STOK: “Bir gün vasat bugün elverdiği ölçüde el vermese, sıkıştırılmış olsanız Orta Asya’da veya Türk dünyalarında veya dünyanın değişik yerlerinde açtığınız okullara, açtığınız yurtlara, açtığınız pansiyonlara destek olma, el uzatma, yardımda bulunma fırsat ve imkanı size vermeseler, arkadaşlarımız bugünden öyle rezervler yapmalı, öyle hazırlıklı olmalıdırlar; ki bir, iki, üç sene hiç bir araya gelmeseler, himmete müracaat edemeseler bile, Allah’ın inayet ve keremiyle bugün başlattıkları o şeyleri 3 sene çok rahatlıkla sürdürebilmelidirler.” (26/9/1992)

AMERİKA: “Ağabeylerinizin şimdiden örümcek ağı gibi ağlarını Amerika’da kurmaya başlamaları karşısında ümidim o kadar geniş ve engin. Amerika da yeni neşete, yeni dirilişe anavatan olmaya namzettir.” (21/5/1991 )

“Sizin hizmetiniz Amerika’nın demir pençesi içindedir ve Amerika tarafından da yakın takiptesiniz. İngiltere sizi yakın takibe almıştır. Almanya sizi yakın takibe almıştır. Şimdilik baskılarla belli şeyleri önlemeye çalışırlar, akla hayale gelmedik komploları da vardır, gücünüze göre, yayılmanıza göre akla hayale gelmedik senaryolarla karşınıza çıkabilirler.” (11/6/1993) 

VATİKAN: “I. Jean Paul da dedi, arkadan II. Jean Paul da dedi, hep diyalog, hoşgörü dediler ama işte dünyanın değişik yerlerinde mezalim ve mesavi, Hıristiyanlığın mesavisi yeter. Bütün papalık teşkilatının ebedi cehennemde kalması için yeter. O kadar günah işlemişler…” (4/10/1996)

“O biliyor kimin ne olacağını biliyor. Jean Paul, Jean Paul olacak; Bartholomeos mu? O Allah’ın belası olacak... İşte ben O’nun kıtmiri olacağım... Siz de bir şey olun..”(5.03. 1996)

“Dünden bugüne kadar dünyanın dört bir yanında bütün vahşet tablolarının arkasında maalesef istişrak vardır, misyoner teşkilatları vardır. Vatikan vardır, çıyanın yuvası, kobranın yuvası, Saraybosna’da akan kanın arkasında Vatikan vardır. Keşmir’de akan kanların arkasında Vatikan vardır; Amerika’da onların lobileri vardır, Almanya’da lobileri vardır. Başka bir yerde bir Hıristiyan teşkilatı hafif gadre uğrasa yer yerinden oynar, kızıl kıyamet kopar.” (1/8/1994)

“Papa en son “Ümidin Eşiğini Aşarken” kitabını yazdı. İngilizcesi var. Piyasada da var. Ali Hoca’ya tercüme ettirdim o kitabı. Kasım Gülek’ten aldım. O kitapta -diyalog adına yazılan bir kitap fakat- Hıristiyanlık adına ümitten bahsediyor. Aslında ben papanın sağlam yürekten bir Hıristiyan olduğuna da kani değilim. Kanaatim benim bir Polonya Yahudisi. Kanaatim benim, Hıristiyanlığı Yahudi idare ediyor. Orada iğneleyici lafları bile Müslümanlık hesabına yeter itham adına. Hz.Muhammed’in insanlığa verdiği bir şey yoktur, diyor. Hâlâ anlaşılmaz teslisi anlatıyor. Mesih’le Allah kendi formunu bulmuştur, esas şeklini bulmuştur. Mesih geleceği ana kadar, Meryem tarlası olacağı ana kadar Allah atıl bir Allah’tır. Ancak Meryem tarlasından geçip Mesih şeklinde teşekkül edince tam gerçek uluhiyet kıvamına ulaştı şeklinde sözleriyle, düşünceleriyle ifade edeceğimiz hezeyan, Zaman gazetesinde de tefrika edildi.”

Sonra yine o “Ümidin Eşiğini Aşarken” de Yahudilere fevkalade bir yahşi çekme var. İnsana çok dokunur. Yahudileri göklere çıkarıyor. Oysaki haşa Hz.İsa’ya nesepsiz diyenler onlar. Kasteden onlar. Hâlâ akideleri öyledir. Hz.İsa’yı peygamber tanımazlar. Fakat göklere çıkarıyor.”(6.06.1995)

“Evet o “Ümidin Eşiğini Aşarken.” Orada diyalog çağrısında bulunuyor, ama İslam’ı hafife alıcı şeyler var. Papa, Ümid Eşiğini Aşarken adlı kitabını yazarken esas birleşme, diyalog adına ortaya attığı şeyler. Orada yine diyor ki, «Muhammed’in (sav) lahutî hiçbir yönü yok.” Yani bir insan diyor. Bir insan olması itibariyle de bir mana ifade etmez. İsa gibi olması lazım, uluhiyet yanı olması lazım. Biraz ilahlık bulaşması lazım kendisine. Bu açıdan da o Hz. Mesih’ten boşalan yeri dolduracak bir insan değil. Şimdi diyalog arayan bir insan böyle demez ki. Dünyanın en büyük riyakarı ve yalancısı Papa Jean Paul... (22.09.1995)

PKK: “Abdullah Öcalan Ermeni.. Onu ben liderlerin(?) konuşmasında dinledim, hiç kimse itiraz etmedi. Dönme, ailesi bir Ermeni dönmesi. Zaten orda öldürülenlerin yarısı da sünnetsiz çıkıyor, çok sabit. Yine liderlerin konuşmasında bahis mevzu edildi, kimse aksini ortaya koyamadı. Abdullah Öcalan CIA’nın adamı. Amerika emellerine hizmet ediyor orda. MİT’ten bir arkadaşımıza şöyle demişlerdi: Siz falanı filanı vatandaşlıktan çıkardığınız, Türkiye’de mahkûm ettiniz. Bazen idama bazen şu kadar seneye mahkûm ettiniz. Bu Abdullah Öcalan bu kadar şekavet şebekesinin başında, bu kadar köy yakıyor, bu kadar köy basıyor, bu kadar korucu, bu kadar polis öldürdü. Rica edebilir miyim ben bunun hakkında Türk mahkemelerinde verilmiş bir ceza var mıdır? Diyor ki veremezsiniz cezayı, çünkü o dün belli bir şebekenin adamı idi ve bugün büyüdü. O vazifeli birisi. Oradaki devlet Kürt devleti de değil. Orda kurmayı planladıkları şey işte Almanlarla Amerikalılar arasında bir rekabet var, Almanlara da şirin gösteriyorlar kendilerini. Orda kurulacak şey ya bir Alman uydusu veya bir Amerikan uydusu olacak.”(21.04. 1992)

“Abdullah Öcalan kendi başına bir insan kafasıyla hareket etse bile, kendi kendine değildir. Abdullah Öcalan çok önemli bir piyondur. CIA’deki rütbesi şu anda belki bir albay veya paşadır. Tereddüdünüz olmasın. Bunlar sporcular gibi transfer edilen insanlar. Bir dönem de Rus emeline hizmet etmiş bir Ermeni çocuğu olabilir bu.”(17.12.1994)

Not: Kıymetli büyüğümüz Korkut Özal’a Allah’tan bol bol rahmet diliyorum. Mekanı cennet, makamı Firdevs olsun..

Yenişafak
5 Kasım 2016