EKONOMİ

Hande Fırat : Dünya ekonomisi nereye gidiyor?

Tarih
04 Nisan 2023
İzlenme
993 Kişi

COVID-19 salgınının ardından ertelenmiş talebin ortaya çıkardığı hızlı ekonomik büyümeyle oluşan yüksek enflasyon sonrasında merkez bankalarının faiz artırımı, ayrıca Rusya-Ukrayna Savaşı ile tırmanan enerji krizi, küresel ekonomiyi yavaşlattı.

ABD ve Avrupa’da pek çok büyük şirket binlerce çalışanın işine son verdi. Ama bitmedi, küresel ekonomik görünümdeki karamsarlık uluslararası şirketleri maliyetlerini düşürmeye yönelik adımlar atmaya zorlarken, ABD ve Avrupa’da pek çok şirket işten çıkarmaları hızlandırdı. Maddeler halinde sıralayacak olursak:

- Resesyon endişeleriyle kemer sıkmaya giden şirketler, işten çıkarmalarla azalan kârlarını istikrara kavuşturmaya çalışıyor.

- Bu durum, teknoloji şirketleri ile hizmet sektöründe daha fazla görülüyor.

- Önce Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi Meta’dan yapılan açıklamada, işgücünün yüzde 13’üne denk gelen 11 bin çalışanın işine son verileceği bildirildi.

- McDonald’s da ABD’deki tüm ofislerini geçici olarak kapattı. Toplu işten çıkarmaların yaşanacağı bildirildi.

- Büyük teknoloji firmalarının başı çektiği uluslararası şirketlerinin art arda “işten çıkarma ve yeni alımlara ara verme” haberleri küresel ekonomide endişe yarattı.

- Unutmayalım, ABD’deki SVB yatırım bankasının iflası, 2008 küresel finansal krizinden bu yana ABD’de kayıtlara geçen en büyük banka iflaslarından biri oldu.

TÜRKİYE’Yİ SEÇİM SONRASI BEKLEYEN BÜYÜK EKONOMİK SINAV

Tüm bunlardan bahsetmemizin sebebine gelince; deprem ile sarsılan ülkemizi seçim sonrasında büyük bir ekonomik sınavın beklediğini vurgulamak. Bu tablonun yanına bir de dış politik gelişmeleri ekleyin. ABD, İsrail-İran zıtlaşması, İran-Ermenistan-Azerbaycan gerginliği, Mısır-Libya-Cezayir-Tunus hattı ve Irak ile Suriye’de istikrar arayışı... Seçimlerden sonra tüm bu ekonomik ve dış politik gerginlik ile sorunlar; yönetilmesi gereken alanlar olarak Türkiye’yi bekliyor. Peki bu nasıl olacak? İçeride depremin yaraları sarılırken, dış gelişmelere nasıl yön verilecek, nasıl inisiyatifler geliştirilecek? Ez cümle ehliyet, liyakat ve tecrübe önümüzdeki dönemin sorunlarının çözümü için vazgeçilmez unsurlar olacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mehmet Şimşek ile ikinci görüşmesini yaptı. Şimşek’in rahatsızlığı olduğunu, tedavi gördüğünü daha evvel yazmıştım. Stresten uzak durması gereken Şimşek’in, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda; kabinede yer almasa da yeni ekonomik programın yazımında önemli bir rol alacağını belirteyim. Şimşek’in yeni program için her türlü desteği vereceğini söylediği belirtiliyor.

ABD İLE YAPILAN SON TEMASLAR

İç siyasetin yoğun gündemi arasında, geçtiğimiz mart ayında Amerika’da, ABD-Türkiye İş Forumu düzenlendi. Bu ziyaret sırasında Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bir dizi önemli temasta bulundu. Özellikle Kalın’ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland ve senatörlerle yaptığı görüşmeler dikkati çekti. Peki Ankara-Washington arasında neler konuşuldu?

ABD’NİN İSVEÇ MARKAJI VE TÜRKİYE’NİN YANITI

ABD başından itibaren iki ülkenin, yani Finlandiya ve İsveç’in aynı anda NATO’ya alınmasında ısrarcıydı.

Ancak Türkiye net bir biçimde İsveç’in imza attığı mutabakatın gereklerini yerine getirmediğini dile getirdi. Son görüşmelerde de bu konu gündeme geldi.

Özellikle de F-16’lar bağlamında. ABD, Finlandiya’nın ardından F-16’ları adeta İsveç’in üyeliğine şart koşmuş durumda. Ancak senatörler de dahil tüm görüşmelerde İsveç’in atması gereken adımlar net bir şekilde hatırlatıldı.

Senatörler, “Türkiye, ‘F-16’ları onaylamazsanız iki ülkeye asla onay vermeyecek’ dese siz ne yapardınız?” sorusu karşılığında sessizliğe büründüler. Türk yetkililer, ABD’li yetkililere, “F-16 satışı olmaması durumunda Türkiye’nin krize girmeyeceğini ve mutlaka alternatifleri gündemine alacağını” da söyledi.

ABD’NİN SURİYE İLE NORMALLEŞME ENDİŞESİ

ABD yetkilileri, Türkiye-Suriye normalleşme adımlarından, özellikle de İran’ın da katılımıyla dörtlü masa toplantılarından rahatsız. Bunu da açıkça tüm görüşmelerde Rusya ve İran’ın mevzi kazanmasından ve güçlenmelerinden endişe ettikleri mesajıyla gösteriyorlar. Türkiye ise bu toplantılara neden ihtiyaç olduğunu üç madde ile özetliyor:

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER