Bakmayın siz ODA TV’nin asıl meseleyi, asıl mesajı yerinden etmek için yapmaya çalıştığı manipülasyona. KADEM, son günlerdeki taciz-tecavüz meselelerinde ortaya koyduğu yaklaşımda bence sonuna kadar haklı.

ODA TV demiştik değil mi? T24’e falan da öğrettiği bir yöntem var ODA TV’nin. Bir metinden en olmadık manşeti, en olmadık spotu seçip, böyle yaparak gerekli soru işaretini ve şüpheyi oluşturup peşine ilgili metni paylaşarak “metni bütünüyle paylaşmış sorumluluğu yüksek habercilik” numarası yapıyor. Bu sefer de öyle yapmışlar. Birazdan tamamını paylaşacağım KADEM metninden spot olarak seçe seçe “istenmeyen sonuçların yaşanmasına” kısmını ve “çözümle ilgili doğru mecralara yönelmemiz gerekiyor” cümlesini seçerek sanki KADEM taciz-tecavüz meselelerinde ilkesel olmayan bir şey söylüyor, ilkesel olmayan bir şey savunuyor ve politik çıktı peşinde koşuyor gibi bir düzlem oluşturmuşlar.

Buyurunuz KADEM’in ilgili metni: “Son günlerde taciz ve ifşa vakalarının sosyal medyada gündem olması ve istenmeyen sonuçların yaşanması sorunların çözümüyle ilgili olarak doğru mecralara yönelmemiz gerektiğini gösteriyor. Bizler kadın konusunda hak savunuculuğu yapan bir derneğiz ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da taciz ve tecavüz mağdurlarının yanında olacak, onların haklarını savunmaya devam edeceğiz. CHP’de yaşanan cinsel taciz vakalarına karşı takınılan tavır ise adeta suça ortak olmaktır. Bu gibi vakalarda her zamanki tavrımızı mezkur olayda da gösterdik. Mağdurla temasa geçerek, kendisine desteğimizi belirttik. İdeolojiden bağımsız her yerde karşımıza çıkabilen bu gibi vakaları ve tacizcileri tüm toplum olarak açıkça lanetlemeliyiz. Öte yandan, yaşadığı cinsel taciz ve tecavüzü ifşa eden kadınları suçlamak da o ağır travmanın altında ezilmiş kadınlara yaşatılan yeni bir sosyal travmadır. Yapılması gereken, tacizciye değil tacize uğrayan kişiye sahip çıkmaktır. KADEM olarak bu noktada duruşumuz her zaman mağdurdan yana olacaktır.”

Açık, berrak bir metin bu… Meseleyi bütünüyle ihata ederek teklif yapmaktan da geri kalmayan bir metin… Üstelik spotu da çok açık: “CHP’de yaşanan tacize karşı takınılan tavır suça ortak olmaktır.”

Bu spot işine gelmez tabii ODA TV’nin. O bakımdan sanki KADEM taciz-tecavüz davalarında “haksız bir şey” teklif ediyormuş gibi yapmayı tercih etmiş işte.

Oysa mesele çok net! KADEM diyor ki “taciz-tecavüz meselelerinin çözüm yolu gerçek mağdurlarla ne idüğü belirsiz sahtekârların harman olduğu sosyal medyada linç kampanyası yürüterek yeni mağdurlar oluşturmak değil, hukuk önünde hak aramaktır.”

KADEM bu önerisinde haksız değil. Zira son ifşa hareketlerinde gördük ki at izinin it izine karışmasına son derece doğal olarak zemin hazırlayan bir yer sosyal medya ormanı. Hızla, gerçek mağdurların sesinin duyulmadığı, her türlü iftira ve karalama kampanyasına zemin hazırlayabilecek ve böylelikle acı sonuçlar doğurabilecek bir kuyu haline dönüşebiliyor sosyal medya. Son taciz ifşaları hareketinde gördük ki bu ifşaların bayraktarlığını yapan anonim hesap kendini imha edip tüydü, kayıplara karıştı.

Hakiki çare, bir mağduriyeti gidereyim derken yeni mağduriyetler oluşmamasını temin için hukuku etkin ve hızlı şekilde devreye sokmaktır.

Ancak açık konuşmak gerekirse burada da bir başka sorun var. Hukuk düzenimiz hem hala oldukça yavaş işliyor hem de özellikle taciz davalarında çerçevesi net çizilmiş tanımlar da yok, net konulmuş cezalar da. Bazen tacize uğrayanın daha da mağdur olduğu, bazen de taciz iftirasına uğrayanın kendini savunamadığı durumlar oluşabiliyor.