SİYASET

Hüseyin GÜLERCE : Doktorlar Gülen’e ne teşhis koydu?

Tarih
01 Eylül 2016
İzlenme
4416 Kişi

   Bilhassa 15 Temmuz darbesinden sonra odaklandığımız bir soru var: Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başındaki F. Gülen, karakter ve ruhi yapısıyla nasıl biri? Bir kanlı katil, cani olmasına rağmen yıllardır devletin istihbarat örgütleri, hükümet adamları, ilahiyatçılar, akademisyenler, yazarlar önünde kendisini nasıl böylesine gizleyebilmiş? Nasıl rol yapmış? Tamam, şimdi CIA ile irtibatını gördük, korunduğunu, kollandığını anladık ama bu, yukarıdaki soruyu tek başına cevaplamıyor. Evet, F. Gülen nasıl biri? Kim bu adam?

Geçtiğimiz 20 Ağustos’ta Pensilvanya’daki son konuşmasında Gülen, “Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere  onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar...” diyor.

Bu topraklarda hiç kimse, hem de “din adamı” diye bilinen hiç kimse Haçlıları böyle müdafaa etmemiştir. F. Gülen, sırf kendini kurtarmak için iğrenç şekilde Hıristiyan dünyasına yaltaklanıyor. Türkiye’ye iade edilmemek için Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden yardım istiyor. Bu derece alçaklık, bu derece onursuzluk karşısında bu yalancıya şu kadarını hatırlatabiliriz. Bütün Haçlı seferlerinde, Balkan savaşlarında, Batılı sömürgecilerin işgallerinde Müslüman kadınlara tecavüzler olmuştur. Yakın tarihte Afganistan’da, Irak’ta, Bosna Hersek’teki ABD ve İngiliz askerlerinin tecavüzlerini hem İngiliz hem de Amerikan medyası günlerce haber yaptı. Bosna Hersek’teki Toplama Kampı Mağdurları Birliği’nin verilerine göre, 1992-1995 yılları arasında, toplam 657 toplama kampı kuruldu. Yaklaşık 200 bin sivilin esir tutulduğu bu ölüm kamplarında 30 bine yakın insan öldürüldü, yaklaşık 25 bin kadın tecavüze uğradı.

Çok merak etmiştim, psikiyatri uzmanları, doktorlar F. Gülen’e nasıl bir teşhis koyuyorlar? Merakımı Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın yazısı giderdi. (Yeni Akit, 27 Ağustos 2016)

Okuyalım:

“Hepsi de yılların tecrübeli psikiyatri uzmanı ve akademisyen dostlarımızla bu konuyu müzakere etmeyi düşündüm, görüşlerini aldım. Şunları söylediler:

“Bence FETO kendini Mehdi veya Mesih zanneden paranoyak bir ruh hastası. Megalomanyak (büyüklük) hezeyanı içerisinde. Gözünü kırpmadan insanların üzerlerine bomba yağdıran bağlıları ise paylaşılmış paranoidler. Yani bu cani ruhlu hastanın hezeyanlarını paylaşan kişiler onlar.”

“Benim görüşüme göre FETO kendisinin Mehdi olmadığını bilen ancak mehdiymiş gibi davranan bir yalancı. İnsanlara rol yaparak, artistlikler göstererek onları kandıran psikopat ve narsist bir hain. Yalancılıkta zirve yapmış, davranış ve sözlerinde ikiyüzlülük, samimiyetsizlik gösteren, kibir ve enaniyette zirvelerde olan patolojik bir kişilik o.”

“Bence FETO hem paranoyak hem de psikopat olan patolojik (marazi) vak’a... Yani temelinde antisosyal kişilik var, üzerine paranoya binmiş. Kısacası hezeyanlar yanında yalancılık, vicdansızlık, acımasızlık, merhametsizlik, suç işlemeye eğilim, empati yoksunluğu gibi psikopatlık belirtilerini aynı anda gösteren kriminal bir kişi.”

“FETO psikiyatrik hasta falan değil bence. Hipnotizma gücü olan, insanları etkileme becerisindeki ağır bir psikopat. Tarihte bu tiplerin örneği çok. Hitler, Stalin gibi narsist (kendine hayran olan, kendini herkesin üzerinde gören) liderlerin bir benzeri bu cani. Onlar gibi bir hain ve zalim.”

“FETO’nun ruh sağlığı hakkında, kişilik bozukluğu olan cani ruhlu bir hain olduğu konusunda birleştik.”

Acaba böyle bir adamı “Beklenen Salih Zat” zannedip peşinden gidenlere ne demeli?


Star
1 Eylül 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER