GÜNCEL

İsmail Kılıçarslan : Düşsün her yer. Düşsün insanlığımız

Tarih
30 Ocak 2016
İzlenme
1646 Kişi

'Rejim, Türkmen Dağı'nın Türkiye sıfır noktasındaki son köyü Yamadi'ye doğru yüzlerce askerle saldırıya geçti. Elimizden geleni yapıyoruz ama durum gittikçe kötüleşiyor. Sınır hattına doğru savunma hattımızı yararak 3 kilometre mesafe aldılar. Üzerimize doğru geliyorlar. Şu anda Yamadi köyüne yakın Kızıldağ eteklerindeki çadır kentlerde bulunan ailelerimiz kuşatma riski altında kaldı. Yamadi ve sınıra yakın köylerdeki ve çadırlardaki sivil halkımız eşyalarını toplamaya ve bölgeyi terk etmeye başladı. Fakat burada önemli olan kuşatma bölgesinde kalan kadınlar ve çocuklar. 150'den fazla aile bölgede mahsur… İçeride kalan mücahitlerin durumu çok sıkıntılı... Mücahitleri içerisinde bulunduğu sıkıntılı durumdan ve muhasaradan kurtarmak için şu an arkadaşlarımız ellerinden geleni yapıyor. Fakat durum çok kötü... Sabaha sağ çıkıp çıkmayacaklarını bilmiyoruz. Şu an Kelez yönüne doğru hareket eden her şeyi vuruyorlar. Sınır kapısı şu an kapalı. Kendimizden çok ailelerimiz için endişe ediyoruz. Allah için artık kim ne yapabiliyorsa, elinden ne geliyorsa yapsın.'

Önümdeki metne bakakaldım. 'Ne yapabilirim' sorusunu sordum kendime. Uzun uzun cevabı düşündüm. Duadan başka elimden gelen bir şey yoktu. Çaresizlikten başka yapacak hiçbir şey.

Yukarıda okuduğunuz bu metin, perşembe akşam saatlerinde telefonuma düştü. Suriye'nin Yamadi ve Kelez yerleşimlerindeki Türkmen mücahitlerin çağrısı idi. Belki siz bu satırları okurken Yamadi, 45. Tepe, Kelez; tamamı düşmüş olacak.

'Mücahit' dedim evet. Çünkü maaşını Şam'dan, Tahran'dan, Moskova'dan alan gebeş bir Ortadoğu uzmanı değilim. Furkan Çalışkan'ın deyimiyle 'her türlü şemsiyenin altında kendine yer bulup bir türlü memleketin bayrağı altında bir gölge bulamayan' bir 'it' değilim çünkü. Amerika, Rusya, İngiltere, İran ve bin türlü başka bela oradaki kardeşlerime 'cihadist', 'terörist' diye seslenmemi bekliyorsa daha çok bekleyecek. Haremini, evini, namusunu, şerefini, toprağını, ailesini bekleyen insana 'mücahit' denir bizim sözlüğümüzde. Evet. Senin asla kullanmadığın o sözlükte.

Binlerce kilometre öteden gelip Suriye'yi vuran Rusya için ağzından tek bir cümle, tek bir sözcük çıkmasın. Mezhep gayretiyle insanları kıtır kıtır doğrayan Hizbullatçılara, İran askerlerine karşı lâl kesil. Fakat hadi durma. 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' diye böğür o bet sesinle. İki silah verince, iki battaniye gönderince memleketi şikâyete koş. 'Türkiye teröre destek veriyor. Bu Recep Tayyip Erdoğan da zaten diktatör' diyerek yaltaklan efendilerine.

Sakın okulları ateşe verenlere, beşiğe, Kur'an'a bomba bağlayanlara, 1 ton patlayıcı ile sivilleri havaya uçuranlara 'terörist' deme a gebeş. Terörist olan biz olalım, memleket olsun, Türkiye olsun.

Hatta bununla da yetinme. Bir haber yap mesela. 'Rus pilotu ben öldürdüm' diyen vatandaşını Rus makamlarına ispiyonla. Putin'e konum at hatta. Durma sakın. Rusya'ya 'öldüreceksiniz bu AKP'lileri öldürün' de ve insanları kurtarma sektöründe çalıştığını düşünmemizi sağla.

Düşsün her yer. Düşsün insanlığımız.

Türkmenler zaten ölsün. Ölsünler zaten. Kimi kimsesi yok, denklemde yeri yok ki Türkmenlerin. Nusayri olsalar İran koşar gelir, Kürt olsalar Amerika koşar gelir, rejim yanlısı olsalar Rusya koşar gelir.

Hadi durma. 'Tamam işte. Türkmenlerin imdadına da Türkiye yetişsin' de. Türkiye'nin Suriye konusunda elini ayağını bağlamak için elinden gelen her şeyi yaptığını da unuttur bize. Eline geçen her fırsatta Türkiye'yi zor durumda bırakacak bin türlü pisliği yaptığını da unuttur.

Bu arada düşsün her yer. Düşsün insanlığımız.

Mercidabık'ın, Çaldıran'ın intikamından bahsedenlerin yardımına koş sen. Sana yakışanı odur. Libya'daki Arap baharını alkışladığını, iş Suriye'ye gelince bunun 'emperyalizmin bir oyunu olduğunu' söylediğini de unutalım mı misal?

Vallahi unutmayacağız. O büyük gün geldiğinde, o boynuzsuz koçun boynuzlu koçtan hesabını soracağı günde Allah'a diyeceğiz sizi. En azından bunu yapacağız. Söz olsun.

Ne diyordu Süleyman Çobanoğlu: 'Yamadi! Senin Kobani'n yok. Çakma barışçıların, Putin amcan, serok Obama'n yok. Keleşin yok, katilin yok. Garip geldin garip gidiyorsun.'

Yenişafak
30 Ocak 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER