KÜLTÜR/SANAT

İsmail Kılıçarslan : Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu

Tarih
29 Haziran 2015
İzlenme
5829 Kişi
29 Haziran 2015

Canına yandığımın Türk sinema ve dizi sektörü Mevlana, Fatih, Kanuni, Yunus ve benzeri şahsiyetleri gerçekleriyle değil, çarpıtılmış efsaneleri ile anlatmaya bayılır malum. Bu yüzden TRT bu Ramazan'da bir Yunus Emre dizisi yayınlayacağını duyurduğunda ilk tepkim 'eyvah' demek oldu. 'Eyvah' dedim, çünkü bu dizide de Yunus Emre'nin gerçeklerinin değil, efsanesinin anlatılacağından, Yunus Emre'nin 'bir ümmi, bir hümanist, bir bilmem ne' olarak tanıtılacağından, Taptuk Emre'nin 'durmadan hikmet yumurtalayan' davudi sesli bir şeyh efendi olarak tasvir edileceğinden, Molla Kasım'ın 'yobazlıkta birinci' bir kadı olarak resmedileceğinden çok korktum.



Yunus Emre'nin ilk bölümünü seyretmeye bu korkularla başladım. Elhamdülillah, fena halde haksız çıktım korkularımda.
Bir kere dizinin danışmanı, memleketin neredeyse biricik Yunus Emre uzmanı olan Mustafa Tatçı hocamız ki Yunus hakkında tek bir hata yapılmasına izin vermeyeceğinden adım gibi eminim. Diğer yandan diziyi Diriliş Ertuğrul'un da senaryosunu yazan Mehmet Bozdağ kaleme alıyor. Bu da çok iyi bir haber benim açımdan, zira Bozdağ'ın kalemi gerçekten çok güçlü ve hassasiyetlerinden de sonuna kadar eminim. Ne üç kuruş rating için Yunus'un hayatını çarpıtır ne de bayık bir senaryo ile diziyi izlenmez hale getirir.
Sonra… Sonrası daha ne olsun. Yunus Emre'nin hem biyografik hem düşünsel gerçeklerine tam olarak uygun taş gibi bir günlük dizi kotarılmış.

Kadim bir tartışma olan 'şeriat-hakikat' tartışmasında kantarın topuzunu 'hakikat lehine' kaçırmayan, tasavvufu kalp temizliği kavramı ile izah etmeyen, dergâh hayatını bize kamilen anlatan bir iş olmuş Yunus Emre Aşkın Yolculuğu.
Özellikle Taptuk Emre hazretlerini oynayan Payidar Tüfekçioğlu'nun ortaya koyduğu 'şeyh efendi' portresini de anmadan geçmeyelim. Şeyh denilince bir ayağı yerde bir ayağı gökte bir 'kutsal varlık' hayal eden zihnimizle adeta dalgasını geçerek ortaya 'hakiki' bir şeyh karakteri koyuyor Tüfekçioğlu.

Kusur aramaya kalkarsak kusur da buluruz elbet. Mesela 'komple kelimesinin subaşının ağzında ne işi var' diyebilir, dizinin temposundan şikayet edebiliriz falan. Dizi, Yunus Emre konusunda bizi öyle güzel bilgilendiriyor, Yunus Emre'yi anlatırken adına 'Anadolu İslamı' dediğimiz meseleyi öyle hoş ortaya koyuyor ki her kusuru görmezden gelebiliriz.
Ezcümle başta Bozdağ ve Tatçı hoca olmak üzere bu şahane işte emeği geçen herkesin eline sağlık… TRT, Diriliş ve Filinta ile tutturduğu o güzel havayı böyle işlerle devam ettireceğe benziyor. Merakla bekliyoruz…

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER