7 Şubat 2015

Ona epeydir ABD’de konuşlanmış Müslüman din adamı ya da ABD’de üslenmiş din adamı deniyor. Din adamının ülkesini karıştırmaya odaklı mektubuna da bakın..

“Müslüman bir din adamı neden dünyanın en İslamofobik ülkesinde üslenir?” derseniz cevabı da yanında; kendi kendini sürgüne göndermiş. Yani kovmamışlar, kovalamamışlar, kendi isteği ile gitmiş.

Özetlersek, kaçak Pensilvanya İmamı yani

Başka böyle kendi isteği ile sürgüne giden var mı diye bakıyorum. Mehmet Akif var. Ama o, yaşamını istediği İslami kurallara uygun olarak sürdüremeyeceği bir ülkede kalmayı reddetmiş ve Mısır’a gitmiş ki daha İslami bir hayat yaşayabilsin. Yani “Küffar”a teslim olmamış. Gittiği yerde ülkesini kötülemiş mi? Makaleler yazıp memleketini ona buna şikayet etmiş mi? Hayır.

Fakat bizim imam’ın köşe yazısına bakıyoruz, sanırsınız Erzurum’da Oxford varmış da bizim imam “valedictorian” olarak bitirmiş, bu da mezuniyet konuşması. İngilizce 10 numara.

Canım ben de biliyorum kendisinin yazmadığını, Amerika siyasetini çok iyi bilen bir “yazarın” yazıp eline verdiğini. Ama aferin, yazı İngilizce olimpiyatlarına girse birinci olur.

Döktürüyor imam, batının ciğerinin içini biliyor, en hassas yerinden vuruyor batıyı, her şey iyi gidiyordu ama bu AKP var ya bu AKP;  “sivil toplumun, medyanın, yargının ve de hür teşebbüsün üstüne gitti, göz açtırmadı” diyor. Sivil toplum, medya, yargı ve hele hele hür teşebbüs! Batının olmazsa olmazları…

“Türkiye’nin mevcut liderleri seçim kazandık diye ülkeyi tam bir manda altına aldılar” diyor. Yazar burada Türkiye’dekilere ayar veriyor.

“En popüler televizyon kanallarından birinin yönetmeni Aralık’ta tutuklandı hala demir parmaklıklar ardında” diyor. Yazı Ocak’ta yayınlandı. Yani toplam bir aydır gözaltında bahse konu arkadaş. Peki sahte delillerle, henüz yayınlamadıkları, hatta yazmayı bitirmedikleri kitap yüzünden içeri atılan yazar arkadaşlar kaç yıl yatmıştı? Paralel yargıçların Türk tarihinin en önemli davasını, askeri vesayeti sona erdirecek diye bütün halkın sevindiği davayı sulandırıp sahte suçlamalarla parmaklıklar arkasına tıktığı askerler kaç yıl demir parmaklıklar ardında kalmıştı?

Dedim ya Batı’nın ciğerinin içini biliyor, hangi hassas sinirlere dokunacağının farkında ve diyor ki; “bir tek biz değiliz AKP zulmünden ezilen; barışçı gösteri yapan çevreciler, Kürtler, Aleviler, gayri Müslümler de AKP’nin gazabından inim inim  inliyor".

Barışçı çevrecilerin çadırlarını yakan, Kürtler daha fazla sokağa dökülsün diye zırhlı polis aracıyla başka araçları yangına itekleyen polisler kimden emir alıyordu acaba?

Ve Kürt, Alevi, Azınlık açılımlarını kim başlattı? Onların Haklarını kim teslim etti. Ve bütün bunlar olurken Oslo görüşmelerini tapeleyip kim deşifre etti. Kim barışı sabote etti? Kim Diyarbakır’da yangına körükle gitti?

Bir de diyor ki “’fren denge sistemi olmadan” kimse güvencede değildir.” Fren denge sistemi (checks and balances) ABD demokrasisinin temel ilkesidir ve başkanlık sisteminin de temel prensibidir. Yani kullanılan hiçbir kelime ABD siyasi jargonunun dışında değil. Usta bir ABD’li avukatın elinden çıkmış gibi. Dedik ya, imam Oxford’un Erzurum kampusunda siyaset bilimi okumuş.

Tabi imam olur da kutsal kitaptan alıntı yapmaz mı? Herhalde Penguin Books çevirisidir.

“O you who believe! Be upholders and Standard-bearers of justice, bearing withness to the truth for God’s sake, even though it be against your own selves or parents or kinreds”

Türkçe meali

“Ey inananlar, Allah için daima adâleti tam yerine getirin ve tanıklığı o yolda yapın, hattâ kendi aleyhinize, yahut anayla babanın ve yakınların aleyhine bile olsa.”

Yalnız  o ayeti kerime şöyle devam ediyor Pensilvanya imamı:

“… hattâ zengin, yahut yoksul bile olsa, çünkü Allah ikisine de sizden daha ziyade sahiptir, sizden daha fazla korur onları ve siz, adâleti icra ederken nefsinizin dileğine uymayın. Bir tarafı gözeterek hüküm verir, yahut birinden yüz çevirirseniz bilin ki Allah, şüphe yok, yaptıklarınızın hepsinden haberdardır.” 
( Fethullah Gülen'in yaptığı alıntı ayet Nisa suresi 135. ayettir )

Ne de güzel ifade edilmiş. Acaba bunu sizin paralel yargıçlar da okuyorlar mıdır?

Yani çözüm, ülkenizi şikayet ettiğiniz, muhtemelen o yazıyı da yazıp elinize veren, size imzalatıp en büyük tirajlı gazetede yayınlatan  “kahrolası federallerde” değil, Türkiye’de

ensonhaber.com