya: 'Geride kalan yüz yılda bu oyunda kimlerin yok edildiklerini, kendilerini oyuncu sanan ve yaşadıkları dönemde çok güçlü ve akıllı zannedilen kimlerin öldürüldüklerini, defalarca görmedik mi? Bu karşılaşmada kimlerin hangi oyunları kurduklarını görebilenlere ve kendilerini bu oyunun dışında tutmayı başarabilenlere, 'Bölgenin Akıllıları' diyebiliriz... '
Bölgenin akıllıları kim peki?
Mehmet Barlas, 'Bu coğrafyanın akıllıları ülkelerinin iç dinamikleri ile dış konjonktür arasındaki dengeyi sürekli gözeten ve koruyanlardır.' diyor ve Sabah gazetesindeki köşesinde şöyle devam ediyor: 'Bölgenin akıllıları büyük oyuncuların iki hamle ile ülkelerin iç dinamiklerini sıfırlayabileceklerini çok iyi bilirler... Ve ayrıca mesela bu bölgenin ülkesi olan Türkiye'nin her önemli iç meselesinin aynı zamanda uluslararası bir sorun olduğunu da gözden kaçırmazlar. Kısacası 'Barış Süreci' dediğimiz olay da, bu tablonun içindedir... Ve şu anda Türkiye'yi bu oyunun dışında tutmayı başarabilecek akıllı insanlara duyduğumuz ihtiyaç, her zamankinden fazladır. Çünkü geçmişte de gördüğümüz gibi bu bölgede akılsızların sayısı da oldukça fazladır...'
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER