GÜNCEL

Ergün Diler : Kara tablo

Tarih
13 Aralık 2023
İzlenme
1203 Kişi
FUTBOLU yazan, çizen, konuşan, herkes kadar bilirim.
Girilecek top olmadığı için pek topa girmem! Ancak ANKARAGÜCÜ- RİZESPOR karşılaşmasının bitiminden sonra yaşananlar beni de pozisyona itti! Gelin biraz topun peşinden koşalım bugün...
Genellikle büyük şehirlerde kaybolanlar, kimliğini bulamayanlar, evinde, işinde, sokakta, mutsuz olanlar, ümidi olmayanlar, aile kuramayanlar, kursa da yürütemeyenler hayatta hedeflerine koşamayanlar, saygı görmeyenler velhasıl BİR ODASI NOKSAN olanların toplandığı adreslerdir STAD'lar... Kendi kimliği ile var olamayanların hiç tanımadığı birisiyle tribünde yan yana omuz omuza verip şarkılar marşlar söyleyip hayata tutunduğu ve yılda birkaç milyon Euro kazandığı için husumet duyduğu futbolcuya küfür etme yeridir! Metropollerde GERÇEKTE İSTEDİKLERİ KİŞİ OLAMAYANLARIN galibiyetlere "ZAFER" dediği mekanlardır.
Hayatın getirdikleriyle baş edemeyip hedeflere de gidemeyeceklerini bilme durumudur! Sığınılacak bir limandır.
Düşük gelirle yaşarken, o yükün altında ezilirken milyonlarca Euro kazanan futbolcunun attığı GOLÜN arkasına gizlenip GERÇEK hayatı görmeme çabasının yaşandığı yerdir... Kendi varlığını, menzilini, renklerini, hayallerini, ıskalayıp bir FORMANIN içine girip kalabalığın içinde GÖRÜNMEME yeteneği kazanılan yeşil alandır! Parası pulu, malı mülkü olanın da omuzlarındaki yükten bağıra çağıra 90 dakika hayattan mola aldığı yerdir... Hayatın olağan akışında dışarıda rast geldiğinde fotoğraf çektirip havasını atacağın futbol karakterine binlerce kişinin arasına gizlenip "kötü bir dille ateş edilen" mevzidir...
Ankaragücü'nden özür açıklaması- Son Dakika Spor Haberleri | NTVSporFutbol, santrafor-taç-stoper-penaltıforvet- santra-plonjon-ofsayt-markajhat trick-fikstür-frikik-faul-driplingaveraj- aut-asist gibi pek çok terim barındırır içinde... Tamamına yakını İNGİLİZCE'den gelir. Doğaldır.
Dayak yiyen, saldırıya maruz kalan, en çok küfür işiten, annesine, babasına, eşine yani sülalesinde ulaşılmadık kimse kalmayan HAKEM ise ARAPÇA kökenlidir...
Ve hakem; tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişidir, yargıçtır... Dahası vardır... Hakem belirli bir konudan iyi anlayan, seçme ve karar verme yetkisi bulunan, karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun yansız olarak yöneten kimsedir...
İngilizler'in icat ettiği, ismini ARAPÇA'dan alan HAKEMLERİN yönettiği bir oyundur bir sanayidir bir illüzyondur futbol... Türkiye'de ise frekans bambaşkadır. Futbol kalitemiz yerlerdedir, kimse görmek istemez. Avrupa'daki sıradan takımlar gelir canımızı yakar gider, kimse asıl sorunu çözmek için adım atmaz. Uluslararası başarı tesadüflere bağlıdır, kimse sistemi sorgulamaz. Almanya'da 3-4 milyon vatandaşımızın içinden KÜRESEL ÖLÇEKTE iş yapan çok sayıda oyuncu çıkarken 85 milyondan neden verim alınmaz, konuşulmaz...
Taraftar hayatın içinde kendini bulduğu, ifade ettiği yer olarak stad'ları düşünür, oraları doldurur.
YÖNETİCİLER de bu kalabalığı önüne alıp sosyal hayatta ve Ankara'da iş geliştirme çabasına bürünür. Futbolun dışından ne kadar isim varsa yıllardır FUTBOL'u yönetmektedir. BAŞARI GELMEYECEĞİ HALDE GELEMEYECEĞİ HALDE bu akıntı sürüp gitmektedir. Kendi işlerinde TEK KURUŞU bile hesap edenler kulüplerin daha doğrusu camiaların milyonlarca EURO'sunu cömertçe harcamaktadır. Çöpe atmaktadır. Nasıl olsa ne hesap soran vardır ne verecek olan!
