SİYASET

Melih Altınok : Syriza’nın seçim zaferiyle Türkiye’de iktidar sirtakisi

Tarih
27 Ocak 2015
İzlenme
1857 Kişi

27 Ocak 2015

Yunanistan’da seçimleri Radikal Sol İttifak (Syriza) kazandı. Parlamentoda 149 vekillik kazandılar. Hükümet kurmak için bir önceki iktidar partisi Yeni Demokrasi’den ayrılan milletvekillerinin kurduğu ANEL’le iş birliği yapacaklar.

Syriza’nın genç lideri Aleksi Tsipras’ın temel vaadi, 3 milyondan fazla insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkeyi, AB’nin ağır tasarruf politikalarından kurtarmaktı. Şimdi soru, Yunanistan’ın AB’ye olan dört yüz milyar Euro’ya yakın borcunu nasıl ödeyeceği ve ihtiyaç duyulan yeni kredi-hibelerin akıbetinin ne olacağı. Daha da önemlisi, AB’nin, Birliğin ekonomik programlarını reddeden yeni hükümetle ilişkilerini nasıl bir formda yürüteceği.

Tabii bunlar gerçek sorular ve sorunlar. Tsipras ve AB de şimdiden kafa yormaya başladılar. Ama boşuna zahmet ediyorlar. Öyle ya, Türkiye’ye baksınlar, “sürekli devrim” başladı bile.
Günlerdir ne nümayiş ne nümayiş. Hayır, enternasyonalizm falan diyeceğim ama Syriza ile ideolojik benzerlikleri olan bir iki marjinal grup ve bazı HDP’liler dışında kutlamalara başlayanlar arasında “sol” yok.

Evet, yine Türk tipi!

Türkiye’de Syriza’nın seçim zaferine sevinenler, sınıfsal olarak ve söylemleri itibariyle, Tsipras’ın “Bugün yenildiler” dediği Yunanistan elitlerinin ve oligarklarının muadili.
Bakın, komşudan esmesi beklenen rüzgârı memlekette kimler coşkuyla karşıladı;
Yoksul mahallerin sakinleri mi yoksa renkli kaz tüyü montlarıyla “caddede bir drink almaya” çıkanlar mı?

Sabahın köründe TOKİ konutlarından çıkıp Marmaray’la ya da Metrobüs’le İkitelli’deki işine giden emekçiler mi? Yoksa yoksulların başını sokacağı sosyal konutları bile yalnızca estetik problemi olarak gören ağaoğulları mı?

Başka? Gezi’nin milyon dolarlık çapulcu iş adamları, TÜSİAD devrimcileri, Kürt düşmanı Kemalistler de devrimin gündüz düşlerine dalanlar arasında

Zavallılar, Syriza’nın hitap ettiği kesimleri yanına katanların zaten iktidarda olduğunu seçimde yine yeniden hatırlayacaklar ama geç olacak.

Dillerini, hayat tarzlarını, kültürlerini küçümsedikleri, devletin sosyal politikalarından ve yardımlarından yararlandıkları için onursuz ilan ettikleri kesimler solun ne olduğunu elbette biliyor. Ama onlar sizin gibi etiketle uğraşmıyor.

Onlar, Yunanistan’da solun seçim zaferini “Çav Bella” ile kutsayanların, Suriye’deki halk ayaklanmasında devrimcilerin değil, diktatörün yanında saf tutanlar olduğunu biliyorlar.
Mısır’da hafta sonu katledilen solcu aktivist Şeyma Sabbah’ın adını ağzınıza bile almadığınızı fark ediyorlar. Batıdaki bir sol parti onuruna yaptığınız sirtakiye azıcık ara verip katledilen doğulu bir devrimci için iki çift laf edemeyişinizin hikmetini kavrıyorlar.

Türkiye’deki iktidarı “AB’den uzaklaşıyor” diyerek eleştirdiğiniz hâlde, birliği ülkesinden kovmayı açıkça vadeden Syriza’ya âşık olmanızın riyakârlığını anlıyorlar.

Dünyanın her yerinde mültecilerle, yoksullarla dayanışma içinde olana, bizde ise Suriyeli, Kobanili çaresiz insanlara yardım edene “Şeriyatçı” yaftası yapıştırana sol dendiğini görüyorlar.
Bu yüzden bırakın elin solcu Syriza’sını seçim zaferiyle Türkiye’de halktan iktidarı alma düşlerini de, solun doğal tabanı dezavantajlı kesimlerle aranızdaki mesafeyi kapatmak için uğraşın.

Ama zor tabii. Yıllar yıllar öncesinden İdris Küçükömer reçetenizi vermiş elinize. Türkiye halkının özgürlük, adalet, eşitlik ve dayanışmayla sorunu yok. Dertleri, sizin gibi bu değerler Misak-ı Millî dışında olunca “sol”, içeride görünce ise “gericilik” sayan statükocularla.

Türkiye

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER