GÜNCEL

Gülay GÖKTÜRK : Yolun sonu

Tarih
10 Eylül 2014
İzlenme
1732 Kişi
10 Eylül 2014...36 yıllık gazetecilik yaşamımın yeni bir dönüm noktasındayım. 10 yılı aşkın bir süredir yazdığım gazeteye ve siz okurlarıma veda etme günü geldi.

2003 yılının başında Merkez Medya’dan buraya, Tercüman’ın “ikinci doğum”una katkıda bulunmak için gelmiştim. Yeni Tercüman, 60’lı, 70’li yılların Tercüman’ının taşıdığı zaaflardan büyük ölçüde kurtulmuş, çok daha liberalleşmiş bir gazete olacaktı.

Bu benim için büyük bir meydan okumaydı.

Tanıdıklarım, dostlarım Tercüman’da bulunuşumu geçmişime ve kökenime yakıştıramıyor; “O sağcı gazetede ne işin var” diyorlardı. Oysa ben yıllardır “sağ/sol” kavramlarının alt üst olduğu bir tarihsel döneme tanıklık ettiğimizi; siyasi saflaşmanın gerçek ekseninin farklı yerlerden geçtiğini yazıp duruyordum. Değişimci olduğu söylenen “sol”un statükoyla bütünleştiği buna karşılık “sağ”ın statükoyu zorladığı bir ortamda olan biteni anlayabilmek için sağ/sol dışında başka eksenler aramamız gerektiğini anlatmaya çalışıyordum.

28 Şubat’ta yaşananlar eski saflaşmanın sahteliğini en kör gözlerin bile görebileceği bir açıklıkla ortaya sermişti. O vakte kadar ilericiliği kimselere bırakmayan nice insan, demokrasinin Sırat köprüsünden paldır küldür aşağı yuvarlanırken, köprünün üstünde kalmayı başaranlar geçmişteki önyargılarından kurtulup çok önemli bir ortak paydada birleştiklerinin farkına vardılar.

Bu ortak payda özgürlük ve demokrasiydi… Oluşan bu ortak platform, Türkiye’nin çarpık sağ/sol saflaşmasından kurtulup demokrasi ve özgürlüklere karşı tutum temelinde yeni ve doğru bir saflaşma yaratmasına katkıda bulunabilirdi.

Nitekim öyle oldu… Tercüman’ın adı değişti, sahibi değişti ama biz 10 yıl boyunca BUGÜN’ü çıkaran arkadaşlarla uyum içinde bu yeni platformu inşa etmeye çalıştık. Vesayet rejiminin yıkılışına, eski rejimin mağdurlarının, aşağılananlarının, kenara itilenlerinin çevreden merkeze doğru yürüyüşlerine birlikte tanıklık ettik ve katkıda bulunduk.

Ama ne yazık ki yollarımız bir noktada ayrıldı.

X x x

“Her köşe yazarı çalıştığı gazetenin editorial çizgisi ile uyumlu olmayı tercih eder. Bu hem gazete yönetimi için hem de o yazar için arzu edilendir. Ama bu kontrol edilebilir bir durum değildir, böyle bir lükse her zaman sahip olunamaz. Gazetenin editorial politikası değişir, yazarın görüşleri değişir, siyasetin rengi, yapısı değişir ve her değişiklikle birlikte “köşeciler”in yazı hayatı da değişir. Bazen yazdığınız gazetenin içinde kendi adacığınızı oluşturmanıza tolerans gösterilir ve orada kendi doğrularınızı yazmaya devam edersiniz; bazen o adacık size dar gelir, boğulur, kendiniz çeker gidersiniz; bazen de özel adacıklara tahammül edilemez olur, gönderilirsiniz” diye yazmıştım bir yıl kadar önce.

Benim durumumu, sıkıştığım adacığın içinde boğulmak olarak görebilirsiniz. Ayrıca hem BUGÜN okurlarının bir kesimine hem de gazete yönetimine verdiğim rahatsızlığın da farkındayım.

O yüzden gidiyorum…

10 yıldır bu gazetede çıkan yazılarımın tek bir kelimesine bile dokunulmadı. Bunun için hem Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt’a hem de Sayın Akın İpek’e teşekkür ediyorum.

Hoşçakalın.
Bugün

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER