ABD’nin PKK’yı ve Suriye’deki ismiyle YPG’yi desteklediği hakikatine vurgu yapınca birileri alay ederek olayı çarpıtmak için “Yine dıj güjler” moduna giriyor. 

Sözde hümanist Avrupa kurduğu sömürü çarkıyla hâlâ insan bedenlerine sosyolojik işkenceler yapıyor. Düzene karşı gelenlere müdahale etmekten çekinmiyor. İstanbul Havalimanı’na AB ülkelerinin bazıları karşı gelince yine içimizden birileri “Dış minnakların oyunu” diyerek işi sulandırdı. Çok komik ve masum mu geliyor yoksa? İşte bunların bir kısmı yaptığı ihanetin bile farkında olmayan içten patlamalı embesil uşağı alçak kadavralar!

Şimdi sıra geldi Katar’a!

AB ve ABD’ye 400 milyar dolarlık yatırım hacmi bulunan Katar, yönünü Türkiye’ye çevirdi. Ancak henüz büyük yatırımları yok ve buna rağmen başta Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve HDP’li yöneticiler olmak üzere hepsi topyekûn bir algı peşine düştü! Amaçlarının ne olduğunu kısaca söylersek; Katar yatırımlarının Avrupa ve ABD’de kalmasını sağlayarak paranın rotasını Türkiye’den uzaklaştırmak! Oluşan kaos ve güvensizlik ortamıyla da iç siyaseti tetiklemek!

19 yıldır kazanamıyorlar ve Erdoğan’a ne yaparlarsa yapsınlar halkın teveccühünü önleyemiyorlar diye Türkiye’ye zarar vermeye hakları var mı? İşte Erdoğan orada, buyurun sandıkta yenin! Niye yabancı sermayeye seslenip, “Türkiye’ye yatırım yapmayın” diyorsunuz?

Neden kendiniz söylemeyip pek çok şeyi organize suç örgütü liderlerinin arkasına geçerek söylüyorsunuz?

Ne oldu da PKK elebaşılarıyla aynı cümleleri sarf eder oldunuz?

Buyurun gerçekleri konuşalım... İşte size Katar:

1) Almanya Mercedes firmasının % 4’ü Katar’a ait! Porsche ve Volkswagen’de de hisseleri var.

2) Petrol firması olan Total ve Shell’in de ortaklarından biri Katar!

3) Ülkemizde Yunanistan’ın 780, Hollanda’nın 2.973, Belçika’nın 649, Fransa’nın 1.580, İngiltere’nin 3.193 şirketi var. Almanya 7.556 şirketle başı çekiyor. Katar’ın ise 179 şirketi var. (Şirketlere karşı değilim, sadece bilinsin diye yazıyorum)

4) İngiltere doğalgaz şirketinin % 67’si ve Londra Borsası’nın % 10’u Katar’a ait!

5) Fransa’nın en iyi futbol takımı Paris Saint Germain’in başkanının adı Nasir el Halifi ve takım tamamen Katar’a ait! Fakat hiçbir Fransız buna itiraz etmiyor; aşırı sağcılar ve ırkçılar hariç!

6) Tiffany gibi onlarca Avrupa firması da Katar yatırımları arasında!

7) 40’ı aşkın ülkede 400 milyar dolar yatırımı olan Katar’ın Almanya’da 25 milyar euro, ABD’de 30 milyar dolar, İngiltere’de 40 milyar sterlin, Fransa’da 30 milyar euro yatırımı var. Bu ülkelerin liderleri halihazırda Katar yatırımları devam etsin diye iş forumları düzenliyorlar. Fransa, Katar’ın aldığı mülklere vergi muafiyeti bile uyguladı.

Peki, Katar bizim devlet kurumlarımızı mı alıyor?

Yalanın bini bir para! Yalan çok ucuz!

Devlet kurumunu almaya kimin gücü yetebilir? Katar gelip de vergi dairesi mi satın alıyor? Bakanlıklara bürokrat mı atıyor? Fabrikaları sırtına alıp mı götürüyor?

Üstelik Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımların % 73’ü AB ülkelerinden, % 8’i ABD’den gelirken Katar’ın yaptığı yatırım oranı sadece % 1,6 oranında!

Almanya aptal mı ki Katar ve sermaye sahibi diğer ülkelere kapılarını sonuna kadar açmış ve hatta daha fazla sermaye gelsin diye teşvikler veriyor?

Fransa salak mı ki Katar’ın aldığı mülklere vergi muafiyeti getiriyor? Fransa’dan arsalar satın alıp sıcak para aktaran Katar’ın Türkiye’ye yatırım yapması kimlerin zararına?

Peki, biz Türkiye’mizi bırakıp da Katar sevdasına mı tutulduk?

Derdimiz siyaset veya parti değil; derdimiz ülkemiz, derdimiz 5 vakit ezan okunan bu güzel toprak!

Yukarıda madde madde yazdığım istatistikler açık kaynaklarda var! Bu yazdıklarımı da araştırın ve gerçek olduğunu bizzat görün!

Muhalefet neden Katar’a bu kadar vurgu yapıyor:

1) Katar sermayesi Avrupa ve ABD’de kalsın isteyenlerle aynı hedefte oldukları için!

2) Buradan çıkış noktası yakalayarak üretecekleri kaos ortamı ile erken seçime gitmek! Nasıl mı? Ortamı öyle kirletecekler ki hükûmet de “Madem öyle seçime gidelim, tüm bu iddialara halk sandıkta cevap versin” diyecek! Tamam, vakti gelince sandığa zaten gidilecek ama yalanlar üzerine kurgulanan bir muhalif siyasal ortam sağlıklı olamaz.