SİYASET

Halime Kökçe : Obama’nın takkesi mi düştü!

Tarih
10 Temmuz 2016
İzlenme
2184 Kişi

Obama’nın ilk seçim kampanyası sırasında ve görevinin ilk yıllarında da bu dedikodu vardı. İslam dünyası ile temiz bir sayfa açacağı, ABD’nin Ortadoğu’da askeri varlığına son vereceği iyimserliği de destekliyordu bu dedikoduyu. Biz zaten severiz böyle şeyleri. Obama’nın Müslüman olma ihtimalini de sevdi İslam alemi.

Siyahtı, babası bir Müslümandı, adı da Barak Hüseyin’di.

Müslüman olmasa bile Obama, oğul Bush’tan sonra iyi gelmişti.

Müslümanlık saklanası bir şey değildir. Müslüman olarak yaşayamadığın yerden hicret etmek Peygamber sünnetidir. Bu yüzden Obama’nın Müslümanlığı bahsinin konuşulmaya değer bir tarafı yoktur.

Prens Charles’ın Müslümanlığı gibi Obama’nın Müslümanlığı da Müslümanlara verilmiş bir ağız tatlandırıcısı değilse üçüncü sayfa asparagas haberi değerindedir, o kadar.

Lakin Obama’nın göreve gelmesiyle birlikte ABD, İran ile ilişkilerini normalleştirme niyetine girdi. Nükleer anlaşma süreciyle eş zamanlı olarak İran’ın dış politikasında Şii yayılmacılığı başat hale geldi. Suriye’deki muhalefetin İran ve Hizbullah’a boğdurulması da Obama’nın ikircikli politikalarının sonucu oldu.

2003’te Irak’ın işgaliyle atılmış olan mezhepçilik tohumlarının hasadını Obama yaptı. Bir milyon Müslüman, oğul Bush’un politikalarıyla katledildi, yüzbinlercesi de “takkeli Obama”nın politikalarıyla...

DAEŞ: Harici şiddetin yeni temsilcisi

Ramazan’ın son haftasında DAEŞ, Müslümanları hedef alan saldırılar gerçekleştirdi.

İstanbul, ardından Bağdat sonra da sırasıyla Cidde, Katif ve Medine’de...

Mescid-i Nebevi’nin yanı başında, Peygamberimizin huzurunda Müslüman kanı akıttı DAEŞ. Sabah namazı için mescide giderken Hz. Ali’yi katleden Haricilerin bugünkü temsilcisi olduğunu bir kez daha ispatladı.

DAEŞ’i “İslamcı terör” diyerek ananların bir daha durup düşünmesi gerekir. Nasıl ki PKK-PYD’den bahsederken “Kürt terörü” demiyoruz, DAEŞ’ten bahsederken de “İslamcı terör” diyememeliyiz.  

Fakat terörün kendine bahane bulması çok da zor değil. Hele de Ortadoğu gibi bir asırdır işgal, istila ve sömürü altında istismar edilen toplumlarda.

Bu toplumların, diktatörlüklerce yönetildiğini de hesaba katalım.

Esed’in ömrünü uzatan, Suriye’yi tümden cehenneme çeviren ve bölge için istikrarsızlık kaynağı olan DAEŞ’i nedense bir türlü alt edemeyen “müttefikimizin”, partileşmiş ve seçim kazanmış olan İhvan’ı terör listesine aldığını da akılda tutalım.

PYD/YPG’yi terör örgütü olarak görmediklerini bir kez daha yinelediklerini de tabi...

Star
10 Temmuz 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER