Bülent Arınç'ı liberaller pek severlerdi.
Şimdi daha da çok sevmişlerdir.
Kemalistler bile birdenbire pek ısındılar, "adam doğru söylüyor canım"...
Kürt ayrılıkçıları neredeyse zil takıp oynayacaklar.
Arınç, yamalı bohça koalisyonuna şirin görünecek ne varsa yaptı.
Eh, artık güçlendirilmiş bilmemnede bir Meclis başkanlığı falan beklemek de hakkıdır!
"Sembolik cumhurbaşkanlığı" falan da olur hani...
Abdullah Bey buna ne der bilmem.
İster misiniz Kılıçdaroğlu da, Ekmeleddin Bey gibi, iki sene sonra onu aday göstersin? Çok güleriz.

***

Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, bu partinin kurucuları, önde gelenleriydi.
İlk su koyuveren Latif Şener oldu.
2003-2004 yıllarında, yani AK Parti iktidarının ilk yıllarında bürokrasiden bir "karşı hamle" bekleniyordu.... Eh, bu da ancak darbe olabilirdi tabii.
Ayışığı, Sarıkız, Karakız falan derken o darbe yapılamadı.
Daha sonra FETÖ bu konuyu iyice sulandırıp kendine yontmaya ve kurunun yanında yaşı da yakmaya kalkınca bu gerçek güme gitti ve gündemden düşüverdi.
Fakat Latif Bey kendini bir "yeni döneme" hazırlamaya girişti.
AK Parti kapatılacaktı, Tayyip Erdoğan böylece "momentumu" kaybedecekti, yeni bir parti oluşturacak olan Şener bayrağı devralacak, yeni dönemde bir yıldız gibi parlayacaktı!
Hani 27 Mayıs sonrasında Ragıp Gümüşpala, Ekrem Alican gibi, bugün yaşı altmışın altında olan kimsenin tanımadığı yıldızlar...
Hesap çarşıya uymadı.
Şener gitti saçmasapan bir parti kurdu, sonra da, Allah'ın sopası yok, gitti CHP'den mebus oldu.
Hazin ve ibretlik bir vakadır.
İhsanoğlu'nun MHP'ye girmesi gibi.

***