2 Nisan akşamı, İBB oyları yeniden sayılıyor.

Mesaileri bitmiş, ama o akşam mesaiyi uzatmaya karar veren İstanbul İl Seçim Kurulu eski başkanı Hakim Müberra Gürdal ve iki üye hâkim Çağlayan Adliyesi’ne geliyor. Dakikalar sonra CHP’li heyet (Kaftancıoğlu ve bazı vekiller) binaya giriş yapıyor. Ve ardından “yetki gaspıyla” oyların yeniden sayılması durduruluyor…

Velhasıl onca organize hırsızlık, usulsüzlük ayyuka çıktı. AK Parti’nin “yeniden sayılsın” itirazı reddedildi. Oyların sadece yüzde 10’unun sayılmasıyla fark binde 1’e inmişken bir “gece operasyonuyla” CHP işi oldubittiye getirmek istedi.

YSK’dan seçimin tekrarı kararı çıkmasaydı çalınmış oylarla, organize hırsızlıkla ve dahi CHP’nin gece operasyonuyla İstanbul’u yöneteceklerdi…

Neticede CHP bir gece ansızın diktatöre operasyon çekebiliyor! Devletin bağımsız tarafsız hakimleriyle “teşriki mesai” yaparak kanunlara aykırı karar aldırabiliyor!

Bir de “Ülkede diktatörlük var” diye ciyaklıyorlar.

Diktatör kadar başınıza taş yağsın, emi?!..

***

BU SAATTEN SONRA BU MİLLET SENİN NEYİNE İNANSIN?!

Ünlemle duyumla antrikotla falan anlatılacak bir durum değil artık.

Ham görüntüleri de yayınlandı.

Eyle dümdük ‘İt’ demiş!..

Şimdi, “Ne güzel işte, ‘it’ demişim. Ama kapı için dedim. Kapıyı it dedim, açılsın diye!.. Kapı itilince açılıyormuş, böyle bir duyum aldım!..” der mi, der…

Peki bunun için de mi; “Yalanın Nirvana’sına ermiş CHP siyasetinde bir vakayı adiye” deyip geçeceğiz?

***

Geçen cuma yayında söylemiştim, tekrarlayım.

“Ben böyle bir halt ettim, it dediğim için validen ve tüm vatandaşlardan özür dilerim” diyecek ciğer yok.

Birkaç ayda kronolojisi yapılacak kadar yalan üretme kabiliyetine sahip olduğu ortada.

Lakin milletin gözünün içine bakarak 3 gün sonra “basit dedim” gibi kötü bir palavrayı, yutturmaya çalışmak milleti enayi yerine koymaktır. Bu da, şimdiye kadar söylediği tüm yalanlardan daha kötüdür.

Aday, devletin valisine “it” diyecek, eş başkanı “Devlet katil değil, seri katildir” diyecek.