Hatırlatalım; (bir kısmını)

Kılıçdaroğlu İngiltere’de Avam Kamarası’nda İşçi Partisi Genel Başkanı’na şikayet ediyor; ‘Türkiye’de demokrasi yok, baskı altındayız…’ (Mart 2011) Tabii ya, bizim makarnacı kömürcü anlamıyor, derdini İngiliz Avam'ına anlatıyor!..

Kılıçdaroğlu’ndan şikayet mektupları;

BM, AB, Avrupa Konseyi, AGİT, Sosyalist Enternasyonal, Türkiye’deki büyükelçilikler ve yabancı gazetecilere mektup: ‘Parlamentoda yemin edemiyoruz, ülkede kaos var!…’ (Temmuz 2011)

Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi başkanlarına şikâyet mektubu; ‘Cumhuriyet ve demokrasi tehdit altında…’ (Aralık 2012)

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’ya Erdoğan’ı şikayet ediyor; ‘Erdoğan katil ve diktatör!...’ ( Mayıs 2013)

Kılıçdaroğlu’ndan AB Komisyon Başkanı Herman Van Rompuy’a mektup;

‘AB, Türkiye’deki duruma ilişkin endişelerini net bir biçimde ifade etmeli!...’ (Ocak 2014)

CHP’li vekiller Loğoğlu ve Nazlıaka’dan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye Türkiye'yi şikayet ediyor;

“Türkiye’de temel özgürlüklerin giderek artan bir şekilde aşındırılması demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saldırıdır.”

Kılıçdaroğlu, İngiliz Guardian’a yazarak Türkiye'den şikayetçi oluyor; “OHAL’den rahatsızız… Türkiye’de sert bir otoriter rejim var…”(07.07.2017’de, yani kutsal yürüyüş sırasında!..)

Kılıçdaroğlu gibi AB de rahatsız zaten... Ama keşke Fransa'daki OHAL'den de rahatsız olduğunu söyleseydi!..

Aynı gün (07.07.2017) bir yazı da The New York Times’a… Yine Türkiye’yi şikayet etti… (Hem yürüyor, hem yazıyor… Yürürken yazıyor mübarek!..)

Son olarak İngiliz Times’a verdiği röportajda, bundan sonra daha fazla sokak protestosu düzenleyeceğini söyleyip yine Türkiye’yi şikayet etti...

Velhasıl Kılıçdaroğlu'nun son şikayeti de budur...

Ankara'dan İstanbul'a yürüyerek FETÖ sanığını kurtarmaya çalıştı… FETÖ ve Kandil destekledi… Yürürken Türkiye’yi elin gâvuruna şikayet etmeye de devam etti…

Ama beklediği olmadı.

15 Temmuz ruhu ve anma etkinliklerinin gölgesinde kaldı kutsal yürüyüş!..

O yüzden 17 Temmuz'da İngiliz Times üzerinden çağrı yaptı.. Yürüdüğünü hatırlatmak, gündemde tutabilmek için… (Biz adaletten anlamayız, İngiliz adaleti tecelli edecek ya?!..)

Yeteri kadar ses çıkaramayan yürüyüşü gündemde tutabilmek için içeriden de destek geldi elbette…

Koç Müzesi, Maraton Kemal'in yürüyüşte kullandığı ayakkabılara talip oldu...

Her yıl 9 Temmuz'da ziyaret ederler artık!..

Pabuç yetmez!.. Yürüyüşte kullanılan ‘kutsal karavan'ı da Hürriyet'e göndersinler... Zira yürüyüş sırasında kendisiyle röportaj yapan Gandi'nin müritleri Murat Yetkin, Ayşe Arman ve Ahmet Hakan için o karavanın hatırası var!.. Arada bir bakıp, “Ahan da burada lider oldu” deyip anarlar…

Maraton Kemal’in ayaklarını tuzlu suyla yıkadığı leğeni de Ahmet Hakan'a verin...

Kedisi Sekter'i yıkar içinde!..

Oh mis gibi olur ‘Koç’um!..

Akşam
20 Temmuz 2017