Birinci Dünya Savaşı'nda yapamadıkları Anadolu'nun bölünmesini tamamlamak istiyorlar. Türkiye'ye savaş açmak istiyorlar. İçimiz karışsın, bölünelim, küçülelim, parçalanalım istiyorlar. Türkiye komşularıyla da savaşsın, dolayısıyla zayıflasın, yok olsun ve teslim alınsın istiyorlar.
Bu yazdıklarımı daha evvel de yazmıştım. Hangi aklı başında kardeşimiz "Bunlar yalan" ya da "Abartıyorsun" diyebilir? ABD müttefik ve dost gibi görünüp terör örgütü eli kanlı PKK ile yatıp kalkıyor. Suriye'de Türk Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yapıyor gibi gözüküp PKK ile düşüp kalkması ne anlama geliyor?
Terör örgütü PKK, neredeyse ABD'nin kara ordusu gibi olmadı mı? Üstelik bunu göstere göstere yapmıyor mu?
Türkiyenin güneyinde PKK'ya devlet kurmak istediklerini artık herkes görmüyor mu? Zaten teröristlere devlet gibi davranmıyor mu? Bütün bu ilişkiler ve yaşananlar, Anadolu'nun bir daha işgal edilmek istenmesi ve bu planın içinde ABD'nin de bizzat yer alması demek değil mi?
ABD müttefiktir, ama bizim değil...
ABD, CIA, NATO, FETÖ...15 Temmuz ihanetinde de bu dörtlü hep beraber değiller miydi? Tabii ki evet... Hem de gırtlaklarına kadar... Resmen Türkiyeyi teslim alıp 'şeytani akıl'a sunacaklardı.
O gece dönemin ABD hükümeti en üst düzeyde 'taraflara sükunet' tavsiye etmemiş miydi? Ne demek taraflara sükunet? Hükumeti kanlı bir darbe ile devirmek isteyen eli kanlı katiller, meşru hükumetin karşısında bir taraf olabilir miydi? Eli kanlı katilleri taraf olarak kabul eden ve demokratik usüllerle seçilmiş hükumet ile eşit gören bir anlayış var karşımızda. Ayrıca bu Fetullah Gülen haini, şerefsizi hala ABD'de yaşamıyor mu? Bu namussuzu seven alçakların bir bölümü de hala ABD'de değil mi? Kardeşlerim bütün bunlar kabul edilebilir mi? Aslında vicdanı önyargılara esir olmamış herkes şunları bilmektedir. ABD biliyoruz ki taraftır. Ama bizim tarafımızda değil. ABD müttefiktir.
Ama bizim müttefikimiz değil.
Karşımızda kimler var?
Cuma günkü yazımda yer alan bir analizi önemine binaen bir daha arz etmek istiyorum... Ne olur sadece siz okumayın. Başkalarına da okutun. Bu analizler Abdullah Çiftçi'ye ait... ABD ve AB'de iktidardaki kişiler, partiler üzerinden okunmaz. Arka plandaki muktedirler üzerinden değerlendirilir.
Yönetimlerin kozmik odalarını ellerine geçirmişler. Finans, petrol, silah, tefeciler, demokratik bazı kurumlar ile ilgili lobiler görünümündeler. ABD ve Avrupa Birliği'nde de muktedir dinciler var.
Bu insanlar, dini ve genetik atalarının peşindeler. Atalarının yaptıklarını ya da yapamadıklarını hayal ediyorlar.
Küreselciler ise 21. Yüzyıl Dünya Projesi peşindeler. Trump'ın Başkan Yardımcısı Mike Pence, Evanjelik'tir. Kudüs ve 'Vaat Edilmiş Topraklar' hususunda, derin bir inancı ve hesabı var. Ortadoğu ile ilgili siyonist bir bakış açısına sahip. Başka bir ifadeyle Bush'ların tarikatından. İşte bu hal ve şartlar altında bir ziyaret ve görüşme gerçekleşecek. Allah devletimizi idare edenlere yar ve yardımcı olsun.
Takvim
15 Mayıs 2017
Bu yazdıklarımı daha evvel de yazmıştım. Hangi aklı başında kardeşimiz "Bunlar yalan" ya da "Abartıyorsun" diyebilir? ABD müttefik ve dost gibi görünüp terör örgütü eli kanlı PKK ile yatıp kalkıyor. Suriye'de Türk Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yapıyor gibi gözüküp PKK ile düşüp kalkması ne anlama geliyor?
Terör örgütü PKK, neredeyse ABD'nin kara ordusu gibi olmadı mı? Üstelik bunu göstere göstere yapmıyor mu?
Türkiyenin güneyinde PKK'ya devlet kurmak istediklerini artık herkes görmüyor mu? Zaten teröristlere devlet gibi davranmıyor mu? Bütün bu ilişkiler ve yaşananlar, Anadolu'nun bir daha işgal edilmek istenmesi ve bu planın içinde ABD'nin de bizzat yer alması demek değil mi?
ABD müttefiktir, ama bizim değil...
ABD, CIA, NATO, FETÖ...15 Temmuz ihanetinde de bu dörtlü hep beraber değiller miydi? Tabii ki evet... Hem de gırtlaklarına kadar... Resmen Türkiyeyi teslim alıp 'şeytani akıl'a sunacaklardı.
O gece dönemin ABD hükümeti en üst düzeyde 'taraflara sükunet' tavsiye etmemiş miydi? Ne demek taraflara sükunet? Hükumeti kanlı bir darbe ile devirmek isteyen eli kanlı katiller, meşru hükumetin karşısında bir taraf olabilir miydi? Eli kanlı katilleri taraf olarak kabul eden ve demokratik usüllerle seçilmiş hükumet ile eşit gören bir anlayış var karşımızda. Ayrıca bu Fetullah Gülen haini, şerefsizi hala ABD'de yaşamıyor mu? Bu namussuzu seven alçakların bir bölümü de hala ABD'de değil mi? Kardeşlerim bütün bunlar kabul edilebilir mi? Aslında vicdanı önyargılara esir olmamış herkes şunları bilmektedir. ABD biliyoruz ki taraftır. Ama bizim tarafımızda değil. ABD müttefiktir.
Ama bizim müttefikimiz değil.
Karşımızda kimler var?
Cuma günkü yazımda yer alan bir analizi önemine binaen bir daha arz etmek istiyorum... Ne olur sadece siz okumayın. Başkalarına da okutun. Bu analizler Abdullah Çiftçi'ye ait... ABD ve AB'de iktidardaki kişiler, partiler üzerinden okunmaz. Arka plandaki muktedirler üzerinden değerlendirilir.
Yönetimlerin kozmik odalarını ellerine geçirmişler. Finans, petrol, silah, tefeciler, demokratik bazı kurumlar ile ilgili lobiler görünümündeler. ABD ve Avrupa Birliği'nde de muktedir dinciler var.
Bu insanlar, dini ve genetik atalarının peşindeler. Atalarının yaptıklarını ya da yapamadıklarını hayal ediyorlar.
Küreselciler ise 21. Yüzyıl Dünya Projesi peşindeler. Trump'ın Başkan Yardımcısı Mike Pence, Evanjelik'tir. Kudüs ve 'Vaat Edilmiş Topraklar' hususunda, derin bir inancı ve hesabı var. Ortadoğu ile ilgili siyonist bir bakış açısına sahip. Başka bir ifadeyle Bush'ların tarikatından. İşte bu hal ve şartlar altında bir ziyaret ve görüşme gerçekleşecek. Allah devletimizi idare edenlere yar ve yardımcı olsun.
Takvim
15 Mayıs 2017
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.