Kimse sorunu tanımlayıp çözmek istemez. Bu nedenle takımlar borç batağındadır. "DEVLET OLMADAN" adım atacak halleri yoktur. Kalmamıştır. Futbolda görev alma, sahne önüne koşma getirisi İYİ olan hamlelerdir! Futbol sektöründe dönen PARA Türk futbolunun hak etmediği kadar büyüktür. Arap liglerinin bir TIK üzerindeydik.
Yakında onlar da bizi geçecekti.
Kimse ilgilenmezdi bunlarla. Futbolu yönetenlerin futbolla en küçük teması yoktu. Bilgisini sormuyorum bile...
İlk düğme hep yanlıştı. Oysa örnek alınabilecek pek çok sistem vardı.
Hiçbirini almadık. Kendi kaosumuzu yaşatmayı tercih ettik. Böylece futbol kaybediyor herkes kazanıyordu!
Bakın! Saldırıya uğrayan, ölümden dönen HALİL UMUT MELER bu yıl ŞAMPİYONLAR LİGİ'nde 3 maç yönetti. Maç başına 7 bin Euro'dan 21 bin Euro gelir elde etti.
Süper Lig de ise 8 maça çıktı. 20 bin liradan 160 bin lira kazandı. Bir de aylık 26 bin TL maaşı vardı...
Kitlelerin, statları dolduran binlerce insanın pas pas gibi üzerinden geçtiği HAKEMLER bunu kazanıyordu.
Peki BAŞKANLAR ve yöneticiler yani kulüpleri yönetip batıranlar ne yapıyordu? Mesela bu yıl, Galatasaray 30 milyon EURO, Fenerbahçe 57 milyon EURO, Beşiktaş 17 milyon EURO, Trabzonspor 15 milyon EURO transfer yapıyordu. İmza attırdıkları futbolcuların aldıkları ayrı! Yani 4 miyar TL harcanıyordu ancak ortaya konacak bir başarı da yoktu!
BAŞARIYA ulaşma şansları olmayanlara hedef gerekiyordu!
Seçilecek hedef hem yönetimlerin günahlarını kapatacak hem de savunmasız olacaktı! Ki vurması kolay olsun!
Kitleleri durdurmak için en zayıf halkaya yükleneceklerdi. Stratejik olarak doğru ancak pek ahlaki olmayan bir yöntemdi bu. Kendi çıkarlarını kulüplerin çok ötesinde görenler, FORMALARI kendi işlerini halletmek için KALKAN olarak kullananlar ayda 26 bin TL kazanan kimsesi olmayan HAKEMLERİ yeşil sahanın ortasına atıyordu. AVRUPA'da başarı kazandınız da burada sizi TÜRK HAKEMLERİ Mİ ENGELLEDİ?
Gittiniz Şampiyonlar Ligi'ni kazanıp geldiniz de Real'i City'yi devirdiniz de burada Türk hakemleri attığınız golleri mi vermedi? Önünüz mü kesildi? Bu sorular sorulmazdı.
Elbette futbolun içinde güzel insanlar güzel hamleler vardı. Olmaz mı... Ancak yetmiyordu. Teknik direktör-başkan- yöneticiler-amigolartribünler- masörler-yardımcı teknik adamlar-kulübedeki oyuncular, ekranlardaki milyonlar, yurt için ve yurt dışındaki tüm taraftarlar tek bir KİŞİYE YÜKLENİYORDU!
HAKEM! Onlar da doğal olarak maçlara ayakları titreyerek çıkıyordu.
HATALAR da geliyordu...
Beşiktaş'ın 7.05 milyar, Fenerbahçe'nin 8.63 milyar, Galatasaray'ın 9.6 milyar, Trabzonspor'un 4.7 milyar lira borcu vardı. Toplamda 30 milyar lira zarar söz konusuydu! Peki bunları Halil Umut Meler mi yaptı! Cevabı herkes biliyordu.
Arkalarında siyaset, ekonomi ve medya yoktu. Yalnızdılar! Kimseleri yoktu. Arenadaki boğalara mızrak, HAKEMLERE ise küfür yağardı.
Düne kadar. Şimdi şiddet de kendini gösterdi... En zayıf halkaya herkes yükleniyordu. EN kolay yol seçiliyordu yine. Bir akıl devreye girsin 3 hafta YABANCI HAKEM GETİRSİN. Denemesi bedava...
BAK NASIL KOVUYORLAR ONLARI... Maçtan sonra yabancı burada yok. Senin dilini de anlamıyor. Etkilenmez. İşlerin kötü gittiği ortaya çıkınca HEDEF BAŞKANLAR ve YÖNETİCİLER olur. Bir sonraki hamlede de futbolcular... Yani sistemin asıl kazananları... Türk futbolu rahatça dövebileceği hakem arıyor! Aylık 26 bin TL... Hiçbiri bu tablonun değişmesini istemez. Değişim başlarsa kendileri olmaz. İşin garibi sistemi ayakta tutan taraftar da bu denkleme bakmaz...

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER