GÜNCEL

Mehtap Yılmaz : Havuz medyasına(!) sızan piranalar!

Tarih
24 Temmuz 2017
İzlenme
1354 Kişi
 Allah aşkına, aynanın karşısına geçin!

Ve bu sorduğum sorulara mertçe cevap verin!

Geçen Perşembe’ye dönelim…

Filistin’de Cuma namazı kılınacağı kimin umurundaydı?

Terörist İsrail’in Cuma vakti Müslümanlara saldıracağı ihtimali kimin canını sıktı?

Filistinlilere karşı İsrail’in reva gördüğü vahşi ambargoyu kim dert edindi?

Orada yaşanan elektrik sıkıntısına, açlığa, susuzluğa karşı kimin uykuları kaçtı?

Cuma kılacak Filistinliler için terörist İsrail’i uyarmak kimin aklına geldi?

İsrail’in, Filistinlilere “terörist” demesine karşı çıkmaya kim cesaret etti? Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında kim?

Her meseleye maydanoz olanlar neden ötmüyor şimdi?

“İktidarın, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne destek vermesi lazım” diyenler… Referandumda inadına üst akla hizmet ederek “referanduma hayır diyeceğiz”diyenler… Referandumda “evet” demeye tenezzül etmeyenler! Ota bota meydana fırlayıp İngiltere’ye, Almanya’ya selam edenler… Filistin’e destek konusunda neredeler?

Hadi amaaaa… 

Elinizi vicdanınıza koyun ve mertçe cevap verin!

Koskoca evrende bir “nokta” gibi duran şu küçücük dünyadaki, küçücük ülkelerden birinin, küçücük makam koltuklarında oturan, küçücük insanlar olarak Filistin’de yaşanan bu dram kimin küçücük dünyasında bir sıkıntı teşkil etti?

Kimin aklına orada yaşanma ihtimali olan İsrail terörünün önüne geçme fikri geldi?

Uzak diyarlarda yaşayan Müslümanların ne çektiği sizi ne kadar enterese etti?

Arabanızdaki bir çizik…

Ticaretinizdeki kayıp…

Borsanın yükseliş trendi…

Doların, bilmem neyin değer kazanıp kaybetmesi…

Bitcoin çılgınlığı…

Bürokrasideki rekabet…

Siyasetteki yarış…

Hangi makama kimin geleceği…

Özetle kendi küçücük dünyalarınızın önüne hiçbir dava, ideal, hiçbir değer, hiçbir şuur geçemiyor değil mi?

Yabancı yok aramızda canım, kendi ruh kulağınıza fısıldayın iç sesinizi…

Vicdanınızın eliyle sille tokat girişin kendi suretinize…

Yakanıza yapışın!

Kendinizi hırpalayın…

Hesap sorun!

“Ben neyim? Ve bu hal neyin nesi…” deyin!

Durduğunuz yerin farkına varın…

Olmanız gereken yerden ne kadar uzaklıkta olduğunuzu hesaplayın…

“Uçurumun kenarındayım…” diyerek irkilin!

İşte o noktada, “Şşşşşt” diyerek ağzınıza fermuar çekeceksiniz… “Aman kimseler duymasın, aman kimseler bilmesin…” diyeceksiniz, biliyorum…

Ama kendi gözlerinizin içine baka baka “ben buyum” deyin!

Hatta hiç o kadar uzağa gitmeyin, yakına gelin, yanaşın, biraz daha, biraz daha…

Kendinizden kaçmayın…

Hah, şöyle işte!

Ne kadar gerçeksiniz?

Dışa bakan kişiliğinizin ne kadarı gerçek benliğinizle örtüşüyor?

Duruşunuz ne kadar sahici?

Fikrinizle, zikrinizle ne kadar tutarlısınız?

Kirli çıkınınızda sakladığınız ne kadar utancınız var “çelişkilerinizle ilgili”?

Filistin işgal altında tükendikçe, vicdanınızdaki rahatsızlık ayakkabınızdaki taş gibi yürüdükçe rahatsız ediyor mu sizi?

Uzak diyarlarda…

Somali’de, Filistin’de, Arakan’da, Suriye’de, Ege’nin derin sularında göz göze geldiğiniz vahşet, acıtıyor mu?

Şişlenen mülteci botları yakıyor mu canınızı?

Avrupa’da kaybolan Suriyeli mülteci çocukları konusunda suçlu hissediyor musunuz?

Hadi Bilderberglilerin Filistin konusundaki odunluğunu anlarım…

Bizim mahalleye sızmış Masonların, “bana ne”ciliğini anlarım…

Hodri meydan dememize rağmen, ortaya çıkıp da mason değilim diyemeyenlerin karın ağrısını anlarım…

İngilish barkodlu beslemeleri anlarım…

Hiçbirinin gizlisi saklısı kalmadı çünkü!

Ama ya onların tabiriyle “havuz medyası”nda yüzen piranalar? 

Akit
24 Temmuz 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER