SİYASET

Gülay Göktürk : İç savaşı bile tartışabilirlermiş!

Tarih
29 Eylül 2015
İzlenme
2338 Kişi

29 Eylül 2015

Sonunda baklayı ağızlarından çıkardılar. 

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, BirGün’den Hüseyin Şimşek'e verdiği demeçte,  eğer sandıkların birleştirilmesine gidilecek olursa, parti olarak seçim boykotunu tartışabileceklerini söylemiş. 
Tartışabilirler tabii… Türkiye de HDP’nin bu kararının arka planını tartışır. 
Ama Bilgen burada durmamış, devam etmiş: 
Sandık birleştirme kararının yol açabileceği en hafif sonuç HDP’nin boykota gitmesidir; ama sanmayın ki orada kalır, böyle bir durumda ülke iç savaşı bile tartışabilir, diye inanılmaz bir tehdit savurmuş. 
Demek sonunda işler bu noktaya geldi. Siyasi partiler yasasına göre kurulan, Meclis’te 80 milletvekili olan legal bir parti iç savaşı tartışmaktan söz edebiliyor! 
Bir kere iç savaş tartışılmaz, yapılır. 
İkincisi, “iç savaşı tartışırız” diyen bir siyasi partiye parti denmez, suç örgütü denir. 
* * *             
Aslında ortada bir sürpriz yok. 
Kandil’in HDP’nin seçime girmesini istemediği yönündeki işaretleri epeydir alıyoruz. Galip İlhaner, Cem Özdemir gibi isimler Kandil’in boykot istediğine daha önce dikkat çekmişlerdi. HDP milletvekili Altan Tan da kendisiyle yapılan bir söyleşide bunu doğrulamıştı. 
Nasıl bir bahane bulacaklarını merak ediyorduk. Şimdi onu da öğrenmiş olduk. 
Asıl anlamız gereken şey, Kandil’in neden boykot istediği... 
Bunun birinci nedeni, örgütün 7 Haziran’dan bu yana giriştiği saldırıların, özyönetim kurma adına yürüttüğü iç savaş denemelerinin Kürt tabanında yarattığı tepkinin sandıkta ortaya çıkmasından korkması... 
Biliyoruz ki, PKK 7 Haziran’dan bu yana ne yapsa etse kitlesel bir destek yaratamadı. Tam tersine, giriştiği bütün eylemlere katılım birkaç yüz maskeli milisle sınırlı kaldı. Bu arada, HDP’nin 7 Haziran öncesi yarattığı barışçı- birleştirici parti imajı da yerle yeksan oldu. HDP’ye Kürt sorununun siyaset yoluyla çözümü için oy verenler, verdikleri oyun PKK’nın hanesine yazıldığını, onun saldırganlığını azdırdığını gördüler ve 1 Kasım’da oy verirken bunu mutlaka değerlendirecekler. 
Eğer boykota giderlerse bunun en önemli sebebi bu moral bozucu tabloyu maskeleme çabası olacak.     
İkincisi ise, eğer etkili bir boykot başarabilirlerse, Türkiye’deki seçimlerin meşruiyetini - özellikle de uluslararası kamuoyunda- tartışmalı hale getirebileceklerini umuyorlar. Eğer dünyayı siyaset kanallarının kapalı olduğuna inandırabilirlerse,  hayallerindeki iç savaşı da meşrulaştırabilir ve hatta hatta  uluslararası müdahale bile isteyebilirler. 
Unutmayalım ki bugün dünyada Türkiye’nin sağlıklı seçim yapılamayan gayrimeşru bir diktatörlüğe dönüştüğüne inanmak için hevesle bekleyen; bu yönde bir algı operasyonu için önlerine konan her türlü doneye dört elle sarılacak birçok etkili mihrak var. 
Şimdiye kadar evdeki hesapları yazdım. 
Bu hesapların “çarşı”ya uyup uymayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. 
 Not: Yazımı gazeteye yollamak üzere iken Yüksek Seçim Kurulu’ndan “Sandıkların birleştirilmesi gündemimizde yok” şeklinde bir açıklama geldi. 
Bu demektir ki Kandil’in önümüzdeki günlerde başka bahaneler üzerinde çalışması gerekiyor. 
Eminim bir şeyler bulurlar. 

Akşam

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER