GÜNCEL

Ergün Diler : Kız kaçıran Kraliçe

Tarih
14 Mart 2015
İzlenme
3194 Kişi

14 Mart 2015

Bugün
size yine bir KRALİÇE masalı anlatacağım... Hem de çok taze... Günlerdir İngiltere üç genç kızın Türkiye'ye gelip buradan da IŞİD'e katıldığını yazdı, çizdi, anlattı, tartıştı ve en sonunda "THY Genel Müdürü Temel Kotil gelsin, olanları AVAM KAMARASI'nda bize tek tek anlatsın!" noktasına geldi! Tam burada bitecek zannederken biri çıkıp, "Bu böyle olmuyor, İngiliz polisi Türkiye'ye gitsin ve havalimanlarındaki güvenliği sağlasın!" dedi! Belli ki hanımefendi bizi hala MÜSTEMLEKE olarak görüyordu! Eski alışkanlıkları canlanıyor ve üst perdeden sallıyordu! Ama bir Alman atasözü her şeyi açıklıyordu: YALANIN BİR BACAĞI KISADIR! Aynen böyle oldu! Ne olduğunu anlatacağım ama FİNALDEN önce bilinmesi gerekenler var!


OLAY NEYDİ?

15 yaşındaki Shamima Begum, 15 yaşındaki Amira Abase ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana, 17 Şubat'ta havayolu ile Londra'dan İstanbul'a geldi. Üç İngiliz kızın 18 Şubat'ta İstanbul Bayrampaşa otogarında olduğunu gösteren güvenlik kamerası görüntüleri yayınlandı. AHABER'de yayınlanan bu görüntüler dünyaya servis edildi! Otobüsle Şanlıurfa'ya giden 3 İngiliz kız, Suriye'de IŞİD'in başkenti olarak anılan Rakka kentine geçti! Dünya bu kadarını biliyordu! Nasıl geçildiği ve orada neler konuşulduğunu ise kimse bilmiyordu! Bilenler de ALGI operasyonuyla Türkiye'ye çullanıyordu! Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün çıkıp kısaca bilgi verdi... "IŞİD'e katılmak için İngiltere'den yola çıkan ve Türkiye üzerinden Suriye'ye geçen 3 kıza yardım eden yabancı ajan yakalandı!" dedi... Bakan devam ederek çok önemli bir ayrıntı daha verdi: "Bu kızlara yardım eden kişi kim çıktı biliyor musunuz? Koalisyon içinde olan bir ülkenin istihbaratında çalışan biri ..." Peki, koalisyonda kimler vardı! ABD, Fransa, İngiltere, Kanada, Avustralya, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün... İşte bu sözlerden sonra kaç numara çevirdim bilmiyorum! Ama aramadığım kişi kalmadı! Ayrıntıları gözden kaçırmadan ilerledim! Tabii sonuca ulaştım! Önce biraz uzaklara gidelim... Gidelim ki FİNAL çok daha heyecanlı olsun!

SÖMÜRGELERİNİ YÖNETİYOR

KANADA
parlamenter demokrasi ve anayasal monarşi ile yönetilen bir federasyondu! KANADA'nın DEVLET BAŞKANI ya da HÜKÜMDARI İngiltere Kraliçesi II. ELIZABETH'ti... Bütün okullarda, bütün sınıflarda onun resmi vardı. Cadde ve bulvar isimleri de hep onun eseriydi. İngiltere sömürgelerini GENEL VALİ'lerle yönetirdi! Burada da aynı yöntem geçerliydi! Genel Vali David Llyod Johnston'du! Bir de bunlara karşı sorumlu olan Başbakan Stephen Harper vardı! Ama etkisiz elemandı! Genel Valiler genellikle emekli, güvenilir ve başarılı politikacılardan seçilir. Başbakan belirlenen isimlerden birini önerir, Kraliçe de onaylardı! Genel Valiler böyle gelirdi!

KANADA'DAN AVUSTURYA'YA
Vali olan JOHNSTON'un yetkileri de az buz değildi! Avam Kamarası ve Senato'nun çıkardığı kanunları onaylatmak, gizli devlet belgelerini imzalamak, parlamento toplantılarını resmen açıp kapamak ve feshetmek!.. Yani hep söylediğim gibi GİZLİ GENEL VALİ ile Kanada'nın da içinde olduğu onlarca ülkeyi (53 diyen de 74 diyen de var!) açık açık KRALİÇE'nin imzasıyla yönetiyorlardı! Kanada için çok ilginç bir MOTTOLARI vardı: A Mari Usque Ad Mare, yani DENİZDEN DENİZE KADAR... Kraliçe ve hemen yanlarında duran SOYLULAR, Atlantiği de, Pasifiği de parsellenmişti. Kanada'dan Avustralya'ya kadar onlarındı. Ama hiç öne çıkmaz ve bize öğretilmezdi! Bir de bunların ORTADOĞU'daki adamlarını hiç bilmezdik! Ama bugün birini öğrendik! Londra'dan uçağa binen ÜÇ GENÇ KIZ, İstanbul'a indi! Buradan otobüsle Şanlıurfa'ya kadar gitti! Ve sınırda iz kayboldu!

PASAPORTUNA GÜVENDİ!

Bu noktadan sonra İNGİLTERE ve egemen olduğu dünya MEDYASI Türkiye'yi suçlamaya başladı! IŞİD denilince "Ankara akla gelsin!" diye her yolu denedi! Ama Türkiye büyük bir başarıya imza attı! Tabii bunu KRALİÇE hiç beklemiyordu! Çünkü gelen kızlar da sınıra kadar sokulan AJAN da gerçeği biliyordu! Bambaşka hesaplar vardı! Ama İngilizler yine İKİNCİ PLANDA kalarak operasyonu tamamlamak istedi! Bu kez olmadı! Olamadı! Türk yetkililer sınırda RADARLARINA aldıkları SURİYELİ birini adım adım izledi! Kendinden emin bir şekilde hareket eden ŞAHIS kızları aldıktan sonra ele geçirildi! Tabii şaşırdı! Çünkü kendine güveni tamdı! Nedeni de cebindeki PASAPORT'tu! Çıkardığı pasaport onu kurtaramadı! Operasyonun bozulması için, İngilizler'in susması için elde tutulması gerekiyordu! Tepeden bakan İngilizler'e ders verilmesi gerekiyordu! Öyle de oldu!

YALAN RÜZGARI ARTIK BİTTİ

Cebinden KANADA Pasaportu çıkan Suriyeli, KANADA DEVLETİNE ÇALIŞAN AJAN'dı! Yani dolaylı yoldan KRALİÇE'ye bağlıydı! Bu nedenle de ortalığı ayağa kaldırıyor "Suçlu Türkiye imajı!" oluşturuyorlardı! Nasıldı atasözü: Yalanın bir bacağı kısadır! Bunların ki gerçekten kısa! Ya da bunların iki bacağı kısa mı ne! İşte günlerdir estirilen yalan rüzgarı, AJANIN YAKALANMASIYLA son buldu! Ama yine geleceklerdi! Huyları böyle biliyorum! Gelsinler bakalım! Benden duymuş olmayın, yakında MİT'ten büyük sürprizler gelecek!
Bekleyin!

Takvim 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER