SİYASET

Hüseyin GÜLERCE : Haşdi Şabi’nin geleceği varsa...

Tarih
20 Ekim 2016
İzlenme
2212 Kişi
 Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Musul operasyonu ile ilgili konuşurken; “Haşdi Şabi geliyormuş. Geleceği varsa göreceği var” dedi. Bu çıkış, Irak ve Suriye’de Türkiye’yi Sünni-Şii yangınının içine sürüklemek isteyenlere, başta ABD ve İran’a bir meydan okumaydı... 

Haşdi Şabi, İran’ın kurduğu, İran Devrim Muhafızlarının Irak’taki yapılanmasının adı. İran generalleri tarafından eğitilmiş bu milis gücü (sayıları 200 bin civarında tahmin ediliyor) şu anda resmi Irak ordusunun yerine ikame ediliyor. Bölgede, İran’dan sonra ve İran kontrolünde bir devlet daha sahneye çıkartılıyor. İran, fırsattan istifade bölgemizde Pers milliyetçiliği siyasetini tahkim ediyor. 

Bize karşı büyük oyun oynanıyor. Ve o bizim müttefikimiz ve yıllardır İran düşmanlığı ile siyaset güden ABD, şu anda Musul’da İran’la birlikte hareket ediyor, bizi devre dışı bırakmaya çalışıyor. Haziran ayında, Amerika’nın Bağdat Büyükelçisi Stuart Jone,  Haşdi Şabi ile temas halinde olduklarını ve DEAŞ’la savaştaki katkısına “saygı duyduklarını” belirtmişti. ABD, PKK’nın PYD/YPG’si ile de birlikte hareket etmiyor mu?

Irak’ın Şii dini otoritesi Ayetullah Ali es-Sistani’nin “cihat” çağrısı ile oluşturulan Haşdi Şabi’nin en büyük özelliği, Şii akidesini benimsemiş radikal unsurlardan meydana gelmesi. Sünnilere karşı hedef gözetmeksizin saldırıyorlar, sivilleri katlediyorlar, Sünnilere ait ev ve işyerlerini ateşe veriyor, yakıp yıkıyorlar. En az 15 ayrı silahlı grubu ve 43 Şii aşireti tek çatı altında toplayan Haşdi Şabi kuvvetleri arasında Şii Kürt grupları da bulunuyor. Yönetici kademesi ve komutanlarının maaşları Bağdat hükümeti tarafından ödeniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi boşuna değil. Haşdi Şabi, askeri birliğimizin bulunduğu Başika Kampı ile ilgili geçenlerde Türkiye’ye meydan okuyarak, Türk Ordusu’na karşı savaşa hazır olduğunu açıkladı.

ABD, İngiltere, Fransa, İsrail ve İran ısrarla Türkiye’yi neden devre dışı bırakmak istiyorlar? Batılılar, İran’ı bize neden tercih ediyorlar?

Çünkü “Büyük Ortadoğu Projesi” için bölgede kanlı Sünni-Şii çatışmalarının patlayıcılarını yerleştiriyor, tuzaklar hazırlıyorlar. Türkiye üzerindeki oyunlarında Anadolu’da Sünni-Alevi çatışması ve Türk-Kürt iç savaşı çıkartmak için 150 yıldır uğraşıyorlar. 

Musul’da 2 milyon Sünni Arap, Türkmen var. Musul’a Şii Haşdi Şabi’yi sokup katliam yaptıracaklar. Müslümanların içine sokacakları kanlı fitne ile Haçlı seferlerinde yapamadıklarını yapmanın hesabındalar... 

Bu millet oyunlarını bozuyorsa, Çanakkale ruhu ile 15 Temmuz ruhu ile bozuyor. Hala “Musul’da ne işimiz var?” diye soranlar çıkıyor. Art niyetli değillerse anlamıyorlar mı, tuzaklar Türkiye için, birliğimiz, istikbalimiz için kuruluyor. Etnik ve mezhep çatışmaları ile bize boyun eğdirilmek isteniyor. FETÖ’nün 15 Temmuz ihaneti de bunun içindi. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, Türkiye’nin Güneydoğusunda PKK devleti kurulmuş, iç savaş çıkmıştı...

Çanakkale’dekinden, Anadolu’nun işgalinden daha acımasız bir saldırı ile karşı karşıyayız. Suriye’de sınırlarımız boyunda bir terör koridoru oluşturulmasına, PKK devleti kurdurulmasına müsaade edemeyiz. Güvenliğimizi tehlikeye atamayız. Musul merkezli bir mezhep çatışması planına, projesine seyirci kalamayız. Türkiye’nin önünün kesilmesini kabul edemeyiz. 

Türkiye’nin bölgesinde etkisiz, içine kapanmış, Batı ekseninde uydu bir ülke olması isteniyor. Kolu kanadı kırılmak isteniyor. Musul’da varlığımızı kabul ettirmez isek büyük ve güçlü Türkiye iddiamızdan vazgeçmiş oluruz.

Star
20 Ekim 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • yaşar inan

    22 Ekim 2016
    0 0
    hala öten dilli düdükten farkınız yok. 68 vilayette amerikan üssü oturuyor. hala dost geçiniyorsunuz. doğru tabiii. adam dostunu istediği delikten........
  • Suat Bozkuş

    22 Ekim 2016
    0 1
    Siz milliyetçi-ırkçı-dinci-mezhepçi ve Kürt düşmanı politikalarda inat ettiğiniz sürece bütün belalar başınıza gelip sizi bulur. Önce ne yanlış yaptık diye düşünün. Komşularla sıfır sorun derken, sorunsuz sıfır komşu politikasına nasıl ve niçin geldiniz?
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